birbirileri ile çatışmayı sürdürdükleri sürece birbirine yaslanmış 3 Ekin demeti gibi birbirlerine ayakta tutarlar her zamanki gibi 3 Devleti'nin Egemen kesimleri ne yaptığının hep farkındadır hem de farkında değildir yaşamlarını dünyayı fethetmeye aramışlardır ama aynı zamanda bilirler ki savaşın sonsuza dek ve zafere bulaşmadan sürüp gitmesi
Sayfa 228 - CAN YAYINLARI
Tanımlar icat mı edilir yoksa keşif mi edilir?
A Tanımlar keşfedilir, icat edilmez. B Onları keşfederiz; doğuştan bilmeyiz. Ama icat ettiğimiz şey, dili kullanan başka insanların halihazırda sözcüğü nasıl kullandıkları olgusundan daha fazlası değildir. Bir sözcük verilen bir duruma uyduğunda veya uymadığında Sokrates, kahramanlarının karar vermek için kullandıkları ölçütü keşfetmeye
Reklam
CEMİL MERİÇ'İ TANIMA
Cemil Meriç, diyalektiği bir metot olarak uygulayan 'serazat' bir düşünür; sonunda titreyip kendine/yuvaya dönmüş, hidayete ermiş, hak yolunu bulmuş eski bir Marksist; Batı'yı tanıdığı ölçüde, ışığın ancak Doğu'dan gelebileceğinin farkına varmış eski bir batıcı; Doğu ile Batı ve/veya 'muhteşem bir mazi' ile
Gerçekliğin tek bir tanımı ya da ifadesi olamaz. Bir açıdan yanlış olan başka bir açıdan doğru olabilir. Güneşin doğudan doğup batmasına dair anlatı romantikler, edebiyatçılar için olduğu kadar kutsal metinler için de önemli bir vâkıâdır. Ne var ki, fen bilimcilere göre, güneşin doğup batması diye bir şey söz konusu değildir. Güneş hep durduğu yerde durur, dünya onun etrafında döner. Lakin insan hayatına yansıyan kısmı güneşin dönüyor görünmesidir ki, günler, aylar ve yıllar buna göre hesaplanır. Burada fiziksel gerçekliğin dönmeyen bir güneş olması neyi değiştirir ki?
Sayfa 951 - İnsan Yayınevi / Cengiz Batuk / Mit-olojiKitabı okuyor
Schenker’in müziğin daha sütün bir gerçekliğin insan dünyasına yönelik saldırısını simgelediğine olan inancı oldukça gerçekçi bir inançtır. “Müzik” der “”dahi besteciyi deyim yerindeyse bir aracı olarak ve kendiliğinden kullanır.” Schenker’e göre dahi bestecinin tanımı budur
Fantastiğin Tanımı
Todorov'un şeması, korku edebiyatını yorumlamak için vazgeçilmez örnekler sunar. Fantastiğin tanımına giden yolu şöyle kısaltabiliriz: Okumakta olduğumuz metin doğaüstünü konu ediniyorsa, Todorov şunu sorar: "Gerçeklik mi, düş mü?" Eğer okuduklarımız bildiğimiz yasaların alanına giriyorsa, yani gerçekliğin kapsama alanındaysa bu yapıtın türü "tekinsiz"dir. Eğer bilmediğimiz bir dünyanın kapıları aralanmış ve o kapı aralık bırakılmışsa, bu da "olağanüstü" olarak adlandırılır. Fantastik ise, bu iki farklı kümenin kesişimindeki belirsiz gelgitlerde yer alır. Eğer metin bizi kararsız bırakıyorsa Todorov onu "fantastik" olarak tanımlar.
78 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.