"Gönül dili" "Biz" i gerçekten hissettiğin zaman ortaya çıkan duyguların, ilişkilerin dilidir. Yani bitaz Yunus Emre ye aşinaysan, bu dili bilirsin. Bu evrensel bir dildir;altı aylık bir bebek bile bu dili hisseder.
-Gitme, seni bakan yaparım.
+Ne bakanı?
-Şey... Adalet bakanı
+İyi ama burda yargılanacak kimse yok ki.
-O halde sen de kendini yargılarsın. Bu en zorudur. Bir başkasını yargılamaktan çok daha zordur kendini yargılamak. Kendini yargılamayı becerebilirsen, gerçek bir bilgesin demektir.
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz; ama daha derinlere inin... Sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. Siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsumuz. Siz, arzuyu seviyorsunuz. Arzu edilen şeyi değil.
"İçimizde şeytan yok. İçimizde acizlik, tembellik, iradesizlik, bilgisizlik var ve bunların hepsinden de daha korkunç bir şey; hakikatleri görmekten kaçma ihtiyacı var."
"Hiçbir planım, hiçbir beklentim yok, geleceğe doğru yürüyemem ben, olsa olsa onun içine düşer, yuvarlanır, tökezleyebilirim, ancak bunu yapabilirim ve en iyi yapabildiğim şey de uzanıp olduğum yerde kalmak."