İyi de, körler görmediğine göre, diye soruyorum, hastalığı gözleriyle nasıl bulaştırıyorlar, Generalim, bana sorarsanız bu hastalık dünyanın en mantıklı hastalığı, görmeyen göz körlüğü gören göze bulaştırıyor, bu kadar basit.
Neydi bize duygularımızı saklamayı öğreten şey?.. Hayat değildi, diğerleriydi. Duygularımız yüzünden yargılana yargılana saklamayı öğreniyor ve belki de sürekli herkesten sakladığımız duygularımızı bir zaman sonra artık hissedemiyor, ruhumuzun rengini, varlığımızın neşesini feda ediyorduk yargılanmamaya. Siyah beyaz oluyorduk.. soluyorduk.
Ve kişinin kendine yaptığı en büyük yardım, başkasının ihtiyacı olan bir şeyi karşılamasında aracı olabilmekti, çünkü hayat farklı bedenlerde, farklı duygularla aksa da aslında tekti.
Hayat aynı anda akıyordu, üstelik aynı mekanda ama herkes farklı yaşıyordu gerçekleri, acıları, duyguları, düşünceleri.. çünkü hayat, her bedende daima farklı akıyordu.