Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
No comment!
Buna pek şaşan biri, — İnsanı öldürüyorlar be, daha bunun canım acıtmaması olur mu? dedi. — Olur efendim, dedi Gözlüklü Beyfendi, insan öldürülür ama, hiçbir zaman insanlık ölmez... öldür ama, insanca öldür.
— İnsanı öldürüyorlar be, daha bunun canım acıtmaması olur mu? dedi. — Olur efendim, dedi Gözlüklü Beyfendi, insan öldürülür ama, hiçbir zaman insanlık ölmez... öldür ama, insanca öldür.
Reklam
İdam
— İnsanı öldürüyorlar be, daha bunun canım acıtmaması olur mu? dedi. — Olur efendim, dedi Gözlüklü Beyfendi, insan öldürülür ama, hiçbir zaman insanlık ölmez... öldür ama, insanca öldür. — Ne gibi yani? — İdam edilenin canının acıması, öldürülürken acı çekmesi kendisi için önemli olmayabilir, önemli değildir de... Çünkü, nasıl olsa öldürülecek... Ancak, onu öldüren ve öldürülürken seyreden insanlar için*Önemlidir. Bir insanın acı çeke çeke can verişini seyretmek herhalde güzel bişey olmasa gerek... Deminki soruyu soran, — Yani, dedi, öldürülen için değil de, seyredenler için, canım acıtmadan idam ediyorlar...
TARİHE GEÇMİŞ OĞLANCI ÜNLÜ ŞAHSİYETLER
Gözlüklü Beyfendi anlatıyordu: - Tarihin pekçok ünlü kahramanı sapıktır. Koskoca Roma İmparatoru ünlü diktatör Jül Sezar, iki yanlı sapıktı; buyüzden ünlü şair Ovid, onun için “Her kadının kocası, her kocanın da karısı” demiş. Neron adlı diktatör de onsekiz yaşındaki oğlanlarla resmen evlenirdi. Hatta Sporus adlı bir delikanlıyla evlenebilmek
Cezaevinde sahte evrak düzenleyerek devleti izrar suçundan hükümlü olarak bulunan 192. doğumlu S..... B..... adındaki şahıs, kamışının kökünden kesilmesinden şikâyetçi olarak cezaevi revirine gelmiş ve yapılan muayenesinde penisin kökünden tam olarak ampüte olduğu görülmüştür. Yaralı, cezaevi revirine yatırılmış olup dikiş ve pansumanla kanı
Sayfa 106 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Kapıaltı gölgesinde sandalyeye oturmuş olan Gözlüklü Beyfendi, serçelerle ilgilenen Hayri'ye bakıp yanındakilere herzamanki gibi bilgi veriyor, onları aydınlatıyordu. Altı yaşında bir oğlan çocuğunun ırzına geçen, bununla da yetinmeyip sonra da çocuğu boğan bu canavarın şimdi neden serçelerle böyle yakından ilgilendiğini anlatıyordu. Çok ince ruhlu, duygulu olduğu için miydi serçelere ilgisi? (Bu soruyu sorarken Gözlüklü Beyfendi anlamlı anlamlı gülmüştü.) Canavarın ince ruhlusu, duygulusu olur mu hiç! – Bunlar patolojik tiplerdir efendim. Hatta kitaplarda, binlerce kişiyi ölüme gönderen insan kasabı Nazi subaylarının kanadı kırık bir kuş görüp ağladıkları bile yazılıdır.
Sayfa 105 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
Onu görür görmez, "Ay aman!" deyip ayağına düşenler çoktu. Berber Hayri bunca ağırlanmadan sevinçli görünmeyip, koğuştaki yerine oturunca onlara şöyle dedi: – Selam kardaşlar! Bizler, fırtınaya yakalanan gemilerden batmamak için denize fırlatılan safra örneği, toplumdan dışarı atılmışız. Toplumun dışkısı gibi atmışlar bizi buraya ki,
Sayfa 100 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Gözlüklü Beyfendi, salt eşcinsellikte değil, idam konusundaki derin bilgisine de hayran olanları daha da çok hayran bırakmak için sözü sürdürdü: – Kimi İslam ülkelerinde, elleri arkadan bağlı hükümlüyü yere çöktürüp ensesinden baltayla boynunu keserler, kimilerindeyse kafasını kılıçla uçururlar. Amerika'da, yani Amerika Birleşik Devletleri'nin
Sayfa 70 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Gözlüklü Beyfendi kimi uygar ülkelerde ölüm cezasının kalktığını söyleyince, bir aileden üç kişinin (Kendi karısı, kaynanası ve baldızını öldürmüştü.) katili ve idam isteğiyle davası görülmekte olan bir tutuklu karşı koydu: – Nasıl kalkarmış idam? Olmaz öyle şey! Bak gazete yazıyor: Herifler otobüsün yolunu kesmiş. Bütün yolcuları soymuş. Direnen iki kişiyi vurduktan başka, yolculardan üç kızı da dağa kaldırıp on kişi birden ırzına geçmişler. Gel de böylelerini asma bakalım... Yok arkadaş, idam cezası kalkamaz. Gözlüklü Beyfendi yumuşak bir olgunlukla, İnsanları senin gibi düşünen ülkelerde idam cezası zaten kalkmıyor, dedi. Benim dediğim, insanları senin gibi düşünmeyen ülkeler... Sonra, yasalarında idam cezası bulunan ülkelerde de, insanları elden geldiğince canlarını acıtmadan, hiç olmazsa acı çektirmeden öldürmenin yollarını arıyorlar. Buna pek şaşan biri, – İnsanı öldürüyorlar be, daha bunun canını acıtmaması olur mu? dedi. – Olur efendim, dedi Gözlüklü Beyfendi. İnsan öldürülür ama, hiçbir zaman insanlık ölmez. Öldür ama, insanca öldür. – Ne gibi yani? – İdam edilenin canının acıması, öldürülürken acı çekmesi kendisi için önemli olmayabilir, önemli değildir de... Çünkü nasıl olsa öldürülecek. Ancak onu öldüren ve öldürülürken seyreden insanlar için önemlidir. Bir insanın acı çeke çeke can verişini seyretmek herhalde güzel bişey olmasa gerek...
