Hasret Köprüsü...
Bir hasret köprüsü kurulur şimdi şehrime
şehrinden bir yoldur bu bana
bir halat geçirilir bileklerime
sürünür giderim ardınca
sebepsiz
biliyorum
beni koyup koyup gitme
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun
beni koyup koyup gitme
ne olursun
…
Dünyanın her yerinde insanoğlunun içinde bir sanat itisi vardır. İçinden sevincini, korkusunu vücuduyla dışarı vurmak gereksinmesi duyar. İlk tesadüfi hareketlerine bir düzen ve estetik verince de ritim doğar, dans doğar. Her insanın içinde bir oyun itisi vardır. Zaman zaman gerçek dışına kaçıp bu oyuna sığınır, bu "sanki öyleymiş alemi"nin sihrinde kendini oyalar. Bundan da tiyatro doğar. İnsanın içinden, kendini, tecrübelerini, duygularını başkalarına anlatmak gelir. Bundan şiir doğar, nesir doğar. İlk çağlardan beri böyle olagelmiştir. Sanat sonradan bulunmuş suni bir şey değildir, lüks değildir. İnsan yaradılışının içinde vardır, özünde vardır.
- ... yıldızlar be stelyo
üşümüş be
hani yağmur da gelecek
kozma'dan haber var mı kozma'dan
öteden
dinamitler geldi mi
yerleşti mi?
- ... virajı döner dönmez hemen...
- ... şimdi bir tavernada olacaksın
kadehlerde reçina buz gibi
- ... sen rüzgarın getirdiği serseri bir şarkısın
- ... yıldızlar be stelyo
gitme be
- ... şimdi bir taverna'da olacaksın
- ... dur be stelyo
- ... ne o?
yıldızlar eskidirler
beni koyup koyup gitme
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun
beni koyup koyup gitme
ne olursun
bir deniz kıyısında otur
gemiler sensiz gitsin bırak
herkes gibi yaşasana sen
işine gücüne baksana
evlenirsin çocuğun olur
sonun kötüye varacak
beni koyup koyup gitme
ne olursun
elimi tutuyorlar ayağımı
yetişemiyorum ardından
hevesim olsa param olmuyor
param olsa hevesim
yaptıklarını affettim
seninle gelemeyeceğim attilâ ilhan
beni koyup koyup gitme
ne olursun