Herkesin en fazla aklında kalan bir veya birkaç alıntı vardır. Benimkisi ise Kolera Günlerinde Aşk kitabından.
Kitabı açıp ilk sayfayı açtığınızda bomboş sayfanın ortasında tek bir cümle sizi karşılar:
"Mercedes'e elbette."
Beni bu kadar düşündüren, sürükleyen başka bir alıntı daha okumamıştım. Gabo ve Mercedes aşkını yakından incelediğinizde beklentiniz nirvanaya çıkıyor. Bilmem katılır mısınız ama bu sonsuza kadar yalnız kalma tehlikesine(!) de gebe bir durum. Gabriel Garcia Marquez 9 yaşındayken, 14 yaşındaki Mercedes'i gördüğü ilk anda ona evlenme teklif etmiş.
Yine Yüz Yıllık Yalnızlık kitabının sonlarına doğru yaklaşık olarak şu satırları yazmıştır:
"Elinde bir lambayla kapıyı açan yaşlı kadın onun hezeyanına acıdı ve hayır diye ısrar etti. Orada hiç eczane olmamıştı, Mercedes adında ince boyunlu, uykulu gözlü bir kadın da tanımamıştı.”
İyi ki doğdun
"Kötülük dünyada değil, kişinin yüreğindedir."
Sanatta Bugün: Yüzyıllık Yalnızlık, Kırmızı Pazartesi, Kolera Günlerinde Aşk gibi unutulmaz eserlerin yaratıcısı Gabriel Garcia Marquez, 6 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı.
Tüm Latin Amerika’da kısaca "Gabo" olarak anılan Marquez, 1972'de Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü’nü ve 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü’nü almış; Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos ise onu "Bugüne kadar yaşamış en büyük Kolombiyalı" olarak lanse etmiştir.
İyi ki doğdun Gabo !
"O güne kadar sıradan bir tekdüzelik içinde sürüp gelen günlük yaşamımız, birdenbire ortaklaşa bir boğuntunun çevresinde dönenip durmaya başlamıştı."
Gabrıel Garcıa Marquez
adam 500 sayfa kitap yazmış, edebiyatın altından girmiş üstünden çıkmış, kurguya çağ atlatmış, uzay-zaman-mekan algısını bükmüş, peki sen kitabı okuyan güzel kardeşim alıntı olarak ne seçiyorsun; "aşk da öğrenilir." balım bu nedir? gabo'nun yerinde olsam, şu alıntıyı gördükten sonra burun deliğimden ince uçlu bir kancayla girip beynimin ön lobunu parça parça ederdim.