Dönüp dolaşıp aynı şeyleri
konuşuyor gibiyiz bu akşam
ve yüreğimizdeki bir yalım
aralıksız büyütüyor kederi
Dalıp gidiyoruz durmadan
kolluyor gibiyiz birşeyleri
Yaşayıp sakladığımız neydi
neydi yalnızlığımızı çağaltan
Her sigara ayrılıklar gibi
genzimizi yakıyor büsbütün
çekiyor anıların ağıyla bizi
Gizleyebiliyor muyuz dersin
sıkıntıları ve tedirginliği
bütün bir akşam kendimizden
~Bu benzetme ile hicabın değerini anlayanlardan eylesin Rabbim bizi.~
...
- Peki, Dadı, kadın için örtünmenin ne lüzumu var? Allah'ın bana vermiş
olduğu güzellikleri niçin saklayayım? Ben herkes tarafından beğenilen bir
kadın olmak isterim. Örtünürsem ne kıymeti kalır?
Dadı da esasen böyle bir sual bekliyordu:
- İşte, asıl sormanı beklediğim sual buydu yavrum, dedi. Şimdi beni iyi dinle ve sualime cevap ver: Çok kıymetli bir mücevher niçin sağlam muhafazalar altında, hattâ hususî kasalarda saklanır?
Feyzâ hiç düşünmeden cevap verdi:
- Kıymetli olduğu için tabiî... Açıkta kalırsa çalınır veya başına herhangi bir şey gelebilir, herhangi bir tehlikeye maraz kalabilir,
korkusuyla muhafaza edilir. Niçin sordun?
- Hakikati senin ağzından da işitmek için kızım... Yani görülüyor ki kıymetli şeyler bir fenalık veya tehlike gelmemesi için saklanır, gizlenir... Peki, sorarım sana, kadın dünyanın en değerli, en kıymetli varlığı değil midir? İslâmiyet, kadını en kıymetli bir mücevher olarak görür ve ona sonsuz
bir değer verir kızım. Bu kadar kıymetli ve böyle cazip bir varlığı açıkta teşhir edersen, o da aynı açıkta kalan mücevherin akıbetine uğramaz mı? Demek kadının da bir mücevher gibi her türlü şer nazardan korunması için sağlam bir
muhafazaya ihtiyacı vardır. İşte kadının en güzel muhafazası, onun örtüsüdür kızım.
YOLCU - Anadolu'nun görünmeyen bir tarafı mı var?
FERHAD BEY - (Sesi birdenbire en üst perdeye fırlar.) Ruhu var! Ruh görünmez!
YOLCU - Biz bu ruhu tanıyor muyuz?
FERHAD BEY - Biz bu ruhu tanımıyoruz. Çünkü bu ruh dal budak salmış bir ağaç gibi gözönünde fışkırmış hakikatlerden değildir. En derin ve en gizli hakikatlerdendir. Hakikat kesifleştikçe küçülür ve küçüldükçe gizlenir. Bir tohum gibi.
YOLCU - Bir tohum gibi mi?
FERHAD BEY - Madde açık, ruh gizlidir. Bütün hakikatler ruhundur.
Dönüp dolaşıp aynı şeyleri
konuşuyor gibiyiz bu akşam
ve yüreğimizdeki bir yalım
aralıksız büyütüyor kederi
Dalıp gidiyoruz durmadan
kolluyor gibiyiz birşeyleri
Yaşayıp sakladığımız neydi
neydi yalnızlığımızı çoğaltan
Her sigara ayrılıklar gibi
genzimizi yakıyor büsbütün
çekiyor anıların ağıyla bizi
Gizleyebiliyor muyuz dersin
sıkıntıları ve tedirginliği
bütün bir akşam kendimizden
-Bu hikâye gerçek mi Aziz Amca?
-Her hikâye biraz gerçektir. Bir yerlerde birileri mutlaka tecrübe etmiştir. Kimi apaçık önümüzdedir kimi de kelimelerin altına gizlenir.