Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Radyoda Ahmet KAYA'dan sonra Hadise çaldı. Bu ne tutarsızlık böyle. Ağlayayım mı, güleyim mi bilemedim.
Ögretmen olmak
Bundan dört yıl önceydi. Mezun olduktan sonra bir ortaokulda ücretli öğretmenliğe başladım. Birinci dönemi bitiremeden yeni öğretmen atandı ve okuldan ayrılmam gerekti. Bunu duyan minik öğrencilerim etrafımı sarıp ağladılar. Kendi aralarında, bana hatıra bırakmak için mektuplar yazmaya karar vermişler. Bir tanesi "Öğretmenim, siz buradan giderseniz biz çok ağlarız. Buralar göl olur yazıp yanına da ağlayan bir surat çizmiş. Çizdiği surattan akan göz yaşları da dalgalı bir halkada birikmiş. Üzerinde göl yazıyor. Görünce güleyim mi ağlayayım mi bilemedim. 11 yaşındaki Rabia' yi hiç unutmadım. Ve o günden bu güne iyi ki öğretmen olmuşum diyorum.
Reklam
·
Puan vermedi
·
Beğendi
efsuncubaba Hüseyin Rahmi Gürpınar'in bir eseri. On bölümden oluşan kısa bir roman. Olayların mizahi yönünü ön plana çıkartarak, alaycı bir dille ele almayı seven yazar, bu kitabında halkın batıl inançlara olan meyilini ve saflığını işlemiş. Karekterlerden Ermeni iki genç olan Agop ve Kirkor'un uyanikliklari, aksanları çok keyifliydi. Okurken güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Kendim de dahil olmak üzere mutlaka hepimizin batıl inançları vardır diye düşünüyorum. Mesela ben küçükken kara kedi gördüğümde saçımı çeker uçan kuş arardım. Neymiş efendim uğursuzlukmuş. Bildiğimden ve öyle olduğundan mi ? Hiç alakası yok tamamen kulaktan dolma bilgiler. Klasikler kapsamında yazarın okuduğum 3.kitabi oldu. Seri hızla devam ediyor. Son günlerde eklemelerde oldu. Çok severek okuyorum. İyi ki başlamışım. Kitapla kalın, iyi haftalar...
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,3bin okunma
Bugün iki çay söyledim. Garson şaşırdı “ama siz bir kişisiniz “ dedi. Şöyle bir baktım !!! “Diğeri yüreğimdeki için “ dedim. Sağolsun bir demet papatya getirdi koydu masaya ... Şaşırdım “bu ne ?” dedim. “Yüreğinizdeki gönderdi !” dedi . Güleyim mi ? Ağlayayım mı ? Bilemedim...
güleyim mi? ... ağlayayım mı ? bilemedim
+homiser: Suçunu itiraf et. -Hırsız: İlk kazığımı annem ve babamdan yedim. 3 dakika 17 saniye süren bir zevk uğruna beni yapmışlar.Sonra da express koryeyle bir caminin avlusuna postalamışlar. Zahmet edip kendileri bile bırakmamışlar Aç kaldım , susuz kaldım komiserim göfretsiz kaldım. Bu yüzden...bu yüzden hırsızlık yaptım. benim küçükken en büyük isteğim astronot olmaktı diğer çocuklar gibi...Bende her çocuk gibi kendim için küçük ama insanlık için için büyük adım atmak istiyordum komiserim ... SÖYLEYİN BANA KOMİSERİM SUÇLU OLAN BEN MİYİM YOKSA...YOKSA SİSTEM Mİ?
Ankara'da, Necatibey Caddesi'nde, telâşla, Türk Felsefe Derneği'ne doğru yürürken, gözüm, önünden geçtiğim bir kebapçının vitrinine takıldı: "Tereyağlı Mevlânâ: 1.750." Dondum kaldım. Güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim. Neydi tereyağlı olan? Karşısında, bir sayı olduğuna göre, bir kebap çeşidi olsa gerekti. Mevlânâ'yı demek ancak bu biçimde anabiliyorduk. "Domates Soslu Einstein, Bol Biberli İbn-i Sînâ, Az Şekerli Nietzsche, Tavada Newton, Sarmısaklı Descartes..." Kültür, bize yemekten geçer. Mânevî kültürden söz ediyorum: Bilimden, sanattan, inanç düzenlerinden. İbn-i Arabî dolması, Yunus tatlısı yediğinizde, tasavvufun derin anlamlarını özümseyebileceğinizi düşünüyor musunuz? Yemeklere verilen adların, bilim, sanat ve kültürel derinliklerle ilişkiye geçebilmeye katkısı olabilir mi, yoksa, bir yozlaşma belirtisi midir? Gırtlağa, mideye indirgenmiş bir tinsellik (mâneviyât), tüketilmiş bir yaşam değil midir? Şiire, matematiğe, gözleme, keşif ve icatlara, gırtlak ve mide açısından nasıl yaklaşılabilir? Soru: Mevlânâ tereyağlı mıdır? Değilse nelidir? Elbette böyle bir soruya isyan ediyor insan: "Einstein kaşarsız yenmez" diye çığlık atası geliyor. Neden ama neden düşünmek yerine zıkkımlanmayı mârifet bilen bir kültür hâline geldik?
Sayfa 81 - RUHUN UFUKLARI, Tereyağlı MevlânâKitabı okudu
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ahhh… Sencer ve bitmeyen geçmişi araştırma merakı, cevapsız soruları cevaplama uğraşı. Bitmeyen iç hesaplaşmaları, kendi ile konuşmaları, üstelik kendisini hep küçümseyerek, aşağılayarak. Ailesi ve çevresi Sencer’e neden bu kadar kızıyor? Gerçekten geçmişte olanlar geçmişte mi kalmalı? Yoksa geçmişte yaşananlarda, halının altına süpürülüp üzeri
Zoka
ZokaAbdullah Küçük · Ahbap Kitap · 202017 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Laura Esquivel "Acı Çikolata".. Ben var ya ben, ne ıslah olurum, ne iflah. Sağda solda çokça görüp, merakıma mukayet olamam.Kitabı okumak isteyenler, bundan fazlasını okumasın, ipucu vermekten kaçınma değil, bildiğiniz ipin ucunu bırakıyorum. Çünkü başka türlü anlatabilmem mümkün değil. Kitaba dair tek bir yorum
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,270 okunma
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.