"İnsanla insan arasında katıksız çıkardan, katı 'nakit ödeme' den başka bir bağ bırakmayan; dini bağnazlığın, şövalye ruhunun, küçük burjuva duygusallığının ilahi vecde gelişlerini bencil hesabın buzlu sularında boğan; insan onurunu değişim değerine indirgeyen" bir toplum düzeni dayattığını anladı.
Sayfa 27 - Yordam kitap
Victor Hugo: Zenginin cenneti, yoksulun cehenneminden doğar.
Sayfa 29Kitabı okudu
“Kapitalist üretim modelinin en önemli özelliği, şaşırtıcı bir canlılık ve yaratıcılığa sahip olması.”
Sayfa 12Kitabı okudu
"Bugün için, süper zekanın insanlığıyok etmesinden korkmakla, Mars' ta aşırı nüfus sorunuyla karşılaşmaktan korkmak arasında pek bir fark bulunmuyor." Andrew Ng
Sayfa 74 - Yordam kitap
Kapitalistler gezegeni sistematik olarak yok ediyorlar. Takımadanın neresinde yaşarsan yaşa, çevre kirliliği seni öldürebilir veya en azından ağır bir hastalığa yakalanmana neden olabilir.
Sayfa 68Kitabı okudu
Dünya Bankası'na göre geçen yıl, gayrisafi dünya hasılasının yüzde 52,8'ini, yani dünya üzerinde bir yıl içinde üretilen tüm servetin (mal, patent, hizmet, sermaye) yüzde 52,8'ini en güçlü 500 kıtalararası şirket yönetti. Bu şirketlerin yöneticileri her türlü idari, sendikal, diplomatik denetimden yakayı sıyırırlar. Tek bir stratejileri vardır, o da en kısa sürede ve genellikle ne pahasına olursa olsun en yüksek kârı elde etmektir. Bu kozmokratlar, dünyanın hâkimleri de diyebiliriz onlara, insanlık tarihinde hiçbir imparatorun, papanın veya kralın elde edemediği mali, politik ve ideolojik gücü ellerinde bulundururlar.
Sayfa 74 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Son 50 yılda dünyada tatlı su kaynaklarına bağımlı yaşayan canlıların %37'si yok oldu.
Sayfa 115 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Piliç eti neden ucuz? Çünkü üretilen et "gerçek etten farklı"… Eğer, çevreye verilen zararlar ve neden olduğu sağlık sorunları göz ardı edilmeseydi, tavuk eti kırmızı ete göre daha ucuz olmazdı… Oysa asıl amaç daha çok et tüketmek değil, gerektiği kadar ama sağlıklı et tüketmek olmalıdır.
Sayfa 111 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
2013'teki Fukuşima faciasından sonra nükleer muhiplerinin sayısı iyice azaldı. Mesela Almanya nükleer reaktörlerini kullanımdan çıkarma, kapatma kararı aldı ama 2019'da Türkiye hâlâ nükleer santral kurmaya çalışıyor. Bugün itibarıyla zaten dışa enerji bağımlılığı çok yüksekken, ona bir de nükleer enerji bağımlılığını eklemek istiyorlar. Aslında Türkiye'nin nükleer santral macerası enerji sorununu çözmekle ilgili değil. Nükleer santral satıcılarının, nükleer enerjiyi allayıp pullayarak satmak için canhıraş çabalayan nükleer lobilerinin, velhasıl birilerinin kâr etmesi, başkalarının da komisyon alması için gündeme geliyor… Bir de tabii, nükleer enerji nükleer silah üretimini de mümkün kılıyor. Türkiye'nin ısrarının bir nedeni de o olabilir.
Sayfa 35 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Her tarihsel dönemde belirli enerjilerin kullanımı söz konusu oluyor, ama kullanılan enerjiler toplum için "en uygun" enerjiler olmaktan çok, mülk sahibi egemen sınıfların çıkarına "en uygun" enerjiler oluyor. Mesela Orta Çağ'da su değirmenlerini kontrol altına alan soylular, serflerin rüzgârdan yararlanmasına, yel değirmenleri kurmasına şiddetle karşı çıkmışlardı.
Sayfa 29 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Geride kalan birkaç on yılda nüfus artışının düşük olduğu zengin ülkelerde gaz emisyonu daha çok artıyor. Buna karşılık, nüfus artış oranı yüksek yoksul ülkelerde emisyon daha düşük. Nitekim dünyanın en yoksul altıda birinin (1/6) -ki bu bir milyardan fazla insan demektir- gaz (CO2) emisyonu sıfıra yakın! Besbelli ki burada temel bir çelişki var. Nitekim yaşanılan yere göre modern enerji kullanımı 1 ile 2000 kat arasında değişiyor. Bu kimileri -zenginler-, başkalarından -yoksullardan- iki bin kat fazla enerji kullanıyor
demek…
Sayfa 23 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Kapitalizm öncesi üretim tarzlarında veya uygarlıklarda, ekonomi toplumun içine yerleşmişti, ona tabi idi, onun hizmetindeydi. Kapitalizmle birlikte bu ilişki tersyüz oldu ve toplum ekonomiye tabi hale geldi, ekonominin hizmetine sokuldu.
Sayfa 18 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Midas ve Dionysos'un Yaşlı müridi Silenos
Midas Silenos'a kendisi için en iyi şeyin ne olduğunu sorar, aldığı yanıt çarpıcıydı. Çünkü Silenos ona 'Senin için en iyi şey hiç doğmamış olmandı ama ne yazık ki doğmuşsun, şimdi en iyi şey bir an önce ölmen,' demişti.
Sayfa 92 - yordamKitabı okudu
• Faşizm sınıf farklarını ve sınıf mücadelesini reddeden, ulusal birliği, milli birliği merkeze koyan , bunu sağlamak içinde şiddeti esas yöntem olarak kullanan bir düşüncedir.
Yordam KitapKitabı okudu
