Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bediüzzaman'ın müvekkilinin mahkeme savunması konuşması -okumaya değer-
"Muhterem Vatansever Allah'ına ve mukaddesatına bağlı necip Türk hakimleri! Şu korkunç küfür propagandasına körpe Müslüman Türk çocuklarının temiz ve saf dimağlarını senelerce tahrip edecek felce uğratan korkunç din düşmanlarının aktığı zehirlere bakın." "Ne korkunç hal ve tezatlar içindeyiz. Savcı bunu görmez, İslam dinine ve bütün mukaddes dinlere yapılan bu korkunç taarruz ve hareketi takip etmez de, bu taarruzdan gençliğe muhafaza tedbirleri tavsiye edeni mi yakalar?" "Pek muhterem Türk Müslüman Hakimler! Siz Kur'an'ı Mübin'in Allah'ın nurunun pırıltıları ile dolu olan ve yalnız o nur-u İlâhîyi aksettiren Risale-i Nur Gençlik Rehberi'nden dolayı müvekkilimi mahkum edemezsiniz! Muhterem, asîl ve Müslüman Türk hakimleri! Pek iyi bilirsiniz ki hakiki irşad âlimleri enbiyanın vârisleridir. Bu mübarek zatlar da kendilerine miras kalan va'zu nasihatı, Kur'an'ı Mübin'in emirlerine göre yaymakla mükelleftirler. Vazifesini yaparken hiçbir ücret ve ivazın talibi değildirler. Vazifelerini fisebilillah yaparlar. Ancak, Allah ve Resulünün rızasına taliptirler. Son nefeslerine kadar bu mukaddes vazifeye devam ederler. Çünkü, bu vazife onlara Allah ve Resulünün emanetidir. Müvekkilim, bu emaneti ehline tevdi ediyor diye nasıl tâkip ve tâzip edilir? Nasıl bu ihtiyar yaşında zayıf ve nahif bünyesi inanamayacağı ağır bir teklif ile mükellef tutulur? Gel zindana gir! Bu en korkunç bir zulüm olur. Bu zulme mâni olmak vazifesi de sizlere emanet edilmiştir. Bütün fenalıkları, günahları, ahlaksızlığı, rezaleti, fesat ve fitneyi imha edecek nurdur...
Sayfa 209Kitabı okudu
1927... Nutuk'u yazdı. Kurtuluş Savaşı'nın başından itibaren Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgeselini bizzat kaleme aldı.  Tamamlaması üç ay sürdü.  19 Mayıs 1919'la 20 Ekim 1927 arasını kapsıyordu.  Yazı bölümü 534 sayfa tutuyordu.  Ayrıca 308 sayfa mektup-telgraf gibi belge bulunuyordu.  Hem yazarı hem hatibiydi...  TBMM kürsüsünden bizzat okudu.  Günde altışar saatten altı gün sürdü.  Toplam 36 saat 31 dakikada bitti.  Dünyada eşi benzeri görülmemiş hadiseydi.  Literatüre "maraton nutuk" deyimiyle girdi.  Hem Milli Mücadele'yi resmi olarak kayda geçirmek hem de halka hesap  vermek duygusuyla yazmıştı...  Tarihi konuşmasına "senelerden beri devam eden yükümlülük ve icraatımız  hakkında milletimize hesap vermenin, vazifem olduğu kanaatindeyim" diye başladı.  Ve, siyasi vasiyetnamesi olan "Gençliğe Hitabe" ile bitirdi.'  Saygıdeğer efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet  geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir.  Bunda milletim için ve gelecekteki evlatlarımız için dikkat ve uyanıklık  sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem, kendimi bahtiyar sayacağım.  Efendiler, bu nutkumla, milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklalini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.  Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.  Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.
Reklam
Hababam Sınıfı Masum mu?
SAHNE 3: Zühtü Hoca sınıfa girer ve “Geçen ders verdiğim vazifeyi (ödevi) ezberlediniz mi?” diye sorar. Öğrenciler “Sular seller gibi” cevabını verir. Bir öğrenci, hocanın karşısına geçip Atatürk’ün Gençliğe Hitâbe’sini okumaya başlar. Zühtü Hoca bunu değil, Ziya Paşa’nın Terkîb-i Bend’ini ödev verdiğini söyler. “Hayır, Gençliğe Hitâbe’yi
Sayfa 117 - Derin tarih dergisiKitabı okudu
Oğlum, Atatürk memleketi siz gençliğe emanet etmişti. Sen bu emanete sahip çıktın ve bu yolda Türk Milletinin baş düşmanı Moskoflar tarafından katledildin. 60 Sene yaşayıp da esaret içinde ölmektense, 20 yıl yaşayıp hürriyet içinde şehit olmak daha iyidir.' ABDULLAH ÖNKUZU
Sayfa 1 - Şehit Öğretmenler Ertuğrul Dursun Önkuzu, Şenay Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz'ın aziz ruhlarına ithaf edilmiştir.
(Gençlik sözcüğü Fransız İhtilali ülkülerine [özgürlük, eşitlik, kardeşlik] bağlılığı, feodalliğe, mutlak monarşiye karşıtlığı belirliyordu.) O dönemlerde Genç İtalya ve Genç Almanya hareketleri vardı. Atatürk de Cumhuriyet’i gençliğe emanet ederken herhalde bunu amaçlıyordu. (Meşrutiyet, mutlak hükümdarlığın karşıtı, demokratik hükümdarlıktır.)
Kitaplar yazılmış nasihat dolu Birlikte güçlenir gençliğin kolu Gençliğe emanet Atatürk yolu Hepimiz bu yurdun evlâtlarıyız
Sayfa 163 - Özgür Yayınları, 9. Baskı (1991)Kitabı okudu
Reklam
Kâinat insan için yaratılacak, kâinat içindeki milyarlarca nimetler insan için var edilecek, bütün mahlukat insana hizmet edecek, peki insan bu kadar masrafa karşı ne yapacak? Görevi ne olacak? Nasıl bir hayat sürecek? Hayatını nasıl düzenleyecek? llişkileri, tavırları ve görevleri ne olacak? İşte gençliğe bunlar anlatılmalı, bu konular işlenmeli. Bunlar öğretilmeli ki insan nasıl bir kıymet ve emanet taşıdığını, bu hesabı nasıl ve kime vereceğini bilsin.
Sayfa 149 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
CA’FER b. EBÛ TÂLİB Ondaki Gençliğe ve Güzelliğe Bakın...
Ca’fer sonunda dileğine kavuşmuş, en şerefli ölümlerden biriyle ölerek şehid olmuş ve yüce Rabbine huzur içinde kavuşmuştu... Allah Resûlü, Medine’de, savaşın yerini ve Ca’fer’in durumunu ashabına bildirmiş, onu Allah’a emanet ederek, onun için ağlamıştı...
Atatürkçülük geçmişin bekçiliği değil, bir anlamda geleceğin öncülüğüdür. Atatürkçülük hep ileriye yöneliktir. Onun için Atatürk, Devrimi gençliğe emanet etmiştir.
Sayfa 404Kitabı okudu
Hepimiz bu yurdun evlâtlarıyız
Bu nasıl kavgalar, çirkin dövüşler Hepimiz bu yurdun evlâtlarıyız Yolumuza engel olur bu işler Hepimiz bu yurdun evlâtlarıyız. Birleşiriz bir bayrağın altında Biz Türklerin ikilik yok aslında Yanar tutuşuruz vatan aşkında
Sayfa 147 - Kültür Bakanlığı Yayınları, Birinci Baskı 1989Kitabı okudu
142 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.