Güneşin sıcaklığı ve kıskıvrak bağlı oluşum beni bitirmişti. Kendimden geçtim. Düşümde, bir ağaç kovuğuna sığınıp ayaklarımın altındaki yeryüzünü alaylı bakışlarla gözleyen bir sincap olmuştum. Sonra çekirge oldum, uzun, esnek bacaklarımla koca koca ülkeler aştım.
Damarları görene kadar bileklerini kestim. Olağanüstü, mucizevî bir şey olmuştu. Hiç oksijen kalmamış bu odada, akan kan siyahtı. Simsiyah. Önce korktum, geri çekildim, sonra gördüğüm bu olay karşısında kendimden geçtim. Bir tür nektar salgılayan bu vücudu hayranlıkla seyrettim. Bugüne dek hiç bu kadar güzel bir manzarayla karşılaşmamıştım. Son derece saf, son derece gerçek bir tabloydu. Bu anoksiye bağlı basit bir morarmaydı, ama benim gözümde, annemin vücudu içindeki kötülüğü dışarı atıyordu. Kötülük işte bu katran renkli siyah sıvıydı. Bu kadının gerçeği -kötülük ve yalan- işte bu siyah kanda gizliydi.
Reklam
Senin anladığın dilden bir gül değilim Ağlak bir rengim ağlak bir tabure Topluma anlatamadığım bir ben varım içimde Susmaya başlarsam yanacak olan ben Kavuşmayı içine sindiremeyen ben Anladıkça kahrolan içimi Hiç süslemeyeceğim İşçiler gecekondu yapar Benim içimde şehirler yükselir Hala akledemediğim bir yabancıyım Ne zaman önünden geçsem kendimin Mezarımı kazıyorum sessizce Hayır ben dünyanın bir çoğu değilim Dünyanın başından geçen bir tenhayım Yaşadığımı anlamak için konuşmayı denedim Kendimden geçtim sonra İçime teğet yaşadım sonra döndüm yine yaşadım Bekledim Soğudu içime astığım kıyafetler
Süleyman Bozkurt
"Ve ben, yok olmaya hazır bütün şahsiyetimle onun gözlerinde erimeyi benzersiz bir haz gibi duyacak kadar kendimden geçtim."
Sayfa 137 - Ötüken
Tesadüf bu ya, aynı kol saatinde durmuşuz Sen, sabaha karşı kalkan bir uçaksın Ben, bir kadeh daha içsem iyi olacak limited şirketi Bıraksam, kendine çekilecek çok cinayetti bıçaksın Eski sevgiline dönüyorsun kalbin tek kapılı buzdolabı Her yer kirli çünkü her yer çiçek açmış Eşyalar hafızasını kaybederse acımaz vururlar adamı Üstelik bildik bir şarkıdan hamileyiz hepimiz Doğursak doğursak iki notalı ezgiler doğururuz çalıntı Da sen zaten doğursan o hüzünlü şeyi bana fırlatıp kaçacaksın Varsa bir nöbetçi bar daha getir bana içerden lütfen bol yolluktu Ben, dışardan seni sevsem iyi olacak limited şirketi Sen de iç, içkiye sevişe sevişe alışacaksın Yahut gerisin geriye ismimi söyle, ismim tersten fazla anlamsız Yaşadıklarımız şimdi fazla fazla anlamsız tersten Gittiğini düz söyle bari, tersten söylersen sen de anlamayacaksın Tesadüf bu ya, aynı kol saatinde durmuşuz Sen, sabaha karşı kalkan bir uçaksın Ben, geçirmeye gelmesem seni iyi olacak limited şirketi Sen nasılsa kanatlarını kopartıp attın, artık yalnız ellerinle uçacaksın senden vazgeçtim vaaz geçtim yine otoban yine ezilmiş kediler avucumda kendimi ölü taşımaktan sıkıldım tamam kabul, kendimden çok, senden az geçtim sonuç: kendimden rock, senden caz geçtim
TAKVİMDEKİ DENİZ Hasreti denizlerin, Denizler kadar derin. Ve o kadar bucaksız. Ta karşımda yapraksız Kullanılmış bir takvim. Üzerinde bir resim; Azgın, sonsuz birdeniz.
Reklam
557 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.