Suyuna can verip damarlarımı dirilten; cansız toprağın kucağında tohumuma can veren ve sevdamı bana bağlı kılan Yaradan, ruhuma can verip sevdaya bağışladığın an bittim, yeniden doğdum da sevdamın gözlerinde dirildim.
Bir taraftan da gençlik çığ gibi büyüyor. Onlara fikir vermezsen serseri mayın olurlar. Fikir vermek için de bir yayın organı gerekli idi. Ancak her hangi bir yayın organımız yok. ‘Ne yapalım?’ diye düşünürken o dönemde ‘Bayrak’ diye bir dergi çıkıyordu. Derginin basıldığı Ayyıldız Matbaasının sahibi de Hami Karatay. Milliyetçi bir havada çıkıyor ama makas usulü çıkıyor yani orijinal yazılarla değil oradan buradan alınmış yazılarla çıkıyordu. Bayide satılmıyor sadece kütüphanelere dağıtılacak kadar Milli Eğitim Bakanlığı’na satılıyordu. ‘Bu dergiyi gidip konuşarak sahiplenelim.’ dedik. Bir ekip olarak gittik ancak ekipte kimler vardı hatırlamıyorum. Dedik ki ‘Siz bize derginizin yazı işleri müdürlüğünü bize verin, derginizi bayide satılır hâle getirelim. Parası kârı size ait olsun. Biz dergiyi daha popüler hâle getirelim. Bizler üniversitede milliyetçi asistanlarız.’ Adam da bize dedi ki ‘Çeşit çeşit milliyetçi var. Türkeş gibi ırkçılar var. Siz hangi çeşitsiniz?’ Bunun üzerine kararımızdan vazgeçip Türk Ocağına döndük. Meğer adam Roteryan imiş. Nejdet Sancar’ın kitaplarını filan basardı. Durum böyle olunca ben ‘Kendimiz çıkaralım.’ dedim. Bu sefer de arkadaşlar ‘Paramız yok nasıl çıkaracağız?’ dediler. ‘Israrla beceririz. Aylık herkes bir ödeme yapsın ve bir yıl müddetle bunu taahhüt etsin.’ dedik. Bu tarzla listeler yaptık. Dergi çıktığı müddetçe bedava olarak abone olmayı taahhüt ettik. Sağ olsun arkadaşlar bu desteği yaptılar. Sonra da 1969 yılında Devlet Dergisi’ni çıkarmaya başladık.
Reklam
Sevgi Bahçesine gittim. Hiç görmediğim bir şey gördüm: Bir Kilise yapılmıştı tam orta yere, Çocukken oynadığım çimenlerin yerine. Ve bu Kilisenin kapıları kapalıydı, Kapının üstünde Girilmez yazıyordu; Ben de Sevgi Bahçesine döndüm, Eskiden güzel çiçeklerle doluydu, Ve gördüm ki bahçe mezarlarla dolmuş, Ve çiçeklerin yerinde mezar taşları var: Dönüp duran kara cübbeli Papazlar, Sevinçlerimi arzularımı dikenli tellerle bağlıyorlar.
Bu konuyu anlayamadım, gerçekliǧi ne?
SAHİH HADIS: ÜÇ TALAKLA BOŞANMA Talak, çözmek, serbest bırakmak, boşanmak anlamına geliyor. Sünniliǧe göre huzurlu bir aile hayatı kurulamayınca, iyi nesiller yetiştirmenin imkânı kalmayınca eşler talak oluyormuş "Bazen ölüm ve hastalık gibi tabii engeller, bazen de geçimsizlik, münaferet, eşlerin birbirini sevmemesi, anlaşamama gibi
Lady Frances Carfex'in Kayboluşu
"Bakın!" diye bağırdı. "Namussuz bizi hâlâ takip ediyor! İşte şurada. Size anlattığım adam bu!" Oturma odasının penceresinden kocaman siyah sakallı, iri yarı, esmer bir adamın kapı numaralarına bakarak caddenin ortasından aşağı yavaşça yürüdüğünü gördüm. Besbelli ki o da benim yapmış olduğum gibi hizmetçi kızı arıyordu.
Hazret-i Huzeyfe’nin anlattığı şu hâdise de, ashâbın son nefeste bile sergilediği ulvî ahlâk ve fazîleti aksettirmesi bakımından ne kadar câlib-i dikkattir: Yermuk Muhârebesi’nde idik. Çarpışmanın şiddeti geçmiş, ok ve mızrak darbeleri ile yaralanan Müslümanlar, düştükleri sıcak kumların üzerinde can vermeye başlamışlardı. Bu arada ben de bin bir
Sayfa 26 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
745 öğeden 481 ile 490 arasındakiler gösteriliyor.