Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gamze Özden

Gamze Özden
@g4mzeozden
Mütercim - Öğretmen
34 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
224 syf.
10/10 puan verdi
Kargalar ve İnsanlar
"Sen hep böyle güzel kal, sen böyle güzel güzel ihtiyarla, bu çocuk da büyüsün çirkinleşsin. Kabul mü?" Güray Süngü güzelken çirkinleşmenin seyrini anlatmış bu romanında. İnsanı güzelken içini bulandıran, karartan, kalbini sıkıştıran, içini yakan belki de en temel duygu neydi? Hasetti. Süngü bu romanında işte her şey kendi renginde güzelken sonradan yapılan yeni ayrımların, insanın içindeki o güzel "tohumu" hasetle harlayarak nasıl birer "çalı" haline getirdiğini anlatmış. Kendine has üslubuyla üç farklı ancak birbiriyle alakalı hikayeyi okurla buluşturmuş. Romanda Habil ile Kabil, Ekim ile Temmuz, Urra ile Arru, Utular ile UtUlar, Zedeler ve kargalar var. "Barış ve güven ortamı" sağlamak için Yüksek Ülke'den gelen Sivri Adamlar var. Bir yerden tanıdık geldi mi?
Büyük Irmaklardan Bile
Büyük Irmaklardan BileGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2022298 okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kurban Tuzağından Kurtulmak
Bu kitabın her sayfasından alıntı paylaşabilirim. Her birinin de saatlerce üzerinde konuşulacak meseleler olduğuna inancım tamdır. O sebeple kitap hakkında fikirlerimi ve hissiyatımı paylaşmak istiyorum öncelikle. Bu kitap size dikkat çekici bir isim ya da büyük puntolarla yazılmış iddialı sözler vaad etmiyor. O nedenle "meşhur" kitapevlerinin "çok satılanlar" raflarında bulmanız biraz zor olabilir. Zaten kitabı okuyanların çoğunluğu birbirine tavsiye ederek almıştır bu kitabı. Aslında bu nedenle de pek kıymetli. Kitabı bir çırpıda okumanız biraz zor olabilir. İhtiva ettiği meseleleri hazmetmek gerekebilir mesela her şeyden önce. Kitabı okurken çok tanıdık sahnelerle karşı karşıya gelebilir ve kendinizi bir anda Diana Zimberoff'un terapi koltuğunda zorlu bir seansta bulabilirsiniz. Hayatta yürümeye çalışırken Bermuda Şeytan Üçgeni misali bizi içine içine çeken sinsi Kurban Üçgeni ile tanışırsınız önce. Sonra bu üçgenin hayatta size biçtiği kurban, kurtarıcı ve zorba rollerini...Bu rollerdeki ustaca oyunculuğumuzu. Hatta edindiğimiz bu roller sebebiyle hayatımıza çektiğimiz insanların portreleri karşısında hayret edersiniz. Ama üzülmeyin; kitapta tespitlere olduğu kadar tedavilere de yer verilmiş. O nedenle içeriği dolu bir kitap. Ayrıca bu kitabı Türkçeye kazandıran Özge Taylan'a teşekkürü borç bilmemiz gerekir. Şifalı okumalar...
Kurban Tuzağından Kurtulmak
Kurban Tuzağından KurtulmakDiane Zimberoff · C Planı · 2017897 okunma
188 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu Romanda Herkes Ölüyor-Beka Adamaşvili
Dünya hayatının en kesin olayı ölümün romanında başkahraman ölümün ta kendisi. Edebiyat dünyasına yolculuk ediyor ve ölüme mahkum edilmiş karakterleri kurtarmayı kendine görev ediniyor. Memento Mori adıyla karşımıza çıkan ölüme; Profesör Arno, Dedektif Mate ve aktivist Lea'nın eşlik ettiği bu edebî yolculukta günümüz dünyasına yapılan göndermeler de yer alıyor. Ayrıca kitapta yazara ait çizimler de mevcut. Kitabın kurgusu ve üslubu alışılagelmişin dışında özgün bir nitelik taşıyor. Yazarla karakterlerin birbiriyle olan mücadelesini hissedebiliyorsunuz. Yer yer karakterlerin metne müdahale ettiği izlenimi verilmiş. Oldukça farklı ve bir o kadar güzel bir kitap. Tavsiye ederim. ***Bir çevirmen olarak burada eseri Gürcüceden Türkçeye kazandıran Harun Çimke'yi de zikretmeliyim. Çeviriyi gayet akıcı ve başarılı buldum.
