Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şarap
Bir elde kadeh, bir elde Kuran; Bir helâldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada Ne tam kâfiriz, ne tam Müslüman! Niceleri geldi neler istediler, Sonunda dünyayı bırakıp gittiler, Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler… Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır, Yüzünden aldatmaca sahtekarlık yayılır, Şarap içmiyor diye kasılıp gezer ama, Yedikleri yanında şarap meze kalır. Şarap içmem diye övünüyorsun, ama, Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki? Dünya üç beş bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme; eşek eşeği beğenir, Hayır var sana kötü demelerinde. Tertemiz geldik yokluktan kirlendik; Sevinçle geldik dünyaya, dertlendik. Ağladık, sızlandık, yandık, yakındık; Yele verdik ömrü, toz olup gittik. Yüreğin temiz olmadıktan sonra Kaç para, hacı hoca oluşun! Tespih, hırka, post, seccade, hepsi güzel; Ama kanar mı Tanrı bunlara? Dinle dinsizliğin arası bir tek soluk; Düşle gerçeğin arası bir tek soluk, Aldığın her soluğun değerini bil Bütün yaşamak macerası bir tek soluk. Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde? Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde....😏😏
Hayatım boyunca imkânsız mutsuzluklar hazırladım kendime. Balıklarım suda boğuldu, kuşlarım uçarken vuruldu, hayat hep beklemediğim yerden mutsuz etti beni. En kırılmaz yerimden kırıldım. Hayatımı sırf sonunda ışık görüyorum diye yürüye yürüye bitirdiğim bir tünelde geçirdim sanki. Sonunda ışık var diye karanlıkta yürüdüm hayatım boyunca. Kırıldım, parça parça oldum ama kendi parçalarım yine kendi içime döküldü. Aldığım her nefesi bir mutsuzluk böldü. Bütün nefeslerim yarım kaldı. Bütün konuşmalarım başlamadan bitti. Ne zaman üşüsem yağmur yağdı ıslandım, ne zaman ne güzel yağıyor desem durdu yağmur. Beni mutlu eden her şey tek tek bıraktı gitti beni. Her şeyin sonunda, sessiz sakin, tek başıma, kendimle kaldım. Hayatıma giren insanlar avuçlarıma umutlarını bırakıp çekip gittiler, öylece kalakaldım. Ne için umut etsem gerçekleşmediğini kendi gözlerimle izlemek zorunda kaldım. Kimsede berabere bile kalamadım, ben hep yenildim, tek başıma kaldım. Yavaş yavaş eridi hayatım insanların gözlerinin önünde, bakıp güldüler.
Reklam
Naciye Sultan'ın Enver Paşa'ya yazdığı, 1919, 2 Kânûnısânî [Ocak] 336 (1920), 14 Kânûnısânî 336 (1920) tarihli mektuplarda: “Bana gel diyorsun, fakat düşünmüyorsun ki, yaşadığım muhit eski İstanbul değil. Bir cehennemdir. Muhakkar, metruk bir kadının yardımcısı Allah'tan başka kimse olamaz. Zamanında bana tapan insanlar, şimdi beni tarassutla
Özledik be iki gözüm , Ahmedo’nun Yüzü!
O hep hüzünle yoğrulu ama çocuk masumiyeti ile bakan ve şarkı söyleyen adamın henüz 43’ündeyken yurdundan uzak ve soğuk diyarlarda ardından veda şarkıları bırakıp giden adamın ölüm yıldönümü. Şeyhmus Diken İstanbul Tüyap kitap Fuarı buluşmamın bir akşamında Yaşar Kemal babanın pek kıymetli eşi Ayşe Semiha Baban ablamızın konuğuydum. O evde
Markopaşa · 12 Mayıs 1947 · Sayı: 21 " Bir Matbaa Versen, İmdadıma Gelsen'' ana başlıklı yazının konusu bir Türk müziği konseri eleştirisidir. Konserde son şarkıyı Markopaşa söylemiştir: "...En son şarkıyı Markopaşa kart ve çatlak sesiyle Recep Peker'in önünde diz çökerek okudu: Titrer yüreğim her ne zaman yadıma gelsen Kan
Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert! Güzel canım da bir gün uçar elbet. Toprağında yeşillikler bitmeden Uzan yeşilliğe, gününü gün et. Dedim: Artık bilgiden yana eksiğim yok; Şu dünyanın sırrına ermişim az çok. Derken aklım geldi başıma, bir de baktım: Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok. Leyla isteyen kişi Mecnun olmalı; Kendisinden de, dünyasından da geçmeli. Sevenlerin sofrasına çağrılınca Ben körüm, ben dilsizim demeli. Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin? Kimselerin kulu kölesi değil misin? Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya? Keyfine bak: En hoş dünyası olan sensin. Niceleri geldi, neler istediler; Sonunda dünyayı bırakıp gittiler; Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler. Ömer Hayyam
Reklam
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Geri14
75 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.