Sayfa 68 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Beyler koğuşu'nun en aydını olan Gözlüklü Beyfendi, ne diyecek diye ağzının içine bakarak her sözünü ilgiyle, merakla dinleyen koğuş arkadaşlarına, idam cezasının insanlıkdışı ve çağdışı bir ceza olduğunu, günün birinde bu cezanın tarihe karışacağını söylüyor ve bu savını kanıtlamak için elindeki kitaptan parçalar okuyordu: 1882 yılında Trieste
Sayfa 67 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
Elinde tuttuğu kitaptan bir sayfa açıp okudu: – "İngiltere'de onsekizinci yüzyılda hayvanlarla cinsel ilişki kuranlar ve bu suçun ortağı olan hayvanlar, Leks Caroline gereğince canlı canlı yakılırdı." Leks Caroline mı?.. Efendim, Leks Caroline demek, Caroline'nın koyduğu yasa demektir. Caroline da mi kim?.. Mathilde Caroline denir bir karıdır ki, hem İngiltere Kralı Üçüncü George'un kız kardeşi, hem Danimarka kralının karısı olup, kocası olan koskoca Danimarka kralını delirtip kraliçe olmuşsa da, ülkenin tüm yönetimini dostu olan herifin eline verdiğinden, bir şatoya, şimdi bizim burda olduğumuz gibi kapatılmış, pek soylu bir karı olduğundan bir İngiliz gemisiyle İngiltere'ye kaçırılmıştır. İşte bu denli temiz ahlâk sahibi olan bu soylu kadın, ahlâksızlığa hiç dayanamadığından cinsel sapıklık için yasa çıkarmış ki, hem o sapık insan hem de suç ortağı olan hayvan diri diri yakılsın. Şimdi kaldığımız yerden okuyalım: "Bu konuda bilinen en son olay, 1750 yılında Vanvres'te bir dişi eşekle fiil-i livâta yaptığı için..." Demin sözünün sonunu yutan adam, – Demek İngiltere'de bile eşekleri ş'apıyorlarmış... diye Gözlüklü Beyfendi'nin sözünü kesince başka biri de, – Şimdi neden İngiltere'nin endüstriye geçmek zorunda kaldığı anlaşılıyor, demek eşekleri yaka yaka tüketip hayvancağızın türünü kuruttuklarından, eşeğin yapacağı işi makineye yaptırtmak zorunda kalmışlar, dedi.
Sayfa 42 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Gözlüklü Beyfendi, – Mevlâna, ünlü eseri Mesnevî'de bir kadının erkek eşekle olan cinsel ilişkisini anlatmıştır... deyince ordakiler merakla, – Nasıl? Aman nasıl?" diye üsteleyerek sordular: – Yazar ki Mesnevî'de, "Eşeği çeke çeke, kadın ahırın ortasına getirdi. O erkek eşeğin altına yattı. O kahpe de muradına ermek üzere halayığın
Sayfa 42 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
Gözlüklü Beyfendi, kimi uygar ülkelerde ölüm cezasının kalktığını söyleyince, bir aileden üç kişinin (kendi karısı, kaynanası ve baldızını öldürmüştü) katili ve idam isteğiyle davası görülmekte olan bir tutuklu karşı koydu: — Nasıl kalkarmış idam? Olmaz öyle şey! Bak gazete yazıyor: Herifler otobüsün yolunu kesmiş. Bütün yolcuları soymuş. Direnen iki kişiyi vurduktan başka, yolculardan üç kızı da dağa kaldırıp on kişi birden ırzına geçmişler. Gel de böylelerini asma bakalım... Yok arkadaş, idam cezası kalkamaz.
-İnsan öldürüyorlar be, daha bunun canım acıtmaması olur mu? dedi. — Olur efendim, dedi Gözlüklü Beyfendi, insan öldürülür ama, hiçbir zaman insanlık ölmez... öldür ama, insanca öldür. — Ne gibi yani? — İdam edilenin canının acıması, öldürülürken acı çekmesi kendisi için önemli olmayabilir, önemli değildir de... Çünkü, nasıl olsa öldürülecek... Ancak, onu öldüren ve öldürülürken seyreden insanlar için*Önemlidir. Bir insanın acı çeke çeke can verişini seyretmek herhalde güzel bişey olmasa gerek.
Sayfa 69
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.