Kendinizi yabancı hissediyorsunuzdur, dahası içten içe her zamanki ruh haline yabancı büyük bir boşluk veya derin bir uçurum sezinliyorsunuz.Bunlar varoluşçulara göre tekinsiz tecrübelerdir ve gerçeğin en iç özünü inşa ederler.Böyle zamanlarda hissettiğimiz derin bir sıkıntı yahut endişe duygusudur; belli bir şekilde hiçbir şey ama genelde her șey bizi tehdit eder ve bunaltır.İçimiz kaygı ve endişeyle dolar, varolușçulara göre bu metafizik kökleri olan psikolojik bir durumdur.Eğer birisi bu tekinsizlik duygusuyla bunaldığımızda bizi bunaltıp sıkanın ne olduğunu soracak olursa muhtemelen şu cevabı veririz: "Hiçbir şey".Bu sözcükler sandığımızdan daha doğrudur.Çünkü bizi sıkıp bunaltan şey, varlığımızın sonsuz gücü ve doluluğuyla tutup desteklenmiyor olduğumuzun sezgisidir.
Sayfa 15 - Say Yayınları
"Gerçeğin cevabı" patolojik denen durumlarla sınırlı olmak şöyle dursun, öznelerarası iletişim denilen şeyin gerçekleşmesi için şarttır. Bir "gerçek parçası"nın tutarlılığını garanti altına aldığı bir tür piyon rolünü oynamadığı hiçbir simgesel iletişim yoktur.
Reklam
II.Abdülmamid ve İttihatçılar Arasındaki Filistin Yalanı
Efsanevi söylemde bazen ölçü iyice kaçırılarak, II. Abdülhamid’in tahttan indirildikten sonra güya şu sözleri söylediği iddia edilmektedir: ‘Bu İttihatçılar, mukaddes Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurulması için bana sürekli baskı yapıyorlardı. Bütün ısrarlarına rağmen ben onların bu teklifini katiyen kabul etmedim. Sonunda 150 milyon
Sayfa 66 - YeditepeKitabı okudu
Devlete karşı suç işlemiş biri olarak utanç verici biçimde ölmüş, başarısız olmuş bir mesih, birkaç yıllık süre zarfında, cennetin ve dünyanın yaratıcısına; Tanrı'nın bedenlenmiş haline dönüştürülebilir? Bu sorunun cevabı, dikkat çekici bir gerçeğin değerlendirilmesinde yatıyor: Nasıralı İsa hakkında yazılmış her söz, Matta, Markos,Luka ve Yuhanna müjdelerindeki tüm hikayeler de dahil, İstefan ve Pavlos gibi, yaşadığı dönemde İsa'yı hiç tanımamış olan insanlar tarafından yazılmıştır (belki Luka'nın müjdesi dışında, müjdelerin ismini aldıkları kişiler tarafından yazılmadığını unutmamalıyız). İsa'yı tanımış olanlar -Kudüs'e kral olarak gelirken onu izlemiş ve Tapınak'ı Tanrı adına temizlemesine yardım etmiş olanlar, yakalandığında yanında olan ve yalnız başına ölürken onu izleyenler- İsa' nın arkasında bıraktığı hareketin tanımlanmasında şaşırtıcı biçimde az rol oynamıştır.
Sayfa 218
"Bu noktada tüm çağlar boyunca sorgulayıcı akıllara heyecan veren bir enigma kendisini gösteriyor. Nasıl oluyor da, tamamen deneyimden bağımsız insan düşüncesinin bir ürünü olan matematik, gerçeğin nesneleri için böyle hayranlık uyandıran şekilde uygun olabiliyor? O halde, insan aklı, deneyim olmaksızın, sadece düşünce aracılığı ile, gerçek şeylerin özelliklerini idrak edebiliyor mu? Benim açımdan bu sorunun cevabı, kısaca, şöyle; matematiğin önermeleri gerçeğe başvurduğu sürece kesin değildir; ve kesin oldukları ölçüde, gerçeğe tekabül etmiyorlar demektir." (Einstein,1921)
Gazetelerden birinde, yeni tımarhane müdürüyle bir gazetecinin yaptığı konuşma vardı. Gazeteci yeni tımarhane müdürüne soruyordu: - Siz daha dün, delileri kaçırmamak için çalışanlar arasında değil miydiniz? Müdür bu soruya, - Evet, diye karşılık veriyordu. - İçeri kapatılanların akıllı olduklarını bilmiyor musunuz? - Biliyorum. - Sizi buraya kim müdür yaptı? - Deliler. - Öyleyse, nasıl oluyor da, kendiniz de akıllı olduğunuz halde içerdeki arkadaşlarınızı dışarı bırakmıyorsunuz? Müdür, bu soruya çok kısa ve kesin şu cevabı vermişti: -Arkadaş, vazife vazifedir. İşte o kadar.
Reklam
119 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.