Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

pelin

pelin
@gilmoregirls
you’re on your own, kid you always have been
Oysa ben yahut benim gibiler, birazcık sevilsek hemen içleniriz, kalbimizden ağlama isteği yükselir.
Reklam
… her fotoğrafta burnunun direğini sızlatan o misafirlik duygusu, olur olmaz yakana yapışan korkular…
Toplanan bavullar, vedalaşılan arkadaşlar, geride kalan şehirler, tren kompartımanları, otobüs koltukları,koridor boşlukları, pencere kenarları, camdaki buğuya yazılan isimler, süzülen yağmur damlaları, gece karanlığında parlayan uzun yol ışıkları, gidişler,gidişler, gidişler. Koparak, sancıyarak, her defasında bir parçayı daha geride bırakarak gidişler ve her varılan yeri yuva bellemek için ısrarlı direnişler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çocuklar bulunmak için saklanır, yakalanmak için kaçarlar. Aranmayanlar ve bulunmayanlar da büyüyünce benim gibi olurlar. Neyse.
Bazen yalnızlık her şeyi öyle seyreltir ki, duru bir bakışla görüp seçiverir insan kendine benzeyeni.
Reklam
Birazcık kaygısız olmak, beni şu güneşin ışıdığı dünyada insaların en mutlusu yapardı.
Dünyada insanı gerekli kılan tek şeyin sevgi olduğuna kuşku yok.
İnsanda hem uzaklara gitmek, yeni keşifler yapmak, gezip dolaşmak, hem de sınırlamalara gönüllü olarak boyun eğmek, alışkanlıkların açtığı yolda ilerlerken sağ sola sapmamakla ilgili dürtüler konusunda çok kafa yordum.
…ne kadar sınırlanırsa sınırlansın, bu zindanı ne zaman isterse o zaman terk edeceğini bildiği için yüreğinde her zaman tatlı bir özgürlük duygusu barındırır.
Onu asla unutmayacağım, ne onun sarsılmaz aklını, ne de tanrısal sabrını unutmayacağım.
Reklam
Çok sayıda insanla tanıştım, ama henüz arkadaş edinmiş değilim. İnsanlara cazip gelebilecek özelliklerden bende eksik olan nedir bilmiyorum; benden hoşlanan birçok insan var, benimle ilgileniyorlar, ama yollarımız sadece kısa süre için kesişiyor ve ben buna üzülüyorum.
…zira bu yürek kadar günü gününe uymayanı, bu yürek kadar kararsızını görmüş olamazsın.
… bu yürek zaten yeterince fırtınalı; benim ninniye ihtiyacım var…
Başaracağım, sevgili dostum, sana söz veriyorum, kendimi düzelteceğim, her zaman yaptığım gibi yazgımızın karşımıza çıkardığı ufak tefek sıkıntıları artık tekrarlayıp durmayacağım; içinde bulunduğum anın tadını çıkaracağım,geçmiş benim için geçmişte kalacak.
Değerli dostum, insanın kalbini anlamak olanaksız bir şey!
Ben ömrümde tanıdığım en dürüst birkaç kişiden birisiyim
Reklam
Yalnızca kovalanan, kovalayan, meşgul olan ve yorgun olan vardır.
“Birini eleştirmeye kalktığında, herkesin seninle aynı imkanlarla dünyaya gelmemiş olduğunu aklına getir.”
“Konforlu,” dedi Suzy. “Kendime ait bir odam olmamıştı hiç.”* “Artık var.” “Bazen burada oturup düşünüyorum; çıkmak istemezsem, beni çıkarmak için bomba kullanmaları gerekir diye düşünüyorum.”
Sayfa 237 - *Virginia Woolf’un Kendine Ait Oda’sına göndermeKitabı okudu
Geçip giden treni seyreden bir oğlan çocuğu gibi seyrediyordu hayatı… açık ağızla, hızlı ve hafif soluklarla, hoşnutlukla ve hayretle, biraz da kafa karışıklığıyla.
Sayfa 201Kitabı okudu
İliklerinden gelen üçüncü ses ise şu şarkıyı söylüyordu:“Yalnızsın! Yalnızsın! Bunun ne faydası var? Kime ne faydası var? Düşünce, duygudan kaçınmaktır. Dışarı sızan yalnızlığına duvar örüyorsun sadece.”
Duygusal zihninin daha alçak olan sesiyse şu şarkıyı söylüyordu:” Ne arıyorsun küçük adam? Kendini bulmaya mı çalışıyorsun? Büyük şeylerden kaçınmak için küçük şeylere mi bakıyorsun?”
Reklam
Her yer değişmişti. İnsanlar ya gitmiş ya da değişmişlerdi, ki değişmek gitmek gibiydi neredeyse.
Sayfa 10 - #tatlıperşembeKitabı okudu
“Asıl bahtiyar, bir ömür boyunca hasretini çektiği şeye kavuşan değil, ona erişeceğini anladığı anda, saadetinin en yüksek noktasında bir ‘Ah!’ diyerek düşüp ölebilendir.”
Sayfa 127Kitabı okudu
Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?
"Sen bile beni orada öylece bırakmıştın, cehenneme gitmeye hazırdım sanki," diye konuşmaya başladı Laurie özür dilercesine. "Böyle konuşmayı bırak ve yeni bir sayfa açıp en baştan başla sevgili Teddy." "Sürekli yeni sayfalar açıyorum ve onları mahvediyorum, tıpkı yazı defterlerimi mahvettiğim gibi; öyle çok başlangıç yapıyorum ki hiçbirinin sonu gelmiyor," dedi hüzünle.
Sayfa 295Kitabı okudu
"Keşke kalbim olmasaydı, çok acıyor," diye iç çekti Meg, kısa bir suskunluktan sonra. "Yaşam hep böyle zor olacaksa, onunla nasıl baş edebileceğimizi bilemiyorum," diye ekledi kardeşi umutsuzca.
Sayfa 255Kitabı okudu
Amy, bir cumartesi günü öğleden sonra ablalarının odasına çıktığında onları merakını cezbedecek bir gizlilik havasında hazırlanırken buldu ve "Kızlar, nereye gidiyorsunuz böyle?" diye sordu. "Seni ilgilendirmez. Küçük kızlar soru sormazlar," diye sertçe karşılık verdi Jo. Küçükken duygularımızı en çok inciten şeylerden biri, tam da böyle söylenmesidir ve üstüne bir de "toz olup gitmemiz" istenirse iyice üzülürüz...