Din entelektüel açıdan muarız olabilse de, umudun ve avuntunun yaşamsal bir kaynağıydı ve bu anlamda siyaseten vazgeçilemez önemde olduğunu ispat etmişti. “Trajedi o ki,” diyordu Frederick Nietzsche, “din ve metafiziğin dogmalarına inanamayız,” fakat “kurtuluş ve avuntunun bu en üstün aracına ihtiyaç duymayı” sürdürürüz.