Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Deneyim
Bütün bunların şimdiki anla ilgisi ise şöyledir: Şu an için duygu durumumuz nasılsa geçmişten onları anımsatacak şeyleri düşünürüz. Örneğin şu an mutluysak geçmişten de mutlu olduğumuz anıları hatırlama eğilimi taşırız, şu an kötü hissediyorsak o zaman kötü anılarımız aklımıza gelir. Bu da geleceği kurgulamamızı etkiler Yani geçmişten hangi veritabanını kullanıyorsak gelecek planlarımız da onunla paralel ilerler...
Sayfa 128Kitabı okudu
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm
Dönüşüm
Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
Reklam
Sevgili Helga Brun, Aradan kırk yıldan fazla zaman geçti, ama olanları unutamıyorum ve sana o kompozisyon ödevi için teşekkür etmek maksadıyla yazıyorum. Çok yalnızdım, kendimden utanıyordum,ama nedenini anlayamıyordum. Sonra ödevi yazdım, içimde bir şeyler çözüldü,süreç başlamıştı. Kendimle, mutsuzluğumla,zayıflıklarımla, güçlü yanlarımla barışma ve kendime karşı sorumluluk alma süreci. Dünyadaki koşullarla barışma,yaşamı bir ödül gibi görüp kıymetini bilme süreci. Ödev buydu, bundan dolayı da mutlu olmalıyız, bunu çok ciddiye almalıyız. Altmış yedinin yazı bodrumdan yukarı çıkan merdivenin ilk basamağını çıktım ben. Kendi bodrumuna tıkılıp kalmış o kadar çok insan var ki , üstelik manzaranın geniş, büyük resmin anlamlı olduğu ,gelecek ve bilinmeyen korkusunun beklentiye dönüşebileceği yer olan bu üst katlar boş dururken.
170 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Sahi, Nasıl Sevdin Sen?
Sahi, Nasıl Sevdin Sen?
Burak Aslanpay
Burak Aslanpay
Ne garip… Herkes aşk diye kıvranıyor ama gerçek aşka kimse şans vermiyor. Aşkla kapısına gittiğin kapıyı yüzüne kapatıyor. Sen çabaladıkça tutunduğun her dal elinde kalıyor. Şimdi, sen yokken başkaları öpüyor onu. Ve sen O’nun yüzüne bakmaya bile kıyamazken, başkaları dokunuyor onun tenine. Başkaları tutuyor senin tuttuğun o ellerden… Hayat O’nsuz zor geçecek. Yaşamak O’nsuz imkansız bir hale gelecek. Aldığın nefesler yetmeyecek çoğu zaman. Bir kere ölemedin belki ama, O yokken her sabah ölerek uyanacaksın hayata! Ölürsen öl! Bundan ona ne! O şimdi ellerin oldu. Seni terketti diye yalnız kalmayacak biliyorsun değil mi?
Sahi, Nasıl Sevdin Sen?
Sahi, Nasıl Sevdin Sen?Burak Aslanpay · Kutlu Yayınevi · 20197 okunma
Geçmiş zaman denilen şey olup bitmiş değildir. Faulkner 'ın kelimeleri ile söylersek" Geçmiş ölü değildir, geçmemiştir bile." Bu sözlerin anlamı daha açık şöyle dile getirilebilir belki: belli bir anı yaşayan insan geçmişi canlı olarak bünyesinde bulundurur, geçmiş bulunan her şey an be an şimdiki zamanı anlamlandıran bir vakalar zenginliğidir. Öte yandan gelecek de kendisine karşı duyarsız olduğumuz bir şey değildir. Henüz gelmediğine göre bilgimizin olmadığı bir kavram değildir gelecek, bizim şimdiki zamanda elimizde tuttuğumuz bir takım tavırların serpilişi olduğunu bildiğimiz bir zaman parçasıdır.
Bir dilenci gibi çıplak, bozkırdaki bir avare kadar kökünden kopmuş, sonsuz hayata mahkûm olmuş biri gibi çaresiz kalacaksın. Her şeyi bağışlamış ve her şeyi kaybetmiş olacaksın. Güneş seni artık ısıtmayacak, su, susuzluğunu gideremeyecek, hava göğsünden firar ediyormuş gibi gelecek. İşte o zaman babaların trajik kayboluşunu hatırlayacaksın: Tanrı tarafından çağrıldığını söyleyen, insan gözünün göremeyeceği kadar yok olan ve eserinin hiçliğine yalnız başına ağlamaya giden Musa'yı; çok yakındaki büyük acıya değil, misyonunun gereksizliğini keşfettiği için korkunç gecede ağlayan İsa'yı...
Tutuklunun KehanetiKitabı okuyor
Reklam
KUTUP YILDIZI O korku vardı hep çıkılan yolda O korkusuzluk vardı Suyun su olduğu günden beri akardı Biri can verip aydınlatır Diğeri boğar ve yakardı Yaşamın her dönüm noktasında
Geçmiş olan seneler gün gibi, gelecek olan günler senin gibi hissettirirdi kendini insana. Zaman sinsiydi hem de çok.
"Kurban etmeye nerden başlayacaksın? Hangi kabilelerden? Ne zaman Hintlilere sıra gelecek? Ne zaman Araplara ya da Somalilere geçeceksin? Ve ondan sonra kim olacak günah keçin?" . "Günah keçisiymiş! Sorun da bu," diye gürledi. "İşte bu yüzden hiçbir şey yapamıyoruz. Hepimiz kendimizi sırasını bekleyen kurbanlar olarak görüyoruz. Birinin çıkıp gelmesini, bize yardım eli uzatmasını bekliyoruz. Kendimiz bir şey yapmıyoruz. Sıradaki kim olacak? Eh, biz olacağız, er ya da geç. Bu konuda bir şey yapmazsak öyle olacak."
Sayfa 96 - İletişim Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
Hadis-i Şerif
“Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hâin , hâinler ise güvenilir sayılacak. Kişi kendisinden şahitlik etmesi istenmediği hâlde şahitlik edecek, yemin etmesi istenmediği hâlde yeminler edecek. İnsanların dünya (nîmetlerinden en fazla istifâde ederek) en mes’ûd olanları ise Allâh’a ve Rasûl’üne îmân etmeyen alçaklar olacak!”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.