YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Bu incelemeyi ya hiç okumayın ya da başlamışken sonuna kadar tam olarak okuyun. Aynı Suç ve Ceza kitabının başrolü Raskolnikov gibi ya bir hiç olun ya da Raskolnikov'un emeli gibi
Werther iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İmkansızı seviyor ve sırf seviyor diye sevileceğini zannediyordu. Eğer Werther'i o zaman tanısaydım söylerdim, Werther derdim, seni aşk mahkum eder, hayallerin özgür bırakır.
Kalp böyledir işte; nerede imkansız var gider onu sever. Ahh Werther, kendi genç; ruhu bitik Werther.. Bedenini ve ruhunu esir alan aşkın kurbanı Werther! Böyle olacağını bilseydi yinede gider miydi celladı Lotte'yi ilk kez gördüğü davete!? Bence giderdi, çünkü Werther'de tıpkı Bihter gibi hırslı ve tutkulu bir aşıktı..
Genç Werther'in Acıları; platonik bir aşığın iç ve dış dünyasıyla yaşadığı psikolojik savaşı anlatan psikanaliz ürünü, bir aşk romanı.
"Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil." [s.48]
Fakat eminimki çoğumuz, çoğu zaman Werther'i anlayabildik. Naçizane, okurken karakterin viran olmuş ruhundaki acıları hissedebildim. Çünkü
Johann Wolfgang Von Goethe, karakter gelişimi bakımından çok sağlam bir kaleme sahip nadir yazarlardan.
"Mutluluğunun eksikliğini dünyevi bir nedene bağlayabilen aziz mahluk! Hissetmiyorsun, felâketinin paramparça kalbinde, bozulmuş aklında yattığını hissetmiyorsun." [s.91]
Werther, mutlu ve başarılı bir avukattır. Bir gün katıldığı bir davette aşık olur ve bütün hayatı değişir. Werther'in büyük aşkı; güzeller güzeli Lotte'dir. Ancak Lotte, Albert ile nişanlıdır. Werther ise amansız bir girdap içerisinde ve bildiği tek bir şey vardır;
"Onun beni hiç sevmediğinden eminim." [Uşaklıgil, H.Z. Aşk-ı Memnu. s.223]
Sevgiyle kalın, keyifli okumalar :)
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,1bin okunma
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/Ca7g8HSt9kx
Son zamanlarda okuduklarınızın aynılığından sıkıldınız mı? Şöyle kafa açıcı, karlı havalarda yoğunlaşıp okumaya uygun, yaşadığımız gerçeklik hakkında sizi sorgulatacak bir kitap mı arıyorsunuz? O zaman
Kitabın adı " Güneşi Uyandıralım " ama
" Büyükler güneşi uyandırmayı bilmez." demişti Zeze kitabın sonunda. Haklı da aslında; biz büyükler çocukların güneşini çaldık, karanlıklara çağ açıp onları fenersiz bıraktık. Şimdi güneş nasıl uyandırılır nerden bilelim?...
Şeker Portakalı kitabının devamı olan kitabımız Zeze ' nin
"Kendimi bir nokta kadar hiç olarak gördüm. Bu durmadan akan, yürüyüp kaybolup giden girdap içinde, bu korkunç çağıltıda bir damla su gibi. Yalnız kendimi değil yaptıklarımı da yapmaya tasarladıklarımı da. Sitare'yi de. Her şeyi. Bu akıp giden insan yağının, tek tek her bir önemsiz bir vesile olan şu insanları.. bir arada oluşlarının insana verdiği ağırlık korkunç. Tek tek hepsi sıfır. Bir araya gelince ezip geçiyorlar seni. Çiğniyorlar. Sen tek başınasın, onlarsa yığın olarak sana karşı bütünleşmişler. En iyisi hiç karşına almamak. Görmemek. Belki o zaman güçlü görebilirsin kendini. Onların her birini teke tek yenebileceğin bir konumda tutabilirsen, bunu başarabilirsen, yenersin onları. Yoksa kendi eserin karşısında bile ne kadar cılızsın, önemsiz ve yeniksin."
"Çocuk sorabilir: "Dünyanın hikâyesi ne?" Yetişkin bir adam veya kadın merak edebilir: "Dünya nereye gidecek? Sonu nasıl bitecek, bu arada, yeri gelmişken, hikâye neydi?" [s.453]
İnsanlığın hikâyesi neydi? İyiliğin ve kötülüğün kıskacında kalmış bir metafor muyduk sadece yoksa Adem ile Havva'nın laneti miydik? İyilik ve
Boğuk bir bakışın oluyor senin
Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi
Durma bana türkü söyle anadolu olsun
Susuz dudak gibi çatlak olsun
Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana
karanlık bakma
Ağıyorum bir karanlık karayel saçlarına
Çekme ülkemden nar yangını gözlerini
Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini
Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
Katı bir yalnızlık bu bilmelisin
Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Birsam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum
Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım.