1️⃣YAPILIŞ ŞEKİLLERİNE GÖRE
☆Gösteri
☆Bireysel
☆Grup
2️⃣YAPILIŞ AMAÇLARINA GÖRE
●Kapalı Uçlu
●Açık Uçlu
●Hipotez Etme
3️⃣YAPILIŞ ZAMANINA GÖRE
♡Konu Öncesi
♡Konu Anlatılırken
♡Konu Sonrasında
İkinci bir toplantı istediler ve fakültenin tiyatro bölümünü açmaya karar verdiklerini, seçeceğim öğrencilere oyunculuk derdi vermemi, yıl sonunda da onlarla bir gösteri hazırlamamı teklif ettiler. Hemen kabul ettim.
Roma'da yaşayan bazı tarihçiler bu kana susamışlığın yanlış ve kötü olduğunu düşünüyorlardı. Eserlerinde Servius gibi rakibini öldürmeyi reddeden adamlardan söz ettiler. Hatta bazı gladyatörler başka insanları öldürmek zorunda kalmamak için kendilerini öldürmüşlerdi. Romalı filozof Seneca bir arkadaşına yazdığı mektupta şöyle demişti: "Böyle bir şey olduğunda gösteri çok daha harika olurdu, çünkü seyirciler ölmenin öldürmekten daha erdemli bir davranış olduğunu öğrenirlerdi:'
Yazarın daha önce çok meşhur kitabı Dövüş Kulübü’nü okumuştum, çok da beğenmiştim. Gösteri Peygamberi, Dövüş Kulübü kadar çok sevdiğim bir eser olmadı ancak bence Gösteri Peygamberi de iyi bir eser. Özellikle bu kitapta farklı bir yazma tekniği kullanmış Kitap son sayfadan başlayıp ilk sayfaya doğru bitiyor. Kitap özünde modern insanı, tarikatları, toplumu, düşmüş insanları, modern hayatın insanı yabancılaştırması ve medya ve din sömürüsünün hayatımızdaki etkileri gibi konuları anlatıyor. Ancak bu kitap yeraltı edebiyatı içerisinde bulunduğundan bunu çok daha sert bir dille anlatıyor diyebiliriz. Yeraltı edebiyatına bu kitapla başlamanızı önermem, Dövüş Kulübü çok daha uygun bir seçenek olur sanıyorum.
Chuck Palahniuk
Chuck Palahnıuk bu güne kadar ki eserleri adından fazlasıyla söz ettirmiştir. Kendisine yapılan tüm övgüleri sonu kadar hak ediyor. Yeraltı edebiyatı pek sevdiğim konu değil ama yazarı bundan istisna tutabilirim. Dövüş Kulubü kitabı üzerine daha iyi bir kitap yazamayacağı düşündüğüm için Görünmez Canavarlar kitabını okumayı öteliyordum ancak yanılmışım. Bu kitap Dövüş Kulübünden daha çok etkileyici daha çarpıcı(Yine de bir Dövüş Kulübü değil). İnce düşünülmüş, mükemmel kurgulanmış bir hikaye ile muazzam bir popüler kültür taşlaması. Kitapta vurgulanmak istenen birçok nokta var. Medya bunlardan bir tanesi. Günümüzde ve geçmişte de gördüğümüz üzere medya bakış açımıza yön veriyor. Medyanın yalan yönlendirmelerinin hayatımızı nasıl etkilediğini de kitapta görmek mümkün. Yine insanların iyi görünümlü, sportif, güzel giyinen insanlara daha çok itibar etmesi konusu da çok güzel işlenmiş. İnsanlar sizden ne bekliyorsa öyle davranınız gerektiği, insanlar ne görmek istiyorsa öyle görünmeniz gerektiği konusu aslında insanları sömüren bir sistemdir. Bu sisteme birilerin dur demesi gerekiyordu. Bu kitap bu sisteme karşı ateşlenen bir fitildir.
İnsanlar kendilerinde olmayan bir erdemin başka birinde var olabileceğine akıl erdiremiyorlardı. Birinin zayıf oldugunu hayal etmek, onun güçlü olduğuna inanmaktan çok daha kolaydı.
“Değişmeyen tek şey değişim olduğundan, acaba insanlar, hayatta gerçekten tamamlayabilecekleri tek şey o olduğu için mi ölümü arzuluyorlar, diye düşünüyorum.”
... işte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak içini elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hâlâ, Geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikâye, diye homurdanıp dururuz.
İşgalci Netanyahu hükümetine karşı, her hafta cumartesi günü düzenlenen protestolar bu hafta da geniş katılımla devam etti.
Binlerce siyonist, Gazze'deki mahkumların geri gönderilmesi talebiyle Tel Aviv'de gösteri yaptı.
Gösteriler; Tel Aviv, Hayfa ve Batı Kudüs'ün yanı sıra işgalci Netanyahu'nun konutunun bulunduğu kuzeydeki Kayserya kenti başta olmak üzere birçok noktada devam etti.
"17 Numara'nın vasat bir gösteri olduğunu söylemenden, Defne Karaca'yla övünmenden... Bütün bunlardan aslında özünün karanlık olduğunu anlamalıydım. Karanlıktan doğduğunu, benim gibi karanlığı seçmediğini görmeliydim, 17 Numara."