Bu Romanda Herkes Ölüyor
Bu Romanda Herkes ÖlüyorBeka Adamaşvili · Ketebe Yayınları · 202245 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Gül Yetiştiren Adam'a Dair.
Farklı tercihlere ve farklı fikirlere dair iki ayrı dünya inşa eden karakterleri bir araya getiren bir his vardı kitapta: " aniden tüm hayata müdahil olan hızlı değişimlere alışmakta yaşanan zorlanma hissi." Sanki hep bu değişimin içinde doğmuş gibi yaşayan Sitare'nin anlamlandırmaya çalıştığı ruhsal boşluk işte bu zorlanışın emaresiydi. Ve Gül Yetiştiren Adam... Kimliğe yeni bir elbise giydirerek, benliği topyekün değiştirmenin sadece bir kandırmaca olduğunun bilinciyle çevresinde olup biten şeyleri protesto ediyordu evinde. Gül yetiştiriyordu ve gülden yayılan rayihanın mekanikleşen bu yeni hayata hala "özünü bulabilme" ümidini vereceğine inanıyordu belki de. Rasim Özdenören'in fikirlerini farklı bir biçimde okuma fırsatı buldum bu güzel kitapta. Okuduğum bir deneme türünden bir metin değildi; ama tamamen Rasim Özdenören'di. Bizi ifade etmeyen ithal yaşamların üzerimizde ne kadar iğreti durduğunu sarsıcı bir şekilde anlatmış. Ve dahi bu ithal yaşamların içinde kendimizi nasıl hissettiğimizi de. Mutlaka okunması gereken güzide eserlerden.
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sevdiğim kişilerin sevdiği şeyleri genellikle seviyorum. Bu nedenle ahbabımın tavsiye ettiği her şeyi ihtimamla not alıyorum. Bu kitabı da bir dostumun "Tam senlik bir kitap" demesi üzerine okudum. Ve bu tavrımla yanılmadığımı bir kez daha anladım. Yapı itibariyle biraz meraklıyımdır, bir olayın arka planında yatan sebepleri araştırmak oldumolası ilgimi celp etmiştir. "Panoptik Bela" ise bir dedektif romanı. Ama sıradan bir dedektif romanı değil; mesela çoğu esrarengiz cinayetlerde olduğu gibi katilin genellikle uşak olduğuna dair bir senaryosu yok. Muhayyileyi zorlayan olay ve kahramanların içinde anlamlı mesajlar da bulabileceğimiz kendi nev-i şahsına münhasır bir roman. Bana göre sadece bu detay bile kitabı okumaya değer. Üstelik kitabın dili , kurgunun yaşandığı ortama ve çağa göre kaleme alınmış. Kitabı okumaya başladıktan itibaren kendinizi bir anda Osmanlıca tabirler ile konuşurken bulabilirsiniz. Ben çok beğendim, tavsiye ederim. :)
Panoptik Bela
Panoptik BelaKadir Daniş · Timaş Yayınları · 201646 okunma
Reklam
191 syf.
