Bu hoşnutluk, bu ağrı ve sızılardan uzaklık, bu katlanılabilecek, bu yılgın günler güzel şeylerdir doğrusu; öyle günler ki, ne ağrı sızılar, ne sevinçler seslerini fazla çıkarmayı göze alabilir, her şey fısıldayarak konuşur ve ayak parmakları üzerinde bir gölge gibi devinir usulcacık. Gelgelelim, ne yazık ki benim tuhaf bir durumum var, özellikle
yırtarak geçiyor kalbimizden
hayatı da törpüleyen zaman
şuramızda bir şey var
acıya benzer
umuda benzer
böyle günlerde hayat
hem acıya, hem acıya benzer
gün ölümle başlatıyor hayatı
her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor
her sabah ölümü anlatıyor gazeteler
sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf
yeni bir cinayetin röntgenini çıkartıyor
Endülüs'teki siyasi karışıklıkların çoğalması, gerekse de onun felsefi yorumları yüzünden İbn Rüşd gibi dev bir filozof bu karışıklıkların içinde mağdur oldu; dayak yedi, sefil günler geçirdi ve perişan bir halde hayata veda etti... Lucena'ya sürüldü, ayrıca kitapları yakıldı. Cuma namazı için şehre girince Kurtuba Ulu Camii'nden zorla çıkartılarak dövüldü ve kovuldu.
Avrupalıların Aristo'nun eserlerinin en meşhur şarihi (açıklayıcısı) olduğu için övdükleri ve "Averroes" diye isimlendirdikleri İbn Rüşd, sürgündeki son üç yılın sonunda 1198'de gittiği Marakeş'te öldü.
Telaşlanma gönül,
Buda gelir buda gider.
Aşk çılgınlaştı ya ömür,
Yari özler, aşksız yarım kalır insan.
Çıldırma gözlerim,
Ağlayan gözlere boğulur satırlar.
Sokaklarda kandiller yandı,
Değil Mi?
-
Ulu Tanrım, akıl ermez sırrına,
Bin bir ismi hakta pinhan edersin.
İçirirsin sabrın peymanesini,
Hikmetini sonra ayân edersin.
Gizlenirsin bir nüvenin içinde,
SULTAN ALPARSLAN
Anadolunun kapısını müslümanlara açan büyük İslâm kahramanı
Üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanı bizlere armağan eden büyüklerimizden birisi de Sultan Alparslan'dır. İslâmın bu bahadır evlâdı Malazgirt'te kalabalık Bizans ordusunu perişan ederek Anadolu'nun kapısını Müslümanlara açmıştır. Fetih ordusu da açılan
Düşünsene hayatını iyisiyle kötüsüyle bir denge de yaşıyorsun. Sonra bir "uyuşturucu madde'' ile tanışıyorsun seni göklere uçuruyor.
Bir gün geliyor ki o " uyuşturucu madde" bir sebepten senden ayrılıyor, bir daha ulaşamayacağın bir sorun oluyor. Bu sefer eski haline dönemiyorsun yoğun bir yoksunluk hissediyorsun, düşüş yaşıyorsun eskisinden beter oluyorsun. Beraberken ne denli mutlu olduğun önemini yitiriyor, tek düşünebildiğin onsuzluk oluyor. Bu "madde" kelimesini "kişi" kelimesi ile değiştirdiğimizde cümle de hiç bir anlam bozukluğu olmadığını görürürüz. Zaten okurken muhtemelen maddeden bahsetmediğimi fark ettiniz ama etkileri aynı tek fark biri yasal değil..
Bir baksanıza, ilişkinin ilk günlerinde neşeyle dinlediğiniz aşk şarkılarının yazarları da ayrıldıktan sonra dinlediğiniz şarkıların yazarlarıyla aynıdır. Sonu hep acı hüsran. Eskisinden perişan eder.. bir daha asla göremeyeceğiniz gözlere, asla dokunamayacağınız tene olan hasretinizi dindirmek için harcar bulursunuz kendinizi.
Sonuç olarak nasıl bir kurşunun vücuda verdiği tahribatı bilmemiz yara açmasına engel olmuyorsa bunları biliyor olsak da bile bile yaralanıyoruz.
Bu acı gerçeği de yazarak biraz daha eksilebildim. İyi günler