Hz.Süleyman ve Serçe
“Kral Süleyman bir gün bir çift serçeyle karşılaşır. Erkek serçe eşine şöyle demektedir: ‘Ben seni çok seviyorum, her istediğini yaparım. Seninle birlikte zenginliği, şanı, şöhreti de seviyorum. Sen iste, Sultan Süleyman’ın saray kubbelerini gagamla alır denize fırlatırım. Neden bana itaat etmiyor ve isteklerimi yerine getirmiyorsun?’ Kral bu hale şaşırır ve onları yanına çağırır. ‘Ey cüretkâr kuş!’ der. ‘Neden yapamayacağın bir sözü verdin?’ Serçe bir süre susar ve sonunda cevap verir. ‘Ey güçlü Kral!’ der. ‘Sen de bilirsin ki ben böyle bir şeyi yapamam. Ama erkek bazen eşinin karşısında övünmek, kendisini büyük ve güçlü göstermek ister.’ Ardından da küstah bir tavırla, ‘Üstelik bir âşığı, söz ve tavırlarından dolayı kınamamak gerekir.’ diye ekler. Kral Süleyman bir de dişi serçeye sorar, ‘Ey dişi Serçe!’ der. ‘Neden kocana itaat etmiyorsun? Bak o seni ne kadar çok seviyor.’ Dişi serçe acı bir gülümsemeyle cevap verir: ‘Ey Allah’ın elçisi! O beni gerçekten sevmiyor!’ Kral şaşırır. ‘Nasıl öyle dersin!’ der. ‘Seni memnun etmek için onca vaatte bulundu.’ Dişi serçe cevap verir. ‘Eğer o beni gerçekten beni sevmiş olsaydı, benden başka sevgileri kalbine koymazdı. Oysa gerçek aşk bütünüyle örtücüdür. Aşk kuşatıcıdır. Aşk kaplayıcıdır. Maşuku kaplar ve başka sevgileri görmez ve izin vermez.’ Serçenin bu sözü Sultan Süleyman’ı öylesine etkiler ki ağlamaya başlar. Uzunca bir süre mabedine çekilir. Saltanatından uzaklaşarak yüce Allah’tan, başkalarının sevgisini kalbinden çıkarıp sadece kendi sevgisini kalbine yerleştirmesini ister.”
Sayfa 179Kitabı okudu
Gerçekten, olduğu gibi görünen kadının öpüşlerinde öyle Tanrısal bir bal vardır ki; bu okşayışa bir ruh, gönlün kapısını açan derin bir ateş katar sanki. Bu tatlı merhemden yoksa öpüşler kekredir, kurudur.
Sayfa 109 - Kum Saati YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Doğruydu, Ford’un önüne geleni işe alması konusunda bana anlattıkları. Yalan söylememişti. Yine de kuşkuyla yaklaşıyordum çünkü çulsuzlar kolaylıkla sayıklarlar. Sefalette öyle bir an gelir çatar ki ruh artık bedene sürekli olarak eşlik edemez hale gelir. O orada gerçekten çok fazla sıkıntı çekmektedir. Sizinle konuşan şey artık neredeyse bir ruhtan ibarettir. Sorumluluk sahibi değildir ki ruhlar.
... "sevimsiz gerçeklerden kaçış" patolojisinin bir biçimi de yoksulluğa egzotik bir varoluş tarzı olarak yaklaşılması ve yoksulluğun romantize edilmesidir. Bu eğilimde, ya yoksulların kendi yoksulluklarıyla baş etme yöntemleri metalaştırılarak "moda"ya dönüştürülür ya da doğrudan doğruya yoksulluğun kendisi acımayla karışık
Sayfa 340 - Yazılama Yayınevi, 3.Baskı, Aralık 2022.
“Çağımızın büyük yanılsamalarından biri bu. Kendi içimizi gitgide daha az dinler olduk. Hatta kimi zaman yaşamımızda ne yapmayı istediğimizi bile tam olarak bilemeyebiliyoruz. Dahası gündelik yaşantı içinde bize ait olmayan, toplumun bize dayattığı kurallara uyabilmek adına yolumuzu şaşırdığımız da oluyor.” “Kurallar mı?” “Evet, adına ister kurallar, ister yasalar de. Davranış kuralları, düşünce kuralları ve en çok da zevk kuralları. Bana öyle geliyor ki yüreğimizin tercih ettiğini değil de bizi sevmeye zorladıkları şeyleri seviyoruz. Giysilerimizi, telefonlarımızı, içeceklerimizi, izleyeceğimiz filmleri seçen gerçekten biz miyiz?”
Yaşlılık üzerine, Soktares’in dostu Kephalos:
Bir gün şair Sophokles'leydim. Biri geldi sordu ona: "Aşkla aran nasıl? Hâlâ kadınlarla düşüp kalkıyor musun?" Sophokles: "Bırak canım sen de," dedi, "bu işten kurtulduğuma bilsen ne kadar seviniyorum. Deli ve belalı bir efendinin elinden kurtulmuş gibiyim." Sophokles'in bu sözünü beğenmiştim o zaman. Yine de beğeniyorum. Gerçekten, ihtiyarlık bu bakımdan kurtuluş sayılır. İstekler, hırslar gevşeyince insan rahatlar, Sophokles'in dediği gibi zırdeli bir zorbanın elinden yakasını sıyırmış olur. Yaşlıların yakınlarından çektiklerine gelince Sokrates, bunların da sebebi ihtiyarlık değil, insanların kendi huyudur. Ölçülü, uysal olana ihtiyarlık dert olmaz. Öyle olmayana ise gençlik de bela olur, ihtiyarlık da.
Sayfa 3 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.