Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
|||. Adèle'nin sağlığı pek de yerinde değildi. (...) Danıştıkları bir doktor ona dinlenmesini ve güzel havalarda yürüyüş yapmasını tavsiye etmişti. Ama bunlar, kısa sürede kenara biraz para koyup sonra bunu huzur içinde yemek isteyen birinin uyabileceği tavsiyeler değildir.
304 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Kitap başlangıç kısmında insanı inanılmaz derecede pozitif düşünmeye sevk ediyor. Güzel düşünelim güzel olsun diye motive olmuşken çevredeki olumsuz düşünceler üst üste gelince çok da bir anlamı kalmıyor rezonans düşüncenin. En şanslı insanlar sanırım en anlaşılabildiği ortamda bulunanlar diğer türlü tek taraflı insan istediği kadar düşünme gücünü iyileştirmeye çalışsın yetersiz kalıyor bu çabası maalesef.
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Elips Kitap · 20134,031 okunma
Reklam
280 syf.
·
Puan vermedi
Sunum üzerine muazzam bir kitap
Lise döneminde okumuştum. Meyvelerini üniversitedeki sunumlarda topladım. Genelde pek önemsenmez ama güzel bir sunum çıkartmak bir sanattır. Sunum bitince tebrik edenler dışında iyi sunumun nasıl yapılacağını soranlar bile oluyordu. Benim uyguladığım birkaç naçizane tavsiye şunlar: • Her zamankinden bir tık daha şık giyinmek. (sunumu önemsediğinizi gösterir) • Bolca prova yapmak (kafada canlandırmak) • Konuşmayı bitirdikten sonra sıradaki arkadaş varsa sözü ona vermek. • Jest ve mimikleri etkili kullanmak sabit durmamak. • Diksiyon ve hitabete dikkat etmek. • Lafı dolandırmadan kısa, net anlaşılır konuşmak. • Heyecanı bastırmadan kontrol altında tutmak (heyecan doğru dozda sizin hata yapmanızı engeller) • Ve son olarak kendine güvenmek, herkes kendi hayatlarıyla o kadar meşgul ki orada yaptığınız birkaç hatayı 1 hafta sonra hatırlamayacaklardır bile.
Ted Gibi Konuş
Ted Gibi KonuşCarmine Gallo · Aganta Kitap · 20152,753 okunma
·
Puan vermedi
Unutsam da tekrar okusam
Nispeten yeni bir okur olduğum ve kısa kitaplar okuduğum için sayfa sayısı olarak beni biraz zorladı. Uzun soluklu roman okumaya pek alışkın değilim. Ona rağmen 9 günde okudum. Kitaptaki kurgunun temposu hiç düşmedi. Çok fazla ters köşeli kısım vardı. ▼ Ülkedeki göçmen sorunu ve bazı toplumsal sorunlar alt metin olarak işlenmiş. Farklı bir perspektiften empati kurmamız amaçlanıyordu bazı kısımlarda. Olay örgüsü ve olayların bağlanması çok iyi kurgulanmıştı. ▼ Polisiye türü pek okuduğum bir tür değil. Suçluyu bulma amacından ziyade Suçlunun neden bu davranışı sergilediği çok güzel yansıtılmış. Kimsenin saf kötü olmadığını ve o suçun psikolojik altyapısı olduğuna sıkça değiniliyordu. ▼ Unutsak da tekrar okusak diyebileceğim bir tarzda kitaptı. Polisiye, suç, kriminal tarzda okuma yapmayı sevenlere öneririm. 3 bölüm kanıt izlemeye eşdeğer bir kitap
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201931,5bin okunma
24 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Ogluşumla okuyup bitirdigimiz bir kitap daha anne olmanın en güzel yanı artik iki kişi kitap okuyup seviyoruz umarım her zaman kitapları seven bir evlat olursun canım oğlum
Kurtarma Araçları
Kurtarma AraçlarıChristian Tielmann · İş Bankası Yayınları · 202018 okunma
İki Yalnız İnsan
" Hiç kimsenin hayatı benim hayatım kadar zor olamaz. Benim hiç annem olmadı, hiçbir insan bugüne kadar bana güzel bir şey söylemedi. Her genç kız sevgilisiyle gezmeye çıkarken , ben hep yalnızım ve bunun hep böyle devam edeceğini, böyle devam etmek zorunda olduğunu biliyorum , başkaları gibi hissetsem de bu durum değişmeyecek . Tanrım neden bu böyle? "
Sayfa 18 - JulaKitabı okudu
Reklam
680 syf.
