Fotoğraf demek en ham tanımıyla zaman demektir çünkü. Fotoğraf uzakları çağırır, kendi dışımızdaki ya da içimizdeki uzakları.
Yaşamak aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil yaşayan bir insan bağlar.
Reklam
En güzel alıntı
Bir mesajla her şey biter bazen. Binlerce fotograf silinir. Anılar kaybolur, dudaklar yabancılaşır ... Defalarca söylenen "Seni seviyorum" lafları raflara kalkar. Artık başkasını bekler o laflar, artık başkasınındır. Ayrılık biraz sana, biraz bana benzer: Ayrılık yüzündeki gülüşe, gidişindeki bitişe benzer. Ayrılık en çok da attığın o son mesaja benzer, ayrılık bize benzer.
Bir kadın tanıdım Bir fotoğraf karesine Sığamayacak kadar güzel bakıyordu...
Elimdeki eski fotoğrafımıza göz gezdirdim kederle. İki fotoğraf arasında boşa gitmiş, tükenmiş, hayfa geçmiş, onun deyişiyle "zara yazılmış" koskoca bir ömür vardı gerçekte. Bazı anlar gibi bazı fotoğraflar da zamanla tamamlanıyordu galiba.
Reklam
Kim Emredebilir Kuşlara Kırlarda Sessiz Olmayı
Peki, bize düşen nedir? Bir yolculuk belki. Kalemlerinizi elinize alın, fotoğraf makinelerinizi boynunuza takın.
Yüzün fotoğraf klişesini asit banyosuna sokun. Onu duyarlılaştıran şoklar görünür hale gelecek ve sizi şaşırtacaktır. Siz de suratınıza bir yumruk atın ve ölün.
Kelimelerin ruhu vardır. Kelimeler, sadece harflerin bir araya gelmesiyle oluşan anlamın dışında bir şeydir. "Çiçek" sadece çiçek değildir mesela. Ya da "mektup". Yalnızca bir zarfın içindeki kağıt mıdır,mektup? "Fotoğraf' denilince niye içimiz titrer o zaman? Çünkü o yalnızca bir fotoğraf değildir de ondan.
Doktorların çok yardımı dokunuyordu ama ben neyin gerçek olup neyin olmadığını anlamak için kendi sistemimi geliştirmiştim. Fotoğraf çekiyordum. Zamanla fotoğraflarda halüsinasyonlar kaybolurken gerçekler kalıyordu.
Reklam
Çıplak Babalar
Altmışlık yıllarda İngiltere’de yırtık pırtık iş elbiseleri içinde bir irlandalı. nın yanında taşıdığı pahalı bir fotoğraf makinesine el konur.Tutuk. lanır sorguya çekilir.
Sayfa 89 - YkyKitabı okudu
Fotoğraf makinesi onun muhabbet tellalıydı.
Sayfa 39 - Kırmızı KediKitabı okudu
Çıplak Babalar
Fotoğrafçının ihtiyacı olan şey olan şey fotoğraf makinesi dışında gözler,kalp ve ellerden başka bir şey değildi.
Sayfa 89 - YkyKitabı okudu
Türkiye tarihinde Gezi Olayları olarak bilinen ve dönemin hükümetine karşı yapılan protestoların ülke geneline yayıldığı günlerdi. Her ne kadar, her bir katılımcının sokağa çıkma nedeni ve attığı slogan farklı olsa da Gezi Olayları, özetle şöyle tanımlanabilirdi: Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün hükümet tarafından yıllardır keyfi biçimde kısıtlanmasına karşı düzenlenmiş, haftalar süren bir toplantı ve gösteri yürüyüşü. Tabii ki bu toplantı ve gösteri yürüyüşü de hükümet tarafından keyfi biçimde yasaklanmış ve orantısız bir polis şiddetiyle bastırılmak istenmişti. Çünkü protesto hakkını elde etmek için protesto düzenlemek de kabul edilemezdi! Ancak göstericilerin, onlara uygulanan aşırı şiddeti hak ettiğini kendi seçmenlerine anlatmak da hükümet açısından önemliydi. Ne de olsa bir sadistler kulübü olarak görünmek istemiyorlardı. İşte bu noktada bir fotoğraf çıktı ortaya. Protestocuların asla Müslüman olamayacağını hatta en az English Defence League kadar Müslümanlardan nefret ettiklerini iddia edebilmek adına çekilmiş bir fotoğraf: Polisten kaçan eylemcilerin bir süreliğine sığındığı, İstanbul’daki bir caminin zeminine ertesi gün boş bir bira kutusu konulmuş, deklanşöre basılmış ve bu kare ülkenin resmi haber ajansı tarafından servis edilmişti. Fotoğrafta da görüldüğü üzere, o camide birkaç saat geçirmiş göstericiler, dolayısıyla sokağa çıkmış milyonlarca insan, çok uzaklarda kilise yakan black metal hayranları kadar din düşmanıydı. İnanmayan varsa, elinde o fotoğrafla resmi demeç veren hükümet yetkililerini dinleyebilirdi.
Sayfa 49 - Doğan KitapKitabı okuyor
Hayatındaki güzel anı Ölümsüzleştirmek için çektiğin fotoğraf, gün gelir seni öldürür
Resim