"Nasıl yaşıyorsun? Ne yapıyorsun?"
"Pek yaşıyorum sayılmaz. 'Yaşamak' sözüyle 'geçinmek' ya da 'çalışmak' gibi uzak meseleleri soruyorsan cevabı kolay: Çalışmıyorum ve ufak bir gelirle yaşıyorum.
Şimdi sırf bizi tehdit ediyorlar diye gerileyecek, bütün kalkınma umutlarımızı yitirecek miyiz? Ulus için doğru yol nedir? İlerlemek istemekle kime haksızlık ediyoruz? Başkalarının sırtından mı geçinmek istiyoruz? Küba'lılar olarak istediklerimiz nelerdir? Biz başkalarının alın teri ile değil, kendi alın terimizle yaşamak istiyoruz.
Biz başkalarının zenginlikleri sayesinde değil, kendi zenginliklerimiz sayesinde, milletimizin bütün maddi ihtiyaçlarını tatmin etmek için yaşamak istiyoruz, ve buradan başlıyarak ülkemizin diğer meselelerini halletmek, eğitim, sağlık, eğlence dâvâlarına çare bulmak kararındayız. Bütün bu milyonları nasıl ve nelere harcayacağımızı size başka bir arkadaşımız konuşmalarından birinde anlatacaktır. Bu milyonları, yalnız nasıl değil, ayrıca niçin bu seçtiğimiz yolda sarfedeceğimizi de anlatacaktır.
“Herkes tarafından nefret edilmediğim bir zaman dilimi hatırlamıyorum.”
“Ne?” dedi tereddütle. Sesi dehşete düşmüş gibi çıkıyordu. “Hayır! Shannon, böyle düşünmemelisin…”
“Gerçek bu, Johnny,” diyerek hızlıca duruma açıklık getirdim. “Ben sevilecek biri değilim. Bu bir gerçek. Kısa ve öz.”
“Bu saçmalık,” diye homurdandı Johnny. “Sen sevilmeyecek biri değilsin.”
“Saçmalık değil,” diye karşı çıktım. “Sevilmeyecek biriyim.”
“Ben seni seviyorum,” dedi hiç tereddüt etmeden.(…)
“Bu da beni seven çok az kişiden biri olmanı sağlıyor,” diye titrek bir nefes verdim. “Küçükken benden nefret ederlerdi, Johnny! Cidden nefret ederlerdi. Kimse benimle oynamak istemezdi. Kimse beni Beden Eğitimi’nde takımına almak ya da sınıfta benimle birlikte oturmak istemezdi ve diğer çocukların doğum günü partilerine asla davet edilmezdim. Sürekli bana sataşırlardı. Saçım yüzünden. Vücudum yüzünden. Kıyafetlerim yüzünden. Nefes almam (yüzünden). Ne yaptığım ya da diğer çocuklarla iyi geçinmek için ne kadar uğraştığım hiçbir fark yaratmıyordu, bende her zaman bir kusur bulurlardı.” (..) “Hayatım boyunca sadece iki arkadaşım oldu. Hepsi bu kadar.”