“... gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.O zaman uçmanın anlamını da daha iyi öğreneceksin.”
Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı ve uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır.
Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır.
“...lambaları sönen bir evden sızan yalnızlığım. Dudağımdaki titreme içimde can çekişen gelecektir.
Yüreğimin çok önceden gördüğü bir sonuçtur kirpiklerimdeki buğu.”
Herkesin gövdesiyle varolduğu yerde yüreğini öne süren “bir beyazdım siyahlar arasında.”
Kimsenin başkasının gözünün içine bakmadığı, herkesin çoğalmak için aynasını yanında taşıdığı yankısız bir zamanda...
“Çünkü her yerde bir göğün ufak kaldığı vardı.
—akşama özgü göğsümü açardım
ey mutlu serin penceresi doğanın—
her yerde köpeksi koklaşmaların sürüp gittiği vardı...”