Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

gülesintisigibi

gülesintisigibi
@gulesiin
10 Ocak 2001
5 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
benim zekama ve yeteneklerime, hislerimden daha fazla değer veriyor oysa benim için asıl önemli olan hislerim. gücümün, mutluluğumun ve kederimin tek kaynağı onlar. sahip olduğum diğer tüm bilgileri başkaları da edinebilir ancak hislerim yalnızca bana aittir.
çevremizdekilerin neşesini paylaşıp, onlara neşe katmayacaksak, onlardan uzak durmalıyız! onların ruhları zalim bir tutkunun eline düşünce ya da kalpleri kederle dolunca, onları ufacık da olsa rahatlatabiliyor muyuz?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
korku cezadan fenadır, çünkü ceza elle tutulur bir şeydir ve o dehşet verici belirsizlikle, o korkunç ve sonsuz gerginlikle kıyaslandığında çok daha ağırdır. cezasını öğrenmesiyle içi ferahladı. ağlaması seni yanıltmasın. yaşadığıyla baş etmek için dışa vurdu gözyaşlarını, bunlar eskiden içine saplanmış kalmıştı. içinde tuttuğu gözyaşları, dışarı akan yaşlarından çok daha fazla can yakar.
hem insanın dosdoğru güneşin ortasına uçmasına gerek yok ki, ona tek gereken şey güneşin yeryüzünde arada sırada ışıyıp biraz sıcaklık verdiği küçük bir yere giden yolu bulmak.
Reklam
asılmak üzere olan bir adamı düşün. as onu ve ölsün, her şey bitmiş olur. ama onu asmak için yapılan tüm hazırlıkları görmeye zorlandığında ve ilmek gözünün önünde sallanırken ona cezasının ertelendiğini söylediğinde adam geri kalan tüm hayatı boyunca acı çeker.
eminim annem şımartmıştır beni ama özellikle idare edilmesi zor bir çocuk olduğuma inanmıyorum; arkadaşça bir sözün, sessizce elimi tutmanın ya da hoş bir bakış atmanın benden istediğin her şeyi alamayacağına inandıramaz beni.
elbette senin yüzünden bu hale geldim demiyorum. bu büyük bir abartı olurdu. (her ne kadar bu abartmaya eğilimli olsam da.) tamamen senin etkin dışında özgür bir şekilde büyüseydim bile, yine de senin istediğin kişi olmam mümkün olmazdı.
ve ister titan olsun ister dev, ister tanrı olsun ister insan, fark etmez, baba kötüyse, korkaksa, sevgisizse, şefkatten yoksunsa, bir çırpıda çıkarıveriyorsa evlatlarını gözden, hiç iyilik beklemeyin o çocuklardan.
babalarımız, unuttuğumuzu zannettiğimiz ama hiçbir zaman silinmeyecek buruk bir anı olarak hep yaşayacaktır zihnimizde.
Reklam
dürüst insanlardan bahsetmek yeterli değil midir? bunların bir azınlık olduğu gerçektir. bundan da fazlası, her zaman azınlık kalacaklardır. yine de bu azınlığa katılmanın büyük bir mücadele gerektirdiğini düşünüyorum. dünya kötü bir durumdadır ve her birimiz elimizden gelenin en iyisini yapmazsak daha da kötüsü olacaktır.
sevgi, bir insanı kişiliğinin en derinlerine kadar kavramanın tek yoludur. kimse başka bir insanın derinliklerini onu sevmediği sürece kavrayamaz.
biz, toplama kampında yaşamış olanlar, barakalar arasında gezerek diğerlerini teselli etmeye çalışan ve elindeki son ekmeği paylaşanları hatırlayabiliriz. sayı olarak az olabilirler ama her şeyi elinden alınmış bir insandan alınamayacak bir şey olduğunun yeterli kanıtını oluştururlar. insan özgürlüğünün son kalıntısı olan, koşullar ne olursa olsun kendi yolunu seçme tutumunu.
doğum, yaşamın bize yüklediği sorumlulukların ve bizi korkutan her şeyin başlangıcı olduğu kadar, doğum deneyimi bize endişe, kaygı ve korkuyla tanıştıran ilk tehlike.
çocuğu dünyaya getiren ve ona yaşamı veren kişi annesi, bu eşsiz hediyeyi aynı değerde başka bir hediyeyle değiştirmek kolay değil.
Reklam
“sık sık kendime soruyordum; değişmeye isteksizim, o halde kendimden memnun muyum ve kendimi değiştirmeye çalışır mıyım, üstelik de bunu bir ihtiyaç olarak değil de sadece küçük kadının gönlünü almak için yapmam gerekli mi?”
“Dünyayı kendime bu denli benzer, bu denli kardeş gibi hissedince, eskiden mutlu olduğumu, hatta hâlâ mutlu olduğumu hissettim.”
Sayfa 110Kitabı okudu