"İnsan kendi ölümünü yazamaz."
Dikkat ; elinize aldığınızda " 1-2 saate bitiririm ya , kafam dağılır hem " diyebileceğiniz ama içine dalınca okuması neredeyse yarım gününüzü alacak etkisi ise da çok daha uzun süre devam eden eserin incelemesini okuyacaksınız birazdan !! Dili mi anlaşılmazdı neden bu kadar uzun sürdü 72 sayfalık kitap diyen sevgili arkadaşlarıma cevabım ; aksine öylesine etkileyiciydi ki ister istemez empati kurarken buluyorsunuz kendinizi ve sonuç nefes almak için bol molalı bir okuma . Çok merak ediyorum sahi Tobias kuzum sahi sen nasıl dayandın bu yaşadıklarına ?? Neyse eserimize fazla spoi vermeden ufak bir giriş yapacak olursak ;
Yıllarca babası ölmüş diye kandırılan , bulunduğu kasabada kötü kadın diye anılıp toplum tarafından dışlanan annesi ile yașayan , babasının kim olduğunu daha sonra öğrenen ve bu sırrın yükünü taşımanın zorluğu ile çocuk yaşta yüzleșen Tobias, yașadığı ülkeyi terk eder ve yeni bir isimle hayatına devam eder. Soruyorum size ; peki insan geçmişinden , dününden kaçabilir mi??
Evinden , yurdundan ayrılmak zorunda kalanların hislerine öyle güzel tercüman olmuş
ki yazar... Tanışmakta geç kalmayın deriiiimmm!!
DünAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20191,228 okunma
Inceleme yazmayı düşünmüyordum:)
Ama yazar öyle bir yazmış ki.. dayanamadım.
Elim gitti,kalbim gitti,ruhum gitti , gönlüm gitti ..
gitti de gitti ..
Kitabın içeriğini yazmayacağım,okuyun sizin de kalbiniz erisin:)
Çok etkileyiciydi... elimden gelse daha ne kadar alıntılar paylaşırdım ama neyse:)
Bugün paylaştığım alıntı çokluğundan bütün takip kitap dostlarından helallik istiyorum:)
Cümleler içimi eritince ,yazar her cümlede kalbime dokununca benim tepkim de böyle oldu...
Kitap bitsin istemedim,o kadar güzeldi.
Kendimden çok şey buldum..Siz de eminim bulacaksınız..
Ha bu arada unutmadan!! çocuklarınıza, sevdiklerinize , aşkınıza bol bol dokunun e mi !!
Bu dünyadan usulca giderken onlara dokunarak sevginizi hissettirerek gidin.. Eğer yapmazsanız onları bu hayatta daima eksik bırakmış olacaksınız haberiniz olsun..
Kitabı herkese gönülden, yürekten tavsiye ediyorum..
Son olarak affınıza sığınarak yine bir alıntı paylaşayım:) Ama bu son haa:)
"Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu.
Bir keklik beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda. Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda.
Bir omuz ısıtırdım, varsın gitsin sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum. Ama yok bir hayatım daha.
Bir hayat daha yok.
Yok..."
Sakın geç kalmayın...Dokunun kalplerine!!
Sevgili yazarımız
Nermin Yıldırım 'a gönül dolusu selam olsun..Iyi ki yazmış,nolur yazmaya devam etsin..
Okur olarak tüm samimiyetimle söylüyorum,bana inanılmaz duygular yaşattığı için sevgili yazarımıza müteşekkirim..
Herkese keyifli okumalar dilerim..
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,7bin okunma
"KENDİNİ VE HAYATINI ÖNEMSE"
Unutmayın tecrübe:
"Kendi yaşanmışlıklarından edinilen derslerden çok daha fazla, başkalarının yaşanmışlıklarından öğrenilenleri, kişinin kendi hayatına uygulamasıdır.
"Yazarımızın okuduğum üçüncü kitabı.
Kalemiyle ilk, ikinci baharını anlattığı "Işığa Giden Yol" kitabıyla tanıştım.
Hayatınız nerede biterse, orada tamam olmuştur. Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır: Öyle uzun yaşamışlar var ki, pek az yaşamışlardır. Şunu anlamakta geç kalmayın: Doya doya yaşamak yılların çokluğuna değil, sizin gücünüze bağlıdır.
"Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar var ki pek az yaşamışlardır. Şunu anlamakta geç kalmayın: Doya doya yaşamak yılların çokluğuna değil, sizin gücünüze bağlıdır."
"KULAK VER SÜKÛTUMA"
"Ömür ile ölüm arasındaki ayraçtır insan. Zamanın naif özgürlüğü sarar insanın bedenini. Ölene kadar unutur güzel ahlakı, sevgiyi, sevilmeyi. Asıl mesele zor gelir insana. Unutur da yaşar bir ömür boyunca gelip geçici işlerle. Hapsolur bulunduğu çıkmaz dairenin içine.
Ve bir gün ölüm ile dünya uykusundan
Ölümün üstüne sünger çekin
Yaşayandan başkası bilmez yaşadığını
Ölümü zambaklarla süslemeyin
Giden aldı götürdü yanlışını
Geriye umut kalmış gibi
Acıyı anılarla beslemeyin
Vazoya dün koyduğunuz çiçeği
Kısaca herşeyiyle astığınız gerçeği
Ölü resimleriyle süslemeyin
Yalnızlığa o kadar gücenmeyin
Saplanmayın bilgi kitaplarına
Çaresiz kalanı da anlayın
Sıradan sevinçleri küçük duyarlıkları
Akşamcılıkları hoş karşılayın
Sakın ölüme geç kalmayın
Kızmayın çanları erken çalana
Ölü evlerinde toplanmayın
Hele yaşadıysanız hiç korkmayın
Ölüm el sürmez yaşayana
Hepimizin hayatında çok umutsuz, mutsuz, sanki bir daha güneş doğmayacakmış gibi hissettiği dönemler olmuştur. Bu dönemde hayatımızdaki insanlar bizi bu karanlıktan çıkarsın isteriz. Bazen bekleriz. Çok bekleriz. Ama kimse yardımcı olmak istemez. Küçük bir sevgi, küçük bir çaba, küçük bir destek yetecektir aslında bize. Ama vermezler bunları. Sonra bu destek bize verilmediği için sorunu kendimizde aramaya başlarız. Daha da kötü hissederiz. İşte tam da bu aşamada o depresyondan çıkartacak desteği kendimizde bulmamızı sağlayan bir kitap. Herkesin yalnız olduğu bu dünyada kendine yardım kitabı ya da tek başına tedavi kitabı diyebiliriz.
Kitabı uzun süre önce keşfetmiştim. İlk incelediğimde bana iyi geleceğinden emindim. Her cümlesini tartarak, düşünerek okudum. Bu yüzden kitabı okumam uzun sürdü. Pes edecek gibi oldum ama devam etmek için gerekli desteği de yine kendimde buldum. Bazen iyi hissetmemiz bizim dışımızda kimsenin umrunda olmuyormuş. İyi ki de devam etmişim. Herkese tavsiye ederim. Kendinize geç kalmayın
İyi HissetmekDavid Burns · Psikonet Yayınları · 202011bin okunma
"AURA"
"Zor dönemden geçerken yanınızda kalan size aittir."
"Bencillik ve kendini sevme aynı olmak bir yana, birbirlerinin zıddıdır. Bencil kişi kendini çok fazla değil çok az sever, hatta kendinden nefret eder. Üretici olmamasının bir belirtisi olan bu kendinden hoşlanmama ve kendine ilgi göstermeme, onu boş ve huzursuz