Dokuz ana bölümden ve bir ek bölümden oluşan bu kitapta, yazar, savaş fotoğraflarının psikolojik ve toplumsal etkilerini çeşitli yönleriyle inceliyor.
Virginia Woolf'un, Londralı bir avukatın "Sizce savaşı nasıl önleriz?" sorusuna cevap olarak yazdığı Üç Gine adlı kitaptan bahsederek başlayan yazar, Woolf'un savaşa ait bir
Amin Maalouf'n birkaç romanını okumuşluğum vardı evvelden. Yazarın zaten tarihi romanlar alanında kendine has bir tarzı var. Lübnanlı yazar, içinde doğduğu toplumu iyi analiz etmiş ve de hayatının uzun bir dönemini Avrupa'da geçirmesine rağmen köklerinden kopmamış. İtiraf etmem gerekirse ara ara özellikle Müslümanlığa karşı önyargısının
Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın… Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya… Kapıları sırlara açılan bir kent… Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar… Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı… Aşkı sadece aşkla tartanların ıtırlı soluğu… Ölümün yok edemediği bir sevda… Yıllara
"İş verebilmek için, tabii ki "tesis, fabrika vs." kura-caksınız, yerine göre sanayileşeceksiniz. "Üretim-tüketim dengesi" tesis edecek, ardından gelir dağılımında adalet sağlayacaksınız.
Ve hem doğru yaşaması, hem de işini doğru düzgün yapabilmesi açısından, insanı eğiteceksiniz. Bunun için okullar açacaksınız,
İncelemeye Tuncel Kurtiz'in bir söyleşisinde sarf ettiği sözler ile başlamak istiyorum.
"Başka ne olabilirim ki? Ben bir komünistim. Nedir komünizm acaba? Bir rüyadır. Ben bir rüya görüyorum. O benim rüyam, orada insanlar eşit, orda insanlar özgür. Bir milyar insan açlıktan ölüyor bugün. Medeniyet, kapitalizm ve emperyalizm insan oğlunu