Yazar bu kitabında Foreshadowing anlatım tekniğini çok güzel bir şekilde işlemiş.
Ele aldığı konuyu incelikle ve yüze vurulan gerçeklerle anlatmış olması okuru etkiliyor.
Gençlik aşkının bu kadar sarsıcı bir son noktayı koyması beklenilen bir şeydi. Okurken karakterlerin düşünce yapısına hakim olamamak heyecanla okumama neden oldu. Yeri geldiğinde şeytana papucunu ters giydiren zekaya sahip karakterlerin olmasıyla beraberinde getirdiği soluksuz serüven okunmaya değer..
Yaşamımızda o kadar önemsiz bir yer kapladığımızı ve yaptıklarımızla bir dumanın önümüzden geçip gitmesi kadar bir anı kapsayan hayatta önemli olanın anı yaşamak olduğunu anlatıyor.
Geçmişe her takıldığımızda bizi bekleyen sahnelerin ipuçları verilmiş oluyor. Bu da Foreshadowing tekniğinin bir parçası olarak önümüze çıkıyor.
Keyifli okumalar dilerim siz değerli okurlarımıza..
DumanIvan Turgenyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20121,072 okunma
“Hayır. Sen kendin çekip gideceksin. Kimse yardım etmeyecek. Sağ gözünü kendin çıkaracak, sağ elini kendin kesip atacaksın. Kalbini sen kurban edecek ve onu göğsünden kesip atan rahip sen olacaksın.”
Önceden haber verme mi diyelim, öngörü mü diyelim (foreshadowing)’ lerle dolu zengin bir eser. Victorian döneminin hem feminist hem de baş yapıtı sayılabilecek nitelikte.
Bölüm 27, kilit noktam.
Seküler dünya ile ilahi dünyanın çarpışması. Rochester dünyeviliği ve insanoğluğunun hata payını,John da ilahi olanı insanın kusursuzluğunu yansıtsa da aslında her kusursuzluğun içinde bir zorlama ve kusurun olduğunu, her kusurun içinde de kusursuzluğun olabileceğini çok güzel işlemiş roman.
Örneğin, John Jane’i evlenmesi için zorlar sadece misyoner olarak kullanmayı diler ve bunu da din baskısıyla yapmaya çalışır, çünkü kendisi Cenneti vaat edendir. Diğer yandan ne kadar kusurlu da olsa Mr. Rochester’in seküler olan tutkusu, aşkı, sevgi boyutu kör ve sakat olmasına rağmen hala kucak açabilmesiyle kusursuzlaşır.
Mr. Rochester’ın esmer ve çirkin olması John’un da tam tersine uzun boylu yakışıklı olması yine kusurun içinde kusursuzluğu, kusursuzluğun içinde kusuru vurgulamak için farklı bir örnek.
Kısaca eser bir nevi günah çıkarma temalı olup bildungsroman (ahlaki ve psikolojik olgunlaşma) niteliğinde.
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,4bin okunma
bu kitap bana beni hatirlatiyor. ne kadar dogru bir tespit bilemeyecegim ama bir kitap yazsam ortaya bu veya bu tip bir sey cikarmis gibi hissediyorum. cunku (bence) benim kisiligim fantastik ve absurt komedinin harmanlanmasindan olusuyor ve bu kitap tam olarak fantastik ve absurt komedinin bir harmani bence. ayrica alcatraz'in araya
Bu inceleme de spoiler olacaktır.
Öncelikle genel olarak bu benim seride en beğendiğim ve başarılı bulduğum kitap oldu. Başka pek çok yerde bu kitap ile olayların yavaşladığından bahsediyordu. Fakat bu kitap olay örgüsünün diğer kitaplardan farklı olarak belli bir düzenden çıktığı ilk kitaptı ve çok daha fazla entrika döndü kitapta ve pek
Bilmeniz gereken şey bunun bir çocuk kitabı olmadığı. Genç yetişkinler için alınabilir. Çocuğunuza almayı düşünüyorsanız yine de öncelikle okumanızda fayda var. Kendiniz için düşünüyorsanız konusunu bilmeden, araştırmadan alıp okumanızı tavsiye ediyorum. Kitabın arka kapak yazısında da bahsedildiği gibi elbette ki alametifarikası hikâyeyi bir
"Lanet olsun, marangozun çocuğu. Başkasını çarmıha gerdiğin gibi, sen de gerilesin!"
Annesine döndü:
"Ve sen, Meryem, benim duyduğum acıyı, sen de duyasın!"
#kayıpgergedanlar arka planda Maraş katliamının anlatıldığı, rüyalarla gerçeklerin birbirine karıştığı sert bir kurgu. Katliamın can alan kısımlarına, katarsis yaşatacak derecede bir açıklıkla yer verildiği için merak unsuru yüksek, akıcı bir roman. Kurgunun gerçek üstü olaylar ve değiştirilen masallar ile süslenmesi, bugün ve geçmiş arasında
Geçen gün Netflix te denk gelip izlediğim kısa film tadında bir roman. (Meraklısına Bir Kucak Hüzün - 2024 Oscar Adayı) Haliyle bitirdiğimde niye bitti, devam etseydi ya diye sorgulamam kaçınılmaz oldu.
Kitabın adı Moderato Cantabile hafif ezgili anlamına gelen bir müzik terimiymiş. Bu bilgiyi kitabın ilk sayfalarında ediniyoruz. Şimdi düşünüyorum da sevgili Duras kitabın kapak adıyla bile belki de önseme (foreshadowing) yaparak bize romanın sakince tıkırında ilerletilmiş, bir noktada da kesilecek olduğu bilgisinin sinyallerini veriyor.
Konusuna gelirsek oğluna piyano öğretmekte ısrarcı Anne Desbaresdes , oğlu , piyano öğretmeni Madmazel Giraud ile başladığımız romana Chauvin ve meraklı kahveci kadın ile devam ediyoruz. Öldürülen kadının çığlığı üzerine meraktan kahveciye koşan Anne , kalabalığın arasında Chauvin ile tanışır ve o günden sonra kameralarımız çoğunlukla Anneyi ve Chauvinin buluşmalarıyla aralarında geçen belirsiz muhabbeti , ara ara da Annenin oğlu ve kahveci kadına odaklanır. Bir zaman sonra da anlıyoruz ki Annenin eşinin yanında çalışan Chauvin zaten bayadır Anneyi gözetliyormuş.
İşte böyle, bu kadar. İkili belirsiz diyaloglar ve annesini kapıda bekleyen bir çocuk , masaya şarap taşıyıp ikilinin muhabbetine kulak misafiri olmaya çalışan kahveci kadın…
Çok tatmin edici değil ama 94 sayfalık değişik olay örgüsüyle mini ve sakin bir roman… Kitabın sonunun da öylece yitip gitmesiyle de değişik…