ÇOK GÜZEL BİR AŞK HİKAYESİ KESİNLİKLE OKUNMALI....
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez....
Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti
Kadın bir erkeğe varmaz,kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz, (almak,vermek)bu tabirler kadını kıymetten düşüren,ona ahkar mahiyeti veren şeylerdir ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkarmalıdır; bilmelidirler ki iki cins birbirleriyle hayatlarını birleştirirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, ortak, hayat ortağı demektir.
Memleketimizin kadın ve erkeklerini,biri diğerini sürükleyen ve taşıyan değil, el ele ve aynı tempoda yürüyen iki mahluk olarak göreceğimiz günün uzak olmamasını dilerim.Bu kadar efendim.
Sayfa 118 - 17.10.1932 Konya Halkevi'nde verilen konferansKitabı okudu
Osman Bey, Orta Asya'dan getirdikleri birçok hasleti yerine getirmek için çırpınırdı. Babası Ertuğrul Gazi'nin ve dahi diğer savaş arkadaşlarının anlattıklarıyla yüreği daha şimdiden Edebali'ye kaymıştı.
Bir kez daha imgeler, bir “ötesi" olarak akla getirdikleri için önem taşımaktadırlar. Bir perdeleme işlevine sahiptirler; hatta güzellik idealini cisimleştirmek için çoğunlukla seçilen bir imge olan Botticelli’nin Venüs'ü bile, dehşet verici bir tarihin üstünü örtmektedir. Dalgalardan yükselen Venüs, öylesine göz kamaştırıcıdır ki, onun nereden geldiği unutulmaya çalışılır: Satürn, Üranüs’ü iğdiş ettikten sonra, çıkarılan cinsel organları denize fırlatılır ve bu korkunç edimden güzellik tanrıçası doğar.
yazarı genellikle savaş, kaçış, savaşın getirdikleri ayrılıklar, üzüntüleri anlatan bir yazar. ilk okuduğum kitabı buydu. zaman zaman bu kadar acı olamaz diye kendimi durduğum zamanlar olmuştu.
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,7bin okunma
“Yükünü tutmuş bir tüccar olan Bruno Crespi'nin aslan ağızlı gişeleri olan tiyatroda oynattığı canlı resimler ise, Macondoluları çok öfkelendiriyordu. Çünkü bir filmde ölüp gömülen ve ardından seyircilerin gözyaşı döktüğü biri, bir sonraki filmde yeniden canlanıyor ve bu kez Arap kılığında ortaya çıkıyordu. Oyuncuların başlarına gelen felaketleri
"...Mensup oldukları milletin itikatlarını, gazalarını, hezimetlerini, elem ve neşatını terennüm eden o büyük halk ve millet şairleri benim için daima mübarektirler. Şair denilen mahluk biraz evliya ile kahraman arasında bir şey olmalıdır; Garb 'ın ve Şark 'ın eski şairleri böyleydi. Onun içindir ki hala hepimize tükenmez birer membadırlar. Son devrelerin ortaya çıkardığı cüceleri bir takım dolaşık yollardan sürüne sürüne bu membalara doğru gidiyorlar ve bize orada kah bir tas, kah bir avuç, kah bir katre su getiriyorlar. Bütün bu cüceler bizim nazarımızda bu getirdikleri suyun miktarı derecesinde aziz ve kıymetlidirler."
Kitabın yarısını geçmeme rağmen hala aksiyonsuz devam ediyor. Distopya türünün örneği olan kitabın sonunu nasıl getirdikleri bende merak konusu açıkcası ...
Kurucunun KızıAmy Engel · Yabancı Yayınevi · 20153,166 okunma