Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güven Anıtı
Ankara'da bakanlıkların yer aldığı yeni yerleşim yerindeki parkta açılan ve jandarmayla polisin savaşta ve barıştaki başarılarını yansıtan "Güven Anıtı" da uluslararası değerde bir yapıttır. Anıtın yontusu AvusturyalI sanatçı Anton Hanak'a, mimari tasarımı ise, günümüzde Viyana Plastik Sanatlar Akademisi'nin rektörü olarak görev yapan Profesör Clemens Holzmeister'e aittir. Dev boyutta iki alegorik figürün, polisin türlü etkinliklerinin yanı sıra, maddi manevi kültür değerlerini ve barışın erdemini simgeleyen rölyeflerle tamamlandığı bu yapıt izleyenlerde güçlü bir etki yaratmaktadır.
Sayfa 148 - 1.Basım Eylül 2010 - Çev.: S.Eriş ÜlgerKitabı okudu
Simone ve Jean-Paul 1929'da tanışıp birbirlerine âşık olduklarında ilişkileriyle ilgili bir anlaşma yapmışlardı: İki sene birlikte olacaklar, sonra ne yapacaklarına karar vereceklerdi. "Hayatımdaki tartışılmaz en büyük başarı Sartre ile olan ilişkimdir. 30 seneden fazla süren beraberliğimizde sadece tek bir geceyi dargın geçirdik. Yıllarca
Reklam
sosyalist kültür/stefan zweig ile “dünün dünyası”na bakmak
Stefan Zweig, “Dünün Dünyası”[1] adlı kitabının önsözünde kendini “her yerde ve hep bir Avusturyalı, bir Yahudi, bir yazar, bir hümanist ve barışsever” olarak tanımlıyor. Zweig’ın trajik ölümünden (22 Şubat 1942) önce yayıncısına gönderdiği hem geçmişin hatırlanması hem de gelecek nesiller için bir uyarı olarak yazılan “Dünün Dünyası”, edebi
Avusturyalı Mimar
Aklında ve çantasındaki pek çok çizimle Türkiye’ye yerleşen Avusturyalı mimar Prof. Clemens Holzmeister (1886-1983), TBMM’nin üçüncü binasının yanı sıra Çankaya Köşkü, Güven Park Anıtı, Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri, Millî Savunma, Bayındırlık ve İskân bakanlıkları, Yargıtay binası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Ankara Harp Okulu, Ankara Orduevi, Avusturya Büyükelçiliği, Ticaret Bakanlığı (eski binası) gibi devletin temel kurumlarının mekânı olan yapıların da mimari yaratıcısı oldu.
Çarkı Durdurmak (20.04.2021)
Çark dönmeye, az evvel olduğu yere varmaya, tekerrür ettikçe etmeye devam ediyordu. Bu çarkın su değirmeninden tek farkı, derede değil bataklıkta dönmesiydi. Yarı çürümüş hayvanlarla dolu, kokuşmuş bir bataklıkta...Cemil, bu çürümeye yüz tutmuş hayvanlardan biriydi. Verdiği her nefes, çürümüş uzuvlarının esansı niteliğindeydi. Bu durumdan
·
Puan vermedi
Küçücük bedeni kocaman cesareti...Ah Nemecsek...Boğazımda yumru, tutamadığım gözyaşları ile çevirdim son sayfayı. Pal Sokağı Çocukları; şehrin kalabalığında kendilerine buldukları "Arsa" adını verdikleri yeri yaşam alanları haline getiren, yoksul ailelerin gönlü zengin, dürüst çocukları. Ancak bu Arsa "Kızıl Gömlekliler"
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Yapı Kredi Yayınları · 201924,6bin okunma
Reklam
Uğurladık Güneşi ve Ayı
Güneş ve ay gibi parlak bir ışık Verirler gerçi onlar, güneşsiz de Aysız da yaşarlar bu dirençle, yine de, İstanbul’a uğurladık güneşi ve ayı Aydınlatsın diye meydanları, Sesleri özlemiş o meydanları, Aydınlatsın diye sokaklarda Aralık’ın rehin aldığı insanları. Gelsin o güneş tüm o yaşlananlara Uzun yollarında iki kıtalı kentin. Güneş ve ay gibi
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
BİR YOL , BİR REHBER VE GELECEK ANITI.
' Diriliş Eri ' olarak sesleniyor bize Üstad Sezai Karakoç. ' Diriliş Nesli ' olarak betimliyor bizleri. İslam ülkelerinde yeni bir nesil gelmektedir ve bu Diriliş Nesli'dir diyor. Bizleri geleceğimiz olarak görüyor. İslam kültür ve Medeniyetinin gelişmesi ve tekrar hayata döndürülürmesi için neler yapılması gerektiğini
Diriliş Neslinin Amentüsü
Diriliş Neslinin AmentüsüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 202218,6bin okunma
Umut dalıp gitti bir yerlere...
Öğle vaktini birkaç saat geçmişti. Özgür, meydandaki tramvay durağının karşısındaki dükkânlardan birine girip iki paket sigara alıp Huzur Park’a geri döndüğünde Umut’u çadırın başucunda çimlerde oturmuş derin düşünceli bir halde buldu. “Daha önce görülmemiş bir güzellik Demokrasi Meydanı, Cumhuriyet Anıtı, Güven, Barış, Kültür ve Özgürlük Caddelerini kuşatmıştı. Sanki harika genç bir kadının tüm güzelliğinin ışıltısı her yeri kaplamıştı. Beyaz tenli masum yüzündeki hüzünlü bakışlarının ardına gizlenmiş tatlı gülümsemesi belirirken her bir sokağı selamlıyordu. Dalgalı kızıl saçları da tüm Huzur Park’ı sarmıştı. Hele parıldayan o koyu yeşil parlak gözleri çok güzeldi ama ince zarif kaşlarında başka bir güzellik vardı. Öyle bir büyünün içinde kayboluyordu ki insan hangisinin daha güzel olduğunu ayırt edemiyordu. Ancak bu kayıp, korkunç biber gazının içinde kaybolması gibi bir şey değildi. Her bir insanın hayallerinde düşlediği o şeyin güzelliği içinde keşfedilmemiş âlemlerde kaybolması gibiydi. O güzelliğe vardığınız an sizi bekleyen o şeyin özgürlük oldu-ğunu anlarsınız. Ancak daha önce bilmediğiniz, kavrayamadığınız o şeyle karşılaştığında ne yapacağınızı bilemezsiniz. O şeyi anladığınızı sandığın an düşten uyanır ve kendi gerçekliğinizle baş başa kalmanız uzun sürmez.” Umut, bu derin düşüncelere dalmışken arkadaşının sesiyle kendine geldi.
Sayfa 165 - Altıncı bölüm - Devrinin birinci günü...
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.