5/10 puan verdi
Vasat
Büyük beklenti ve heyecanla aldığım bir kitaptı ama çokta sevmedim. Belki de sebebi Dex’in amatör çevirisi ve berbat edisyonu olabilir. Şöyle ki, diyaloglar arasında satır bırakılmadan aynı paragraf içinde peş peşe karakterlerin diyaloglarını okudum. Diyalogların arasında herhangi bir betimleme de olmadığı için hangisi ne söyledi hep birbirine karıştı. Ayrıca noktalamalarda da sıkıntılar vardı mesela, diyalog başında tırnak işareti koyulmuş ama diyalog bitmiş gitmiş hala tırnağı kapatmamışlar, diyalog devam ediyor sanıp saf gibi anlamaya çalışıyorum. Bu problemler kitabın sadece ufak tefek kısımlarında değil baştan sona karşılaştığım bir durumdu. Belki de bunun gibi sorunlardan dolayı kitap beni sarıp içine çekmedi. Tüm bunların yanında ilk 200 sayfayı okumak gerçekten çok zordu. ‘’Bakire’’, ‘’Yükselmiş’’ gibi kavramlar kitabı alırken çok ilgimi çekmişti, bambaşka bir kurgu okuyacağımı düşünmüştüm. Bu yüzden kitabın yarısına kadar motivasyonumu yüksek tutmaya çalışarak okudum. Ama bence kurgu da kuvvetli değildi. Olaylar bazen çok yavaş bazen de çok hızlı gelişti. Olayın altyapısını oluşturmadan kendimi pat diye olayın içinde buldum. Ana karakterler ile bir bağ kuramadım. Yazarın kalemiyle mi alakalıydı yoksa edisyonla mı alakalı bir sıkıntı mı var bilmiyorum ama güzel olduğunu iddia edemeyeceğim. Ortalama bir kitaptı. Ne iyi ne kötü tam anlamıyla vasat… Tüm seriyi almış bulunmamdan dolayı ikinci kitaba da şans vereceğim umarım ikinci kitap daha çok ilgimi çeker ve seriyi tamamlayabilirim.
Kan ve Külden
Kan ve KüldenJennifer L. Armentrout · Dex Kitap · 20211,117 okunma
127 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba arkadaşlar Öykü okumak size de iyi geliyor mu ? Bana her zaman çok iyi gelmiştir. Her okuduğum öykü kitabında olduğu gibi #bahtiyarikimaglatti kitabından da çok güzel dersler çıkardım. Öykülerin genel konusu yanlış ebeveynlik. Aslında hep böyle değil midir ? Ebeveyninden ne görürse onu yapar insan. Sevgi gören sevgi verir evladına, hor görülen hor görür, bastırılan çocuk anne baba olduğunda anne babasının rolünü üstlenir ve baskın bir ebeveyn olur. Ne der büyüklerimiz "küçük kalkar büyüğe bakar". Demem o ki yazarımız dört öyküsünde de çok güzel mesajlar vermiş hepside birer ders niteliğinde. Kitabın adını alan bahtiyarı kim ağlattı öyküsü beni gerçekten etkiledi. Neden bir baba iki çocuğu arasında ayrım yaparki,hele de diğer çocuğunun ona daha çok ihtiyaçı varken. Ama Mahmut Ağa down sendromlu oğlu Bahtiyarı hor görürken diğer oğlunu hep el üstünde tutar. İmtihan dünyası bu dünya, yaşanan bir olay gazetelere konu olur ve gazeteci Halil İbrahim olayın iç yüzünü araştırırken çok farklı durumlar ortaya çıkar... Yazarımızın kalemine sağlık okumaktan keyif aldığım aynı zamanda farklı bir bakış açısı kazandıran bir kitap oldu. Özellikle akıcı dili sayesinde hiç sıkılmadım öykü okumak hoşunuza gitmiyorsa bile bir şans verin pişman olmayacaksınız. Kitapla ve sevgiyle kalın dostlar.
Bahtiyar’ı Kim Ağlattı?
Bahtiyar’ı Kim Ağlattı?Erhan Metin · Bir Kitap · 202313 okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Bu kitaba başlamadan önce senin içinde erdeme ve kendine hâkim olabilmeye doğuştan yatkınsın. Eğer bunlardan uzaklaştıysan bunun sebebi kalıtımsal bir bozukluk değil yanlış şeylerle ve yanlış fikirlerle beslediğin taraflarındır. Seneca'nın da dediği gibi, felsefe tüm bunları üzerinden kazıyıp atabilecek ve gerçek kimliğimize dönmemizde bize
Stoacının Günlüğü
Stoacının GünlüğüRyan Holiday · Pegasus Yayınları · 2021444 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
nasıl anlatsam,nerden başlasam..
