Bütün İslâm âlemi şunu bilsin ki: Türk milletinin Müslüman Anadolu halkının hissiyatını, fikriyatını yarı Fransızca, yarı Türkçe konuşan, Anadolu halkıyla zerre kadar alâkası olmayan, onun inandığına inanmayan, onun gibi düşünmeyen, kendilerine Türk matbuatı süsü veren monşerlerden öğrenmek mümkün değildir... Onların âlemi başka, Türk milletinin âlemi başkadır. Hükümetimiz hakikaten bir İslâm siyaseti gütmek, İslâm milletlerini etrafında toplamak istiyorsa, büyük müttefiklerimize anlatmalı ki: “Bizim coğrafyadan, tarihten, kendi bünyemizden gelen hususiyetlerimiz vardır. Biz kendi hususiyetlerimiz içinde manalıyız ve bir kıymet ifade ederiz. Eğer bizi kuvvetli bir müttefik, Yakın Doğu'nun lideri olarak görmek istiyorsanız bazı hususlarda bizi kendi hâlimize bırakınız. Meselâ biz bir Türk ve Müslüman olarak Afrika hâdiseleri karşısında sizin gibi hareket edemeyiz. Bir kere biz, Birinci Dünya Harbi'nin sonunda aynı İstiklâl Mücadelelerini yapmış insanlar olarak hürriyet ve istiklâl mücahitlerini tutmak mecburiyetindeyiz. Saniyen muhariplerle aramızda sıkı tarihî, dinî bağlar var. Sonra Bağdat Paktı’yla bağlandığımız devletlerin hiçbiri Fransa'nın Şimalî Afrika'da takip ettiği siyaseti tasvip etmiyor. Hükümet olarak, millet olarak, mütemadiyen protestolarda bulunuyorlar... Bizim de bu havaya uymamız lâzımdır. Yakın Doğu'da en mühim ve en geniş sahaya yerleşmiş olan ve ırk itibarıyla nüfus bakımından da büyük bir yekûn teşkil eden Araplarla iyi geçinmek mecburiyetindeyiz. Yakın Şark'ta bizim müşkül vaziyette kalmamız, sizin işinizi de güçleştirir, zorlaştırır...” demeliyiz.
RUS İSTİLA ve TERÖRÜ Yirminci asır, asırların en kanlısı!.. Hiçbir asırda insanların kanına bu derece girilmemiş, hiçbir zaman böyle vahşet görülmemiştir. Yirminci asır, Türkleri yeryüzünden kaldırmak isteyen cellâtların en çok azdığı, en çok kudurduğu bir asırdır. Silâhlı, teşkilâtlı kızıl tiranların rejimi: Bolşevizm... Bu asrın
Reklam
İyi geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.
"Adab -ı Muaşeret " edep kelimesiyle muaşaret kelimesinden oluşmuş bir isim tamlamasıdır. Edep ,bireysel ve sosyal hayatta akıllılık ,usluluk ,hâl ve tavrın iyiliği ;hayâ ,utanma ,zerafet ,nezaket ,güzel ahlak ,sonradan kazanılmış olan terbiye anlamına gelir .Çoğulu adap 'tır. Muaşeret ise bir arada yaşamak ,güzel geçinmek ,akl -ı selimin hoş gördüğü ,dinin de onayladığı tarzda insanlara muamele etmek demektir .
Asıl toplumsal yarılma çok para kazananlar ile az para kazananlar arasında değil, geçinmek için çalışanlar ile sistemden yarar sağlayanlar arasında.
3 / KADININ CEBİNDEKİ OYUNCAK BEBEK:BİLGE VASALİSA
Bir şeyi enine boyuna ve her açıdan görmek sezgi gerektirir, ama aynı zamanda gördüklerine dayanma gücü de ister. Vasalisa gibi, bilgili olmamız gerektiğinde nazik olmaya çalışabiliriz. Bize, insanlarla geçinmek için keskin içgörülerimizi bir yana koymamız öğretilmiş olabilir. Ancak, baskıcı şartlar altında sadece nazik olmanın ödülü, çok daha fazla kötü muameleye maruz kalmaktan başka bir şey değildir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.