"Geleceğe ah etme / geçmişini yad etme / Alacağın bir nefes/ Onu da berbat etme " An dediniz ya, aklıma Ömer Hayyam'ın bu rubaisi geldi...
Mevlâna'nın düşünce dünyasında ney insanı temsil eder. İnsan da, tıpkı ney gibi, içinde nefes saklamaktadır. İnsanın her sözü, bir özleyişin ve bir ayrılığın ifadesidir. İnsanın iç çekişleri, aslından ayrı olmanın hüznünü, yuvadan uzak olmanın sancısını yansıtır. Kamışlıktan kopardıklarından beri beni, Feryadım ağlatır her kadını ve erkeği....... Kamışlık neyin anayurdu ve evidir. İnsan da tıpkı ney gibi cennetten, yani yuvasından ayrılmıştır. Kalbinin ebedî muhabbetle doyduğu gurbetine sürülmüştür. ... İnsan kalbi, tıpkı ney gibi, fena ve zevalin, ayrılık ve yokluğun yaşandığı bu dünyada, inceden inceye feryad etmektedir..... İnsan ruhu olması gereken yerde değildir; geçmişe ait hüzünler ve geleceğe ait kaygılar, aslında hep bu uzaklığın sözsüz ve sessiz ağlayışından ibarettir... -
Reklam
“Geleceğe ah etme Geçmişini yâd etme Alacağın bir nefes Onu da berbat etme!”
"Geleceğe ah etme/geçmişini yâd etme/ Alacağın bir nefes/Onu da berbat etme!" Ömer Hayyam...
Sayfa 115Kitabı okudu
İnsan zihnini başıboş bıraktı mı ya geçmişe takılıyor ya geleceğe. Hâlbuki iletişimde olduğumuz her şey -kendimiz bile- şimdimize talip. Bir yerde mi okudum bir eğitimde mi öğrendim hatırlamıyorum ama ne vakit şimdiden uzaklaştığımı fark etsem --yemek yaparken, kızlarla oynarken, kitap okurken, birini dinlerken- derin bir nefes alıp veririm. Sonra mümkünse gökyüzüne ya da yeşile bakarım. Ne varsa şimdi de var çünkü. O yüzden derin bir nefes alın ve şimdiye gelin lütfen.
Sevginin ve inancın olduğu yerde, iç yaşantının dünyadan büyük olacağını sessizce biliyorsunuz. Böyle olunca da bir derviş tevekkülü ile sürgüne de, geçmişe de, geleceğe de elbette şifalı sözler büyüteceksiniz. Siz denizseniz, uzak yakın bütün acıları göğsünüzde uyutursunuz: adanızı merhametli bir hasretle kucaklarsınız. Yoksa dünya denen, zaman denen bir hoyratlık sizin iyiliğinizi bir nefes te tüketecektir.
Reklam
Bazen benzerlikler çok olabilir ama yüzde 1'lik bir fark olsa dahi bu bir uçurum farkı olarak nitelenebilir. Biz buna derece değil mahiyet farkı diyoruz. Bir maymun ile DNA dizimi benzerliği ister yüzde 1, ister yüzde 95, isterse yüzde 99 olsun fark etmez, burada mesele dizilim benzerliği değil, DNA'nın nasıl kullanıldığıdır. İnsan
Sayfa 115Kitabı okudu
Hakîkaten Cenâb-ı Hak, kaderi bütün mahlukâtı için meçhul kılmış, onun kazâ hâline gelmeden önce bilinmesini -âdetâ- imkansızlaştırmıştır. Bu sahada an­cak Cenâb-ı Hakk’ın ledünnî ilim verdiklerinin bir nebze nasîbi o­labilir. Allâh’ın sonsuz merhameti îcabı, kaderin meçhul kılınması ve biline­me­mesi, insan müfekkiresinin önünde aşılmaz bir duvar gibi durmaktadır. Ancak yine de O’nun lutfu sâyesinde bu engelin aşılıp duvarın ardının seyredildi­ği bâzı müstesna durumlar da vardır ki, bunlar­dan biri sâdık rüyâlardır. Gerçek­ten sâlih kişilerin rü’yâlarında gördükleri geleceğe dâir haberlerin doğru­landığı çok görül­müş­tür. Bunlar “levh-i mahfûz”dan onların kalblerine ak­seden pırıltı­lardır.
Sayfa 314 - Erkam Yayınları
269 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.