10/10 puan verdi
Posta Kutusundan Hoş Bir Ses Geliyor Kalbi Isıtan
"Ah nerede o eski mektup yazılan günler?!" diyeceğim, biraz klişe bir kalıp olsa da söylediğim. Kenarı yakılan sarımtırak kağıtların üzerine inci gibi dizilen kelimelerin gizemli bir iklim oluşturan zarflara özenle yerleştirildiği mektupları heyecanla açıp okuma duygusundan mahrum bir nesil olmamızdandır belki bu söylediğim. Dijital ortamda atılan mesajlar, emojilerle desteklenmesine rağmen mektupların insanın ruhuna işleten sıcaklığından mahrum. O nedenle "unutulan mektubun kefareti olarak" kaleme alınan bu mektupların muhatabı olan "dost"a imrendim, açık konuşmak gerekirse. Yazılanlar sadece bir mektup değildi, hatta asırlar öncesinde alimlerin rahlesinden geçirerek dost meclislerine ilettikleri bir birikimi, bir derinliği ifade eden risaleleri de anımsatıyordu. Kitabı elime aldığımda bir karar aldım, dedim ki tekrar tekrar okunası mektuplara bir işaret koyayım; ancak bir de baktım ki neredeyse tüm mektupları işaretlemişim. Kitabın dikkatimi çeken bir başka özelliği ise; anlatılan konulara dair verilen örnekler, alıntılar, hikayelerdi. Her biri içimi ısıtmaya yetti. Mektup yazmıyoruz, mektup almıyoruz artık. Kitabı okuduğumda mektubun muhatabı olan "dost"a teşekkür etmek geliyor içimden. Bizi de kendine ortak ettiği için. Bizi kendimizi sorgulamaya iten mesajlar da pek aldığımız söylenemez. Onaylanmak hoşumuza gidiyor, tenkit edilmekten korkuyoruz, hemen savunmaya geçiyoruz kendimizi. O nedenle bize "acıyı da söyleyen" bir dost mesajı almamız gerekiyordu. Mektuplar bu konuda da tatmin ediciydi. Okuyun, okutun, arada mektup yazın, mektup alın derim.
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202019,9bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Okudum "Sayıklar Bir Dilde"
Güray Süngü'nün okuduğum üçüncü kitabı... Sevdim, okudum 'sayıklar bir dilde'... Süngü'nün kitaplarında kendine has bir üslubu var. Öyle ki , kendisine ait bir kitaptan kesit verilse ve "Bu kitap kime ait olabilir?" diye bir soru sorulsa hiç düşünmeden "Güray Süngü" diyebilirim. Yazarla "Deli Gömleği " isimli öykü kitabıyla tanıştım. Üslubuyla ilk kez tanışmış olmamdan mütevellit biraz şaşırdım, afalladım. Ardından rüyamda Bursa'daki bir kitap fuarında "İbrahim'in Kaybettiğini Bulmasıdır " isimli kiminin fantastik roman olarak nitelendirebileceği eserini aldığımı gördüm. Rüya ile amel ederek kitabı okudum. Kitabın içinde sanki bir rüyada gibiydim ben de. İbrahim'in içsel yolculuğunda ona refakat ediyordum. Dolayısıyla bu kitap benim için ayrı bir konumda yer alıyor. Hayatımda bir hikayesi olması yönüyle belki de. Son olarak artık Güray Süngü'nün üslubuna ısınmış ve kitaplarının müdavimi olmuş biri olarak "Sayıklar Bir Dilde" isimli öykü kitabını okudum. Kitap daha içindekiler bölümüyle beni kendine çekti. Öykü başlıkları sıradışı. Zira aslında her biri bir şiirin parçası. Ve aslında okuduğumuz bol metafor içeren "şiir" görünümlü öyküler işte bu şiir mısralarından ilham alınarak yazılmış. Arka kapakta yazıldığı gibi "Güray Süngü gene bildiğiniz gibi... Ama bu defa bambaşka!" Sonuç olarak zannediyorum ki bu kitap okuduğum Güray Süngü kitaplarının sonuncusu olmayacak. Ve ben yeni kitaplarının sıkı takipçisi olmaya devam edeceğim :)
Sayıklar Bir Dilde
Sayıklar Bir DildeGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2020519 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
Kudüs'e dair bir başlangıç yapmak niyetine...
