Türklere ait ilk kütüphane Orta Asya'da Uygurlar döneminde kuruldu. Karahoça ve Turfan kazılarının sonucunda 30 bin adet yazma orta çıkarıldı. Türklerin İslam'ı kabul ettikten sonra kurdukları ilk devlet olan Gaznelilere ait Gazneli Mahmut'un Büyük Saray Kütüphanesi ise önemli bir diğer kütüphane olmuştur.
Tavsiye üzerine okuduğum bir kitap oldu ama tek kelimeyle muazzam bir eser olduğunu söyleyebilirim.
Kitapta sık sık Allah' ın, peygamberlerin isimlerinin zikredilmesi çok hoşuma gitti. Birkaç peygamberin kıssası anlatılıyor özellikle Hz. Yusuf' un kıssasının anlatımını çok beğendim. Bazı hikayelerde hiç bilmediğim konulara rastladım peygamber
Her nasip, Kader-i Mutlak'ın semeresini, niyetin göğe açılmış ellerinde, bir emânet gibi taşır ve vakti geldiğinde, ilk kez tadılan bir lütuf yahut hüzün şeklinde zuhur eder.Biz Gülbeşeker'im ile namı diğer
özlem 'le aylar evvelinden Makalat'ı birlikte okumaya karar verdik. Heyecanla vaktinin gelmesini bekledik.Bir
Sıkı Sünni bir Türk sultanı olan Mahmut, gulamlarından birisi olan Ayaz'a çılgınca âşık olmuştu. Mahmut ile Ayaz arasındaki eşcinsel ilişki hemen hemen bütün doğu kaynaklarına ve minyatürlere yansımıştır. 15. yüzyılın büyük Divan şairi Necati'nin şiirlerinde sık sık Mahmut- Ayaz ilişkisine gönderme yapılmasının sebebi de budur. Mahmut- Ayaz ilişkisine gönderme yapılarak erkek erkeğe aşk yüceltilmiştir.
Malum olduğu üzere İran'ın efsanelerle karışık kıymetli bir tarih kitabıdır. Denilebilir ki İslam harsına ve Arap istilasına karşı İran dilini batmaktan kurtaran bu eserdir. Firdevsi Şahnamesini yazmasaydı Farisi ortadan kaybolacaktı ve İranlılar kendi tarihlerini o da kısmen Yunanlı Heredottan, Ksenofondan okuyacaklardı. Evet bu bariz bir hakikattır. Şahname olmasaydı, bugün Suriye'de, Mısır'da, Fas ve Irak'ta olduğu gibi İran'da da Arapça konuşulacaktı. Milliyetperver şair, bu tehlikeyi tam zamanında sezdi, muazzam eserini yazdı, milletinin dilini ölümden kurtardı. Onu, bu yüksek hizmete sevk eden bir Türk Gazneli Sultan Mahmut'tur. Demek ki bugün İran, kendi dilini bir Türk'e medyumdur.
Arslan Yabgu, 1025 yılında Gazneli Mahmut tarafından bir hile ile yakalandı. Ardından Kuzey Hindistan’daki Kalincar Kalesi’ne hapsedildi. 1032 yılındaki vefatına kadar bu kalede tutuldu.
Gazneli Sultan Mahmut ölünce Bağdat'taki Halife korkudan titremeye başlamıştı. Çünkü halifelere, düşmanlarından kendilerini koruyan Sultan Mahmut'un ölümü pek ağır gelmişti. Halifeler din adına uğraş veren bir koruyucudan yoksun kalmışlardı.