Jack London okumaya çok gecikmişim gibi hissediyorum... İlkokulda Beyaz Diş kitabını okumuştum (ve kesinlikle hatırlamıyorum) bu yıl da tüm eserlerini okumaya karar verdim, sıradaki Demir Ökçe idi. Demir Ökçe bana hep Weber'in Demir Kafes kavramını çağrıştırıyordu. İncelemenden anladığım kadarıyla London da benzer şekilde kullanmış. Eserlerin çıkış tarihleri birbirine o kadar yakın ki arada etkilenme var mıdır yok mudur bilemiyorum:) Ama ikisinin de Demir olarak adlandırması epey manidar, aslında gerektiği gibi. Yazını da gayet beğendim ellerine sağlık ^^