Muzaffer İzgü
Muzaffer İzgü
benim çocukken en sevdiğimmm yazarlardan biriydi en zor dönemlerimde dur bakayım uygulamada var mı etiket yapayım :)
Anneannem Askere Gidiyor
Anneannem Askere Gidiyor
varmış bu seriyle ve sulu sulu elmalarımla hayata tutundum ben..Ruhu şad olsun bir güldüren bir hüzünlendiren bu güzel insanın..
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın Kökü
eserini ise şimdi okuma zamanıymış benim için ve iyi ki okudum:) çoluk çocuk hepimizin okuması gerekiyor, tanıması gerekiyor Muzo'yu..Kitap, yazarımızın otobiyografik romanı olup 90 larda Memduh Ün tarafından filmi,filmin müziğini ise Cahit Berkay yapmıştır ne değerli işler,ne kıymetli insanlar... Ben kitabın, abartı değil her satırında kayboldum ve hep düşündüm, üzüldüm yani kısaca bazı şeyleri gözden geçirmeme sebep oldu,ben okuyup bunları düşünürken öğreniyorum ki bu eser değerli yazar yaşarken yasaklanmış:) buna ben bir açıklama getirmeyeceğim elbet :) sözü
Muzaffer İzgü
Muzaffer İzgü
ye bırakıyorum : " Baskılara başlamışsa bir iktidar artık gidecek demektir." Buraya kadar okuyan herkese keyifli okumalar diliyorum..:)
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın KöküMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 20201,670 okunma
Reklam
Evimize gelişin güzeldi sonrası daha güzel
LED ışıklı olan süs eşyalarına bayılırken kardeşim bunu getirmişti. İlk kontrol ettiğim şey: Gece kitap okumama yetebilecek kadar ışık verip vermediğiydi. -Çünkü mumlar el yazısı için kullanışlı ama okumak için o kadar değil.- Sonra mutlu haberi verince baktım ki ışığı olmasına rağmen cansız duruyor. "Hoş geldiin, sen evimize katılırken bakalım biz sana neler katabiliriz?" deyip onu birkaç gün sonra bu hâle getirdim. Sonradan öğrendim ki, erkek kardeşim de seviyormuş ama benim ondan daha çok sevdiğimi ve benim için daha kullanışlı olacağını düşündüğü için bana vermiş. Benim için özel olan eşyalarımı paylaşmayı o kadar sevmem - çünkü başkaları için özel konumunda olmuyorlar genelde- ama "Olayı öğrendim teşekkür ederim, bunda ortaklık teklif ediyorum, bence kabul etmelisin. -düşündüğünü görünce- Etmezsen çokta ısrarcı olmam ona göre." deyip pis pis gülmüştüm. Direkt ona da verebilirdim ama paylaşma fikri daha özel hissettirmişti o yüzden öyle yaptım. Ve "Şeyy, şimdi ortak olduk ya, senin eklemek istediğin bir şey var mı tabi becerime göre?" demiştim. Ve "Hayır, gayet hoş ve bana da hitap ediyor." cevabını almıştım. Kabuklara laf eder veya aşırıya kaçan bir uğraşma ile beni pişman eder sanmıştım ama kardeşimin büyüdüğünü ve cici olduğunu gördüm. Buna da en az hediye kadar sevindim hatta anne edasıyla duygulandım biraz. Ama lafta gülen ve sinir bozucu bir tonda "Beğenin kalite kazanmış, böyle devammm şirin çocuk." deyip gitmiştim. Çünkü kardeşlik dengesi böyle işliyor: biri normal davranıyorsa öbürü illa ki anormal davranmalı...
