"Peki, Allah’ın hem o günün Araplarının anlayacağı hem de sonrasında gelen milyarlarca insan arasında bu türden tartışmalara ve anlaşmazlıklara yol açmayan, hiç bir çağın bilimsel bakışıyla çelişmeyen, sonradan ortaya çıkacak bilimsel gerçekleri de göz önünde bulunduran bir tarzda yalın bir dil kullanarak temel mesajını özlü bir şekilde gönderme kudreti yok muydu? Tabii ki olmalı, yoksa zaten Tanrı olamaz."
Sayfa 334 - e-bookKitabı okuyor
"Leyla'yla Mecnun değil mi bunlar?" demiş­ti , Nizami'nin on ikinci yüzyılda yazdığı, bahtsız aşıkları an­latan, çok tanınmış destana gönderme yaparak - Babi, Romeo ile ]ülyet'in Farsça bir çeşitlemesi, diye açıklamıştı, ama Nazi­mi'nin bu kadersiz sevgilileri, Shakespeare'den dört yüz yıl önce yazdığını da eklemişti."
Reklam
"Ahmaklığını tekrarlayan akılsız, kusmuğuna dönen köpek gibidir." * * Kutsal Kitap'taki Süleyman'ın Meselleri bölümünden bir ayete gönderme. (26:11)
Sayfa 44 - Sel Yayınları
Volkan SÖNMEZ - YENİK VE DAHA YALNIZ
Çok sevdiğim Rahmetli Celil Oker’e de göz kırptığı satırların yanı sıra okurken ister istemez ah Rıza dediğim için bu alıntıyı buraya iliştireyim. Not: Okumayanlar için spoiler olmaması açısından yazarın bu kitapta kendi yazdığı bir başka kitabına gönderme yaptığını söyleyip geçeyim. Daha önce o kitabını okumuş olduğum için gülümsetti: “Resepsiyonist 24 Rahmi ben kapıdan girince istemsizce gülümsedi. Ama insanı sinir eden cinsten değil ve sanki biraz da şaşkın bir hali vardı. Ben konuşmadan konuşması yasak olduğu için sadece yüzüme bakılıyordu. “İyi geceler Rahmi nasılsın?” “Sağolun Taner bey siz?” “Hayırdır sen neye şaşırdın böyle, aval aval bakıyordun?” “Şey, efendim, bir kitap okudum da.” “Neymiş? Yine o fareli olan mı?” “Yok efendim, bu başka. Sonuna şaşırdım. Bir adam var. Böyle kapıcı gibi bir şey bir handa. Romanın baş karakteri falan da değil.” “Eee? Ne var bunda bu kadar şaşılacak aslanım?” “Yok efendim öyle değil. Romanın sonunda romandaki bütün karakterlerin bu kapıcının kişilikleri olduğu ortaya çıkıyor. Yani herkes aslında bu adammış. Düşünsenize, ya biz de öyleysek?” “O ne demek lan öyle?” “Diyorum ki aslında bu otel falan, hiçbir şey yokmuş, siz, diğerleri, müşteriler falan hepsi benim kafamda kurduğum başka başka kişiliklerimmiş. Ne değişik olur değil mi? Bunu düşünüyordum.” “Saçmalama Rahmi. Bunlar sadece kötü romanlarda olur. Takılma. Gerçek hayatta göremezsin. Sen varsan herkes vardır merak etme….””
"Tehlikedesin diyorum, aptal!" “Biliyorum çünkü şu anda o tehlikeye bakıyorum!" "Bana gönderme yapma, gayrimeşru kız!" “En azından tehlikeli bir sürtük değilim!" "Tanrım, bu çok çirkin bir itham!!" "Bunu sen mi söylüyorsun?"
Pablo Picasso'nun tablosunda hurdacılar çarşısında kaç para verirlerdi? Uzaya roket gönderme teknolojisinin yazılımlarını mahalledeki kasaba uzatsan acaba seni ne diyerek dükkandan döverdi. İnsan olarak senin de değerinin bilindiği ve bilinmediği yerler var. Değerinden anlayan, sana anlayış gösteren insanlar var. Ancak şunu unutma, değerini bilen insanları bulup onlarla yakınlık kursan da o insanlar senin ve benim gibi aciz insanlar. Yani değerini bilseler de devamlı değer vermeye kudretleri yok. Ölümü öldüremezler. Seni sırat köprüsünden geçiremezler. Ebedi bir hayatı vaat edemezler. O halde kıymetini bilecek olan kimsenin, kudreti de olmalı. Kıymet verenlerin kıyamet ile dümdüz olduğu bir gelecekte, yok olmayan ve ebedi âlemleri yaratmaya muktedir olan bir Allah var. Senin değerin O'nun yanında. Zor günlerinde, insanlar senin kalbinin derinliklerinde hissettiklerini tam olarak hissedemezler. Seni senin kadar anlayıp empati kuramazlar. Hiç portakal ve benzeri bir şeyi yememiş birisine portakalın tadını ve aromasını anlatırsan ancak 10'da 1'i kadar anlayabilir. Aynen öyle de kalbinden geçenleri okuyamayan, senin yaşadığını yaşamamış birisi de seni tam olarak anlayamayacaktır. Senin derdin sana özel. Seni, en iyi sen anlarsın. Senden daha iyi ise ancak Rabbin anlar. Yalnızlığının şiddetini, kırılmışlığını ve tükenmişliğini O bilir. Faniler seni anlasa ne fark eder düzeltmeye muktedir olmadıktan sonra? Ancak Rabbin, kalbinin en derinliğinde hissettiğin, tarif edemediğin duygularını, düşüncelerini en önemlisi de niyetlerini bilir ve bunlara kıymet verir.
Sayfa 34 - İndigo kitapKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.