"Çocuk sorabilir: "Dünyanın hikâyesi ne?" Yetişkin bir adam veya kadın merak edebilir: "Dünya nereye gidecek? Sonu nasıl bitecek, bu arada, yeri gelmişken, hikâye neydi?" [s.453]
İnsanlığın hikâyesi neydi? İyiliğin ve kötülüğün kıskacında kalmış bir metafor muyduk sadece yoksa Adem ile Havva'nın laneti miydik? İyilik ve
Boğuk bir bakışın oluyor senin
Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi
Durma bana türkü söyle anadolu olsun
Susuz dudak gibi çatlak olsun
Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana
karanlık bakma
Ağıyorum bir karanlık karayel saçlarına
Çekme ülkemden nar yangını gözlerini
Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini
Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
Katı bir yalnızlık bu bilmelisin
Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Birsam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum
Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım.
"İnsan yaşamı sınırlıdır, varlığı akışkandır, eğilimi belirsizdir, tüm bedeni çürümeye yatkındır, ruhu girdap gibidir, kaderi anlaşılmaz ve ünü muallaktır."
Sayfa 19 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Kendimi bir girdap içinde hissediyorum. Şu koca nehirlerin oluşturduğu derin girdaplar varya onların içine düşmüşüm de içinde dönercesine nefesim kesiliyor. Nefesim yetmiyor haykırmaya, hem boğazıma sular dolmaya başlıyor. Ve ayaklarım bir türlü yere değmiyor. Ta bir an göçüp gideceğim. Kendimi bitkin bir şekilde kıyıda buluyorum.