Klasik ahlak filozoflarindan hareketle insanın temelde üç güdü bulunduğunu söyleyebiliriz.İnsan düşünme gücüne, öfke gücüne ve arzu gücüne sahiptir. Insani varlık alanında gerçekleşen her türlü eylem ve fiil, asıl itibariyle bu üç gücün neticesi ya da eserleri olarak ortaya çıkmaktadır.4 İnsani varlık alanını oluşturan bütün eylemler ise esas itibariyle birey tarafından gerçekleştirilir. Bu eylemlerin bir kısmı iktisadî olmakla, bir kısım siyasi olmakla, bir kısmı hukuki vs. olmakla nitelenebilir. Fakat iradesi dışında kalan fiiller hariç bütün âiller evvelemirde birey tarafından gerçekleştiriliyor olması bakımından ahlâkın alanına girerler ve ahlâkîlikle nitelenirler. Bu anlamda ahlâkın alanı ahlâk dışında ya da ahlâka ilave olarak görebileceğimiz bütün alanları kuşatır ve insanın hiçbir eylemi ahlâkîlik tavsifinin dışında kalamaz. Dolayısıyla insanın özgür iradesiyle yaptığı tüm fiiler evvelemirde ahlâkî olmakla nitelenir. İnsani bir fıili niteleyen hukuki, siyasi veya iktisadi vb. bütün sıfatlar ise ahlâkîlik üzerine kurulan ve fakat onu iptal etmeyen ikincil nitelemelerdir. Bizim sözünü edebileceğimiz her türlü ikincil sıfatlar, birincil sıfatın aslında bir devamı olarak ortaya çıkar ve birinci sıfatı zemin olarak kabul eder.
Ömer TürkerKitabı okudu
SIFATLAR VE İSİMLER...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
: "Allah, sıfatları ve isimleri ile var olmuş ve var olacaktır. O'nun isim ve sıfatlarından hiçbiri sonradan olma değildir. O ilmiyle, daima bilir, ilim O'nun ezelde sıfatıdır. O kudretiyle daima kâdirdir, kudret O'nun ezelde sıfatıdır. Yaratması ile daima hâlıktır, yaratma O'nun ezelde sıfatıdır. Fiili ise daima fâildir. Fâil Allah'tır, fiil ise O'nun ezelde sıfatıdır. Yapılan şey, mahlûktur: Yüce Allah'ın fiili ise mahlûk değildir. Allah'ın ezeldeki sıfatları, mahlûk ve sonradan olma değildir. Allah'ın sıfatlarının yaratılmış ve sonradan olduğunu söyleyen, yahut tereddüt eden kimse, yüce Allah'ı inkâr etmiş olur."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 31-32, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
Reklam
Allah'ın Fiili Sıfatları
Yalnızca Allah’ın zatını mülâhaza etmenin Allah'ın o sıfatlara sahip olduğunu anlamak için yeterli olmayıp, Allah'ın zatını başka bir şeyle mukayese ettiğimizde ortaya çıkan sıfatlar. Yani Allah'ın zatı, başka bir şey ile bağlantılı olarak nazara alındığında o sıfatlara haiz olduğu ortaya çıkmaktadır. Mesela; yaratan, rızk veren, esirgeyen, bağışlayan, alçaltan, hidayet eden, yöneten gibi sıfatlar ki bir yaratılan, rızk verilen, esirgenen, bağışlanan, alçaltılan, hidayet olunan ve yönetilen nazara alınmadan Allah'ın bu sıfatlara sahip olduğu düşünülemez.
Sayfa 188 - KRİPTOKitabı okudu
ZÂTÎ ve FİİLÎ SIFATLAR...
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
: - "Allah'ın Zâtî sıfatları; hayat, kudret, ilim, kelâm, semî, basar ve irade sıfatlarıdır. Fiilî sıfatlar ise, "tahlik-taratma", "terzik-rızık verme", inşa (yapma), İbdâ (örneksiz yaratma) ve sun' (sanatla yaratma) ve diğer sıfatlardır..."
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
,
İman ve Tefekkür
İman ve Tefekkür
, sh 31, 1.Levha, -İmân ve İslâm- (İmânın Mahiyeti-İmam_ı Âzam'dan), İBDA Yayınları
Allah’ın Ezelî ve Ebedî Sıfatları...
