YouTube kitap kanalımda Rus edebiyatı kitapları okurken işinize yarayacak bilgiler verdim: ytbe.one/zT0CaAXppUc
Yoksulluk ve acı dolu bir hayat sürdükten sonra adınızı Acı olarak değiştirseydiniz sizce nasıl olurdu? İşte Gorki tam da böyle yapmış biri...
Yıllardır Rus edebiyatı okuyorum. Şimdiye kadar
Aleksandr Puşkin gibi yazarların bütün kitaplarını okudum. Bu yüzden bütün bu yazarlardan sonra yaşamış Gorki'nin anlattıklarını çok iyi anlıyorum. Gorki, hepimizin çocukluğuna seslenip unuttuğumuz anıları canlandırıyor aslında.
Nasıl ki
Babaya Mektup kitabında çocuk Kafka'nın babasıyla olan psikolojik mücadelesini bizimle tanıştırıyorsa, işte Gorki de bu kitabında bizi kendi çocukluk anılarına götürüyor.
Ben böyle kitaplar okuduğumda çocukluğumun ne kadar imkanlarla dolu ve acısız bir hayat olarak geçtiğini düşünmeden edemiyorum. El bebek gül bebek büyütülen bir çocuktum ben. Hiçbir maddi sıkıntımız olmadı. Annem ve babam ise ne mutlu ki hâlâ yaşıyor... Peki, bunları neden söylüyorum?
Çünkü Maksim Gorki'nin babası 4, annesi ise 11 yaşında ölüyor. Düşünsenize çocuk yaşlarınızda böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızı... Ölüm denen hiç tanımadığınız bir yabancı var ve etrafınızda sevdiğiniz kim varsa sizden çekip alıyor. Ve siz de buna karşı hiçbir şey yapamıyorsunuz. Tepkiniz ne olurdu?
İşte bu yüzden çok erken olgunlaşıyor Gorki. Bazı insanlar erken olgunlaşır. Acılar, zorluklar, hayal kırıklıkları ve ölümler sanki tek o insan yaşasın diye var gibidir. Haliyle insan, ölüm denen o nihai noktayla ne kadar erken tanışırsa o kadar da erken büyüyor. Hayatına koymaya çalıştığı virgüllerin ne kadar geçici olduğunu, her şeyin o siyah noktaya varacağını anlıyor.
Bunlarla da kalmıyor Gorki,
Ekmeğimi Kazanırken kitabında 15 yaşına kadar para kazanabilmek için girip çıktığı pek çok işi anlatıyor bize. İşte tam da bu yüzden bu yazarların hayatımızın merkezine katması gereken en büyük farkındalık empatidir bence. Böylece okuduğumuz yazarların yaşadığı zorlukları hiç yaşamamış olsak bile onlara karşı empati duyabilir ve kendi hayatlarımızı da buna göre şekillendirebiliriz.
Dikkatimi çeken bir noktayı daha paylaşmak istiyorum. 1000kitap'ta bu kitabın okunma sayısı şu an 12 bin küsürken, serinin devam kitabı olan
Ekmeğimi Kazanırken'in okunma sayısı ise onun yarısı bile değil. Oysaki Gorki'nin geleceğini bizim önümüze sunan ve başkaldırı içeren karakterini serinin devam kitaplarında okuyabiliyoruz.
Bu yüzden Gorki'nin çocukluğunda yaşadığı olaylar ve dedesinden çektiği eziyetlerin psikolojisi iş hayatında ortaya çıkıyor. Bu sefer de patronlar ona dedesi gibi davranmaya ve onu ezmeye çalışıyor. Çocuk Gorki'nin ise onlara verdiği tepkileri herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Hatta kendi kitap okuma grubumda da bu ay Gorki'nin bu üçlemesindeki kitapları okuyup derin olarak tartışacağız.
Bu incelemeyi okuyanlar da eminim çocukluklarında büyük oranda imkanlara ulaşabilmiş ve pek de sıkıntı çekmemiş insanlardan oluşuyordur. O halde yapmamız gereken şey, hayatı acılarda kavrulmakla geçmiş bu yazarlara empati duymak ve onların dediklerini anlamaya çalışmaktır. Bu yazarlar bizden sadece okunmayı ve anlaşılmayı bekliyor.
Ülkemizde yoksulluk ve acının böylesine hakim olduğu bir dönemden geçiyorken ülkenin adını Acı olarak değiştirmeden önce herkesin Gorki okumasını tavsiye ediyorum.
ÇocukluğumMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 201415,7bin okunma