GİRİŞLER 1106 - BİR YAZ GECESİ RÜYASI
PERDE I - SAHNE 1
(Atina. Theseus'un Sarayı. Theseus, Hippolyta, Philostrate ve hizmetkârlar girer.)
THESEUS
Eee, canım Hippolyta, hepi topu dört gün sonra evleniyoruz. Bu dört gün bize yepyeni bir ay getirecek. Ama şu eski ay da babanın mirasıyla oğlun arasına giren dul kadın gibi oyalanıp duruyor. Bir türlü gitmek bilmiyor.
HIPPOLYTA
Dört gün dediğin rüyalarla dolu dört gecenin içinde kaybolup gider. Ondan sonra da ay gümüş bir yay gibi düğün gecemize ışık tutar.
THESEUS
Hadi Philostrate, Atina'nın bütün gençlerini uyandır. Eğlence başlasın. Neşenin şımarık ruhu uyansın. Kasvetliler doğru cenazelerine gitsinler, beti benzi atmışları şölenimizde görmeyelim. (Philostrate çıkar.) Sana kılıcımla kur yapmıştım Hippolyta, seni bazan incitsem de yüreğini kazanmayı becerdim. Ama şimdi kılıcımı bir yana bırakıp zafer şenlikleriyle gireceğim yatağına.
(Egeus, Hermia, Lysander ve Demetrius girer.)
EGEUS
Şanlı dükümüze mutluluklar dilerim.
THESEUS
Teşekkürler sevgili Egeus, ne haberler getirdin bakalım?
PERDE SAYISI : 5 (PEKI BENIM AKLIMDA NİYE 8+2 OLARAK KALMIŞ)
kapitalizm'e övgü; (işte bir fikir böyle savunulur!)
Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız mı? Para bir mübadele aracıdır. Ortada değiş tokuş edilecek ürünler, onları üretecek insanlar olmazsa, para da var olamaz. Para aslında, birbiriyle iş yapmak isteyen insanların, değere karşı değer verme
KAPİTALİZM KOŞULLARINDA ÇALIŞMAK!
Varlığını devam ettirebilmek için çalışmak, üretimin içinde yer almak, bütün Sınıflı Toplum biçimlerinde emekçi yığınlar için her zaman gerçek anlamda eziyet dolu, çile dolu bir faaliyet olmuştur. Bu durum, Sınıflı Toplumun günümüzde ulaştığı Sosyalizmden önceki son aşama olan Emperyalist-Kapitalist Toplumda yaşayan işçiler-emekçiler için de
Haz ve Hız Çağındaki Duygusuz İnsan - Garib Çoban
Haz ve Hız Çağındaki Duygusuz İnsan - Garib Çoban
Hızır sırrı ile söyleşir şems vakti ile
Dünyayı kurtaracak güzellik cömertliktir, paylaşmaktır, şefkattir.
Aleni ahlâksızlıklar, ümidin azalması, devamlı huzursuzluk, yoksunluk, ardından kapıda bekleyen yoksulluk, aklıselim.
Ve de kalbiselim kimselerin azalması.
Düşen tutunacağı dalı seçemez, der
Günaydın... Hadi bakalım her şey yeniden başlasın.
En çok sabahı seviyorum, dedi Naoko. Sanki her şey yeniden başlıyor. Ama öğleden itibaren, içime hüzün çöküyor. Ve en çok da akşamdan nefret ediyorum. İşte her gün, böyle yaşayıp gidiyorum.
Bir insanın aynı günü tekrar etmesi çok yorucu ama okuması...
Başlıkta da bahsettiğim bir insanın aynı günü tekrar etmesi gerçekten çok yorucu ancak bu hayatı okumak ise hiç bu kadar keyifli olmamıştır. İşte karşımızda Rogue Like türü bir kitap ve kesinlikle Agatha Christie tarzı kitapları okumaya seven ya da Deathloop, Returnal, Hades gibi oyunları oynayan ya da Edge of Tomorrow, Groundhog Day, Predestination gibi filmleri izlemekten zevk alan bütün herkes bu kitabı okumaktan keyif alacaktır.
Kahramanımız uyandığında nerede ve kim olduğundan emin değildir. Vücudu kendisine çok yabancı ve zihni ise çoklu kişilik bozukluğundan hallice kendisi ile savaş vermektedir. Bunun nedeni ise kahramanımızın bir konakçı olmasıdır yani yaşadığı vücut kendisine ait değildir. Kitapta kahramanımız aynı gün tekrar tekrar yaşamaktadır ve bu tekrarlar 8 gün ile sınırlıdır ve her gün farklı bir karakterin bakış açısından anlatılmaktadır. Bu sekiz kişi ve kitapta yer alan diğer karakterler bir parti için bir araya gelmişlerdir ancak partinin sonunda eğlence dinmemesi gerekirken parti her gün tekrar etmekte ve parti sonunda Evelyn Hardcastle ölmektedir. Kahramanımızın bu zaman döngüsünden kurtulmasının tek yolu ise E.H.yi öldüren katili bulmasıdır. Kobra Takibi başlasın. Bakalım kahramanımız katili bulup döngüyü kırabilecek mi?
Agatha Christie tarzı cinayet romanları ve zaman yolculuğu temasını bir araya getiren yazarımız bence ilk kitabında harika bir iş çıkarmış. En son bu kadar zevk aldığım kitap 
Matt Haig 'in 
Zamanı Durdurmanın Yolları olmuştu. Okuyacak herkese keyifli okumalar dilerim. Okumayı düşünenlere ise "ne düşünüyorsun hadi başlasana" derim.
Biliyorsunuz, para her kötülüğün kaynağıdır.. O da, paranın tipik bir ürünü.
Rearden, Francisco’nun bu sözü duyabileceğini sanmamıştı, ama genç adamın ciddi ve nazik bir gülümsemeyle oraya döndüğünü gördü.
“Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız
Gün aydı, güzel bir sabah bizleri bekliyor. Güzel bir kahvaltı sonrası
Okuma
Yazma
Dinlenme
Gezme
Başlasın bakalım bizler için. Herkesin gönlünce hafsonu olması dileğiyle...