“Ben keyif aramıyorum. Tanrı’yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum. Mutsuz olma hakkını istiyorum.”
Cesur Yeni Dünya’ya hoş geldiniz. Burada sanat yok, bilim yok, özgürlük yok, doğa yok, kitap yok, Shakespeare yok, aşk yok, aile yok. Mutluluk dahil her şey sentetik, her şey teknolojik. -Gerçek, bir tehdittir; bilim ise kamu için bir tehlike oluşturur.- İnsanlar; başka insanların kendilerini tüplerde ürettiği, mutlu olmaya, doğadan ve kitaptan nefret etmeye şartlandırılarak dünyada yer almaya başlıyorlar. Anne ve baba kavramı olmadığı gibi tiksindiricidir burada. Ama herkes herkesle istediği şekilde istediğini yapabilir. -Herkes herkes içindir.- Her şey çok hızlı ve elde edilebilir (Tabi şartlandırmalar sonucu istedikleriniz doğumunuzdan itibaren belli başlı şeylerdir ancak.) Kimse mutsuz olmadığı gibi asla yalnız da değil. Hatta bir Yaratıcı bile yok, Ford var. Ayinler dahil pek çok şey erotizm üzerine.
Kitapla ilgili birçok şeyden bahsettiğim gibi bir o kadarı da eksik kalmış olabilir. Peki şimdi, burada yazılanlardan yola çıkarak günümüzü düşündüğümüzde anlatılanların gerçek olma olasılığı ne kadar uzak sizce? İki uç arasında -vahşi yaşam / sentetik yaşam- ortayı bulmak, insanca ve medenice yaşayabilmek mümkün mü? Olsun.