Şüphe yok ki Allah (azze ve celle) en yüce kemal sıfatlarla muttasıftır ve en güzel isimler O’nundur. Şayet O kemal sıfatlarla muttasıf olmasaydı, bu başlangıçta eksik olup kemal sıfatlarının daha sonra hasıl olduğu anlamına gelirdi. Bu açıklama, Allah (azze ve celle)’nin sıfatlarından üç çeşit sıfata da tatbik edilebilir: 1 - Kudret, hayat, işitme ve görme gibi zatî sıfatlar. 2 - Yaratma ve rızık verme gibi fiilî sıfatlar. 3- Rıza, gazap ve istiva gibi ihtiyarî sıfatlar. Allah (azze ve celle) yaratmadan önce de yaratandı ve O, rızık verme­ den önce de rezzak sıfatına sahipti. Ebu Hanife Fıkhu’l Ekber'in 14. sayfasında şöyle demektedir: “O’nun isim ve sıfatları ezelî ve ebedî­dir. O’nun için hiçbir isim veya sıfat sonradan ortaya çıkmamıştır. O, ezelden beri ilmiyle âlimdir ve ilim O’nun ezelde var olan sıfa­tıdır; kudretiyle kadirdir ve kudret O’nun ezelde var olan sıfatıdır; kelamı ile mütekellimdir ve kelam O’nun ezelde var olan sıfatıdır; yaratmasıyla hâlıktır ve yaratma O’nun ezelde var olan sıfatıdır. Fii­liyle fâildir ve fiil O’nun ezelde var olan sıfatıdır.” Tahavi de kitabının 127.sayfasında şöyle demiştir: “O, yaratma­ dan önce de sıfatları ile ezelî idi. Yaratmakla sıfatlarından herhangi bir şey artmamıştır. Sıfatlarıyla ezelî olduğu gibi bu sıfatlara sahip olarak ebedîdir. Allah, mahlukatı yaratmasından itibaren El-Halik ismini ve bunları yoktan var etmekle El-Bâri (yoktan var eden) is­ mini kazanmış değildir.”
Sayfa 39 - Küresel Kitap
Yirmi beşinci Pencere Nasılki, madrub, elbette dâribe delâlet eder. San’atlı bir eser, san’atkârı îcab eder. Veled, vâlidi iktiza eder; tahtiyyet, fevkıyyeti istilzam eder ve hâkezâ... Bütün umûr-u izâfiyye tâbir ettikleri biri birisiz olmayan evsaf-ı nisbiyye misillü şu kâinatın cüz’iyyatında ve heyet-i umumiyyesinde görünen imkân dahi, vücûbu gösterir. Ve bütün onlarda görünen infial, bir fiili gösterir. Ve umumunda görünen mahlûkıyyet, Hâlıkıyyeti gösterir. Ve umumunda görünen kesret ve terkib, vahdeti istilzam eder. Ve vücûb ve fiil ve hâlıkıyet ve vahdet, bilbedâhe ve bizzarure; mümkin, münfail, kesîr, mürekkeb, mahlûk olmayan, vâcib ve fâil, vâhid ve hâlık olan mevsuflarını ister. Öyle ise; bilbedâhe bütün kâinattaki bütün imkânlar, bütün infialler, bütün mahlûkıyyetler, bütün kesret ve terkibler bir Zât-ı Vâcib-ül-Vücûd, Fa’âlün-Limâ Yürîd, Hâlik-ı Külli Şey’e, Vâhid-i Ehade şehadet eder. Elhasıl: Nasıl, imkândan vücûb görünüyor, infialden fiil; ve kesretten vahdet. Bunların vücûdu, onların vücûduna kat’iyyen delâlet eder. Öyle de: Mevcûdât üstünde görünen mahlûkıyyet ve merzûkıyyet gibi sıfatlar dahi, Sâniiyyet, Rezzakıyyet gibi şeinlerin vücûdlarına kat’î delâlet ediyor. Şu sıfâtın vücûdu dahi, bizzarure ve bilbedâhe bir Hallâk ve bir Rezzak Sâni’-i Rahîm’in vücûduna delâlet eder. Demek herbir mevcûd, taşıdığı yüzler bu çeşit sıfatlar lisanı ile, Zât-ı Vâcib-ül Vücûd’un yüzler Esmâ-i Hüsnâsına şehadet ederler. Bu şehadetler kabûl edilmezse, mevcûdâtın bütün bu çeşit sıfatlarını inkâr etmek lâzım gelir...
Sayfa 678 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
Reklam
78 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.