408 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Her an “gerçekten ve gerçekte” yaşamanız niyetiyle.. Hayattan bi türlü zevk alamıyormuş gibi hissettiğim dönemlerdeyim, yapmak istediklerimi yapamıyormuş, hayatımda kopukluklar varmış gibi.. Boğazımda bir şeyler düğümleniyormuş gibi hissediyorum. Yutkunuyorum yutkunuyorum geçmiyor o his, Böyle hissettiğim bir dönemde başladım bu kitaba.. Çok
Seyir
SeyirPiraye · Mona Yayıncılık · 20219,7bin okunma
Mutluluğun Resmine Bak(tır)mak Ben hala yerdeki küçük çukurlarda biriken çamurlu yağmur sularına baktığımda kendimi görünce mutlu oluyorum. Kim ya da ne yıkabilir beni? Hala küçükken gördüğümde gözlerime inanamadığım suyun içine atılan kalemin kırılması gibi bu yüzde yetmiş küsuru su olan dünyaya bulaşan bazı insanların da kıvrılmayıp kırılacağını düşünüyorum. Hala birilerinin kendi rüyası başkasının kabusuysa kendi rüyasından vaz geçebileceğine inanmak istiyorum. İnsanların etrafındaki insanlar mutlu olamayınca kendi mutluluklarını saklama gereği duyduklarını ise biliyorum. Yani mutluluk, herkes mutluysa ortaya çıkıyor. Ne bileyim işte. İnanmak istiyor insan iyi şeylere, güzel şeylere. Mesela bir kitap okumak istiyor umuda dair. Ama herkesin o kitabı okumasını istiyor. Bir şarkı dinlemek istiyor erdemle ilgili. Tabi herkes dinlesin o şarkıyı. Ya da mutluluğun resmine bakmak istiyor insan. Gönül ister ki Abidin Dino’nun elinden çıkmış olsun. Ama Behzat Ç’nin çizimi olsa bile olur la! İnsan hep birlikte iyi ve güzel olmak istiyor. Birinin yüzü gözü sağlıktan kan saçarken öbürünün içi kan ağlasın istemiyor; biri çocuğuna yemek beğendiremezken öteki evine ekmek götüremesin istemiyor. Eşit ve adil olmak istiyor insan. Ama kimsenin evi yansın, ocağı batsında gözümüz de gönlümüz de yok. En azından evinin penceresini açsın, ocağından gelen kokular başkalarını ağlatmasın. Rıdvan Şahin
112 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
"Ölümün bile öldüğü bir yerdi Otlukbeli."
Yıl 1473. Yer Otlukbeli. İki Sultanımız, iki şehzademiz, iki Türk, iki Müslüman ordumuz var. İki ordumuzun dilinde yükselen "Allah Allah" seslerimiz var. Bir de iki kirpimiz var. Biri dişi, öteki erkek. Aşkı bu kirpilerden öğreniyoruz. Savaşı da.. Savaşın geleceğini Hayyam adlı bir akbabadan öğrenmelerine, akbabanın onlara buradan gitmelerini öğütlemelerine rağmen Otlukbeli’ni terk etmeyen bu kirpilerimizin gözünden izliyoruz savaşı. Ölümü de bu iki kirpinin gözünden izleyip öğreniyoruz. Bu saydıklarımızın yanında onlarca, yüzlerce, binlerce de sayamadıklarımız, adını bilmediklerimiz var. Osmanlılar, Akkoyunlular, kirpiler, koyunlar, kuşlar, çiçekler, ağaçlar.. “Ölümün bile öldüğü bir yerdi Otlukbeli.” diyor yazar. Okulda tarih derslerinde anlatılanlar kadarki bilgimle okudum. Tarihsel bir yanlışlık ya da doğruluk hakkında bir yorum yapamam. Gerek de yok zaten roman bu. Farklı bir bakış. Güzel bir kitap. Kirpilerimizin gözünden ölenin de biz öldürenin de biz olduğunu daha net görüyoruz, hissediyoruz, sorguluyoruz. Tavsiye ederim.
1473
1473Bedia Ceylan Güzelce · Çınar Yayınları · 2022257 okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Çin’de geçen ve ülkenin tek çocuk yasasını, baskıcı yönetimini ve yöneticilerini satır aralarında sıkça eleştiren bir kitap
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
. Arka kapak yazısıyla derinden etkiliyor ve insanı kendini sorgulamaya itiyor: “ Hakikat en çok hoşumuza giden yalanın ta kendisidir.” Tuvalet temizlikçisi Bayan Ming ve onun on çocuğunun öyküsünü bazen şaşkınlıkla bazen şüpheyle ama hep büyük bir merakla dinleyen Fransız iş adamı arasında geçen bilgelikle dolu diyaloglar çok keyifliydi. Hayal nerede başlıyor, gerçek nerede bitiyor? Ne yalan, ne doğru? Hangisi kurmaca, hangisi hakikat? Sayfalar boyunca bir uçtan bir uca savurmuş okurunu
Eric Emmanuel Schmitt
Eric Emmanuel Schmitt
. Sonunda da güzel bir ters köşeyle noktayı koymuş. Keyifli okumalar diliyorum.
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
Bayan Ming'in Hiç Olmayan On ÇocuğuEric Emmanuel Schmitt · Doğan Kitap · 20202,023 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.