"Önümüzde duran bir problemi çözmenin ilk adımı, onun "nasıl" ortaya çıktığını derinlemesine analiz etmektir. Böylece problemi doğuran sebeplere ulaşır, bunları ortadan kaldırmak için adım atmaya başlarsınız. Problemi doğuran sebeplere kafa yormadığınızda ve meselenin nasıl düğümlendiğini anlamaya çalışmadığınızda , durmaksızın
Kudüs Yazıları
Kudüs YazılarıTaha Kılınç · Aşina Yayınları · 20181,601 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
Evde vakit geçirmemiz gereken günlerden bir gün "okunacak kitap" arayışında iken karşıma bu kitap çıkıverdi. Sıradışı şeyler ilgimi çektiğinden kitap ismiyle "beni al, beni al" diye adeta bağırıyordu. Kitabı muzip bir karaktere sahip olduğunu düşünerek aldım, ama satırlarında dolaştığımda çoğu defa sert gerçeklere de yakalandım. Hayata dair ironilere ilgisi olana tavsiyedir. Kişinin kendi tercihine kalmıştır ; ama ben okuduğum kitaplarda ilgimi çeken kesitleri işaretlemeyi seven biriyim. Ne kadar kitabı bitirmiş olsam da, biraz zaman geçtikten sonra altını çizdiğim yerleri okumayı seviyorum. Bu kitapta da böyle oldu. Ve belki de ilk defa bir ana metnin değil de dipnotun daha çok altını çizdim. Belki de "oyunbaz" okurlardan biri olduğum içindir. (Bknz: Son Anahtar ve Başka İhtimaller) Kitapta yer alan öyküler özgün, bizden, tanıdık, samimi, kimi zaman fantastik, hatta biraz gerçekçi fantastik üslubuyla dikkat çekiyor. Ben en çok, "Kahramanın Sonsuz Yolculuğu", "Urdn Medeniyeti Hakkında Birkaç Mühim Belge", "Yok Kimse Yok", "Son Anahtar ve Başka İhtimaller" ve "Mahir Ressam ya da Babamı Nasıl Öldürdüm?" adlı öykülerini beğendim. Son olarak, kitabın "Türkiye Yazarlar Birliği Öykü Ödülü"nü aldığını da buraya dipnot düşeyim.
Mümkün Öykülerin En İyisi
Mümkün Öykülerin En İyisiAykut Ertuğrul · İz Yayıncılık · 2017197 okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
Okuruyla Sohbet Eden Kitap
"Ah kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya" Gülten Akın Kitabın muhtevasını düşünürken aklıma gelen mısra bu oldu. Hızın hakimiyet sürdüğü dünyamızda gözden kaçırdığımız incelikleri samimi bir üslupla, adeta okuruyla muhabbet eder gibi hatırlatıyor zira. Yazarın önemsediği ve dikkat çektiği hayata dair kesitlerin her biri uzun uzun konuşmaya değecek gündem maddeleri. Kitabı okunur kılan bir başka özelliği ise, yazarın bizzat kendi hayat tecrübelerinden örnekler vermesi kuşkusuz. Zira yaşanmışlık ezbercilikten her zaman daha etkilidir.
Kırmadan İncitmeden
Kırmadan İncitmedenTaha Kılınç · Aşina Yayınevi · 2017721 okunma
Reklam
8/10 puan verdi
Hayy b. Yakzan'a dair...
Öncelikle bu kitabı görünce aklıma çocukluğum geldi, zira ben Hayy ile ilk kez bir çizgi film yapımıyla tanışmıştım. Bu durum kitabı okurken beni heyecanlandırdı. Kitabın şimdilik sadece İbn Tufeyl'in kaleme aldığı kısmını okumakla yetindim, çünkü içeriği oldukça derin ve dikkat istiyor. Zaman içerisine yedirerek okumayı tercih ettim bu
Hayy bin Yakzan
Hayy bin Yakzanİbn-i Sina · İnsan Yayınları · 20194,646 okunma