Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sakarya Savaşı’nın başında yirmi beş bin tüfek ve insan var idiyse de, bunlardan on altı bin kişiyi kaybetmiştik. Halbuki, savaşın sonunda kuvvetimiz kırk bine çıkmıştı. Erkân-ı Harbiye’nin başında olan Fevzi Paşa da, ordunun zaferini, insan ve mühimmat bakımından Refet Paşa’ya borçlu olduğumuzu söylerdi. Fakat, Refet Paşa’nın kendisi, bütün bu zaferin köylü kadınların marifeti olduğunu, yayan yürüyerek orduya yardım ettiklerini söylerdi.
Fevzi Çakmak
İsmet Pasa ya karşı kırgınligi söz konusudur. 1944 yil baglarinda Ismet Pasa tarafindan biraz da rizasi disinda yas haddinden emekli edilecektir. Bu kırgınlığı 1950 yilinda olene kadar sürecektir.
Sayfa 364Kitabı okudu
Reklam
Sadrazamlar Yaveri Tarık Mümtaz Bey
Tarık Mümtaz Gözlepe'nin kaleminden takdim ettiğimiz bu hatıralar Sultan Vahideddin etrafındaki gerçeklerin tahlil ve ifadesinde en ciddi bir kaynak olacaktır. Birbiri ardınca, - Abuk Ahmed Paşa - Ferid Paşa (Topçu livası) - Mersinli Cemal Paşa - Kara Said Paşa Süleyman Şefik Kemali Paşa - Ferik Nazım Paşa - Şevket Turgut Paşa - Hüsnü Paşa Mustafa Fevzi Paşa gibi Harbiye Nâzırı ve Damad Ferid Paşa gibi dokuz sadrazama yaverlik etmiş bulunan yazar, Sultan Vahideddin'in vefatına kadar yanında bulunmuştur. O'nun bu eseri takiben «Mütareke Gayyası» adıyla yayınladığımız hatırlarının diğer kısmı ile yakın tarihimizin bir çok acı tatlı gerçeği üzerine eğilenleri her bakımdan tatmin edecek objektif bir mehaz ortaya konulmuştur.
Sayfa 12 - Sebil Yayınevi
Mustafa Kemal'in Attan Düşmesi
Yalnız bu sırada çok teessüfe şayan bir hadise vaki olmuştur. Yürüyüş halinde bulunan mağlup ordumuz henüz Sakarya'ya varmadan, mevzilerini almadan Mustafa Kemal atından düşüp göğüs kaburga kemiklerinden birisi kırıldığı için Ankara'ya götürülmüş ve tedavi altına alınmıştır. Paşa'nın rahatsızlığı ehemmiyetli olduğu için yatağından çıkamamış ve Sakarya harbine hemen hiç müessir olamamıştır. - Süleyman Külçe, "Mareşal Fevzi Çakmak Askeri ve Hususi Hayatı" 214. Sayfa
Süleyman Külçe
Süleyman Külçe
Kemal, Fevzi, Cevat Paşalar
Üç paşa bu hususlarda mutabık kalarak ayağa kalktı ve birbirlerine sarılarak bu uğurda hiçbir şeyden çekinmeyeceklerine dair yemin etti. Böylece Üçler Misakı ortaya çıkmış oldu.
Sayfa 247Kitabı okudu
Fevzi Paşa
Buradaki rahatımızı feda etmemek için koskoca memleketi veriyoruz. Bu ne akıldır?
Sayfa 246Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı İmparatorluk yönetimi ve ordusu Türkleşme gibi baskın bir niteliğe sahiptir... Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve Enver Paşa işte bu zümredendir. Bu insanlar bu dünyayı 30 yaşında öğrendiler, Suriye'de, Arabistan'da askerlik yaptılar ve ardından Balkanlar'a gittiler. Osmanlı İmparatorluğu, çökme döneminde olsa da bir değişim içerisindeydi. Öylesi bir ortamda büyük kumandanların çıkmaması mümkün değildi ve burada bir tesadüften bahsedilemez. Bu grup, monarşi ile geleceğin Cumhuriyeti arasında bir denge hesabı yaptılar ve cumhuriyet öne geçti.
7 Temmuz 1908'de dağa çıkan Niyazi ve arkadaşlarını yakalamak için İstanbul'dan gelen Şemsi Paşa Manastır telgrafhanesinden çıktığı sırada Teğmen Atıf tarafından öldürülmüştür. Kavaklı Fevzi (Çakmak) da Şemsi Paşa ile birlikte idi. Tuhaftır ki aynı Fevzi, paşa olarak, saray hesabına Mustafa Kemal'i tutup İstanbul'a götürmek için Kuvay-ı Milliye'nin ilk zamanlarında Anadolu'ya gelecek ve General Kâzım Karabekir'in yardımını isteyecektir.
Yoktan Var Edilmiş Şehir
Normalde eğitim bir sene olarak planlanıyor. Ama koşullar beklenecek gibi değil. İlk mezunlarını Ekim 1920 'de veriyor Talimgah. 42 kişilik bu ilk grubun diplomasını bizzat Mustafa Kemal ve Fevzi Paşa dağıtıyor. İşte Abidin Paşa Köşkü'ndeki Talimgah 'da yetişen bu subaylar, Sakarya ve Büyük Taarruz 'da düşmanın yenilmesinde en büyük rolleri oynayanlar. Ruhları şad olsun.
Ya istiklal ya ölüm
Muhtelif tarihlerde görüştüğüm İsmet Bey (İnönü), Rauf Bey, İzzet Cevat, Şevket Turgut, Fevzi (Çakmak) Paşalara İstanbul'da, Edirne'deki kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Bey'e (General Eğilmez) Tekirdağ'da ve Mustafa Kemal Paşa'ya (Atatürk) da gerek İsmet Bey va-sıtasiyle ve gerekse bizzat, kendim, İstiklâlimizin tehlikede olduğunu ve genç komutanların Anadolu'ya ordudaki vazifeleri başına dönmeleri ve bu arada benim de Şark'a gönderilmekliğim lüzumunu ve "tek dağ başı mezar oluncaya kadar mücadele"ye karar verdiğimi söyledim ve "Ya istiklâl ya ölüm'ü bir parola gibi ortaya attım.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.