100. incelemem en sevdiğim kitap için ve bu tabii ki tesadüf değil...
100. incelemeyi herhangi bir kitaba yazmak istemedim. Bana kitap okumayı sevdiren, hayatımı, mesleğimi belirleyen o kitap için yazmak istedim. Bir süredir kitap okumakta zorlanıyordum,
Çalıkuşu yine bana okumayı sevdirsin istedim; öyle de oldu, sayfalar aktı gitti sanki...
Bir
Sadık Hidayet; "Hiç kimse intihara karar vermez. İntihar bazılarına mahsustur. Onların yaradılışında vardır. Herkesin yazgısı alnına yazılmıştır. İntihar da bazı kimselerle birlikte doğmuştur. Ben, yaşamı sürekli alaya aldım. Dünya, tüm insanlar; gözümde bir oyuncak, bir rezillik, boş ve anlamsız bir şeydir. Uyumak, bir daha uyanmamak
Eğer bu kitabı okuduysanız kendinizi tebrik edebilirsiniz. Fakat durağan bir dili, çok karakterli oluşu sebebiyle değil, hayatınıza böyle enteresan bir sülalenin hikayesini bilerek devam edeceğiniz için. Yanında Marquez'in, adlandırmak dilinizin ucunda duran ama tam olarak ne olarak tanımlamanız gerektiğini kestiremediğiniz anlatımı da
Ben hayatımda böyle bir şey okumadım.. Bu.. yani vay canına! Ne diyeceğimi bilemiyorum. Lütfen okuyun, lütfen.
Şimdi geri saralım. Hizmetçi'den önce uzun bir süre ne okuyacağıma karar veremedim. Canım romantik bir şeyler okumak istiyor ama elim asla onlara gitmiyordu. En sonunda dedim ki: "Elini uzattığın kitabı al ve sonuna kadar
Ön bilgi: Kabuk Adam'ı bana tavsiye eden ve okumama vesile olan değerli arkadaşım
Roquentin'e teşekkür ederim.
Her ne kadar kitabın arkasında, "Kabuk Adam, Karayipler'de şiddetin bataklığında yaşanan korku ve tutku dolu sıradışı bir aşkın, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğun hikayesi."
Sevgili Jack, ne güzel yazmışsın. Her kitabında karakterinin ayrı bir yönünü öne çıkarıyor, diğer yönlerini susturmayi nasıl başarıyorsun, anlayamıyorum.
Bu kitabın tüm dünyanın etkilendiği, yoğun bedellerin ödendiği bir dönemi anlattığı için elbette öğretici, elbette çok kıymetli.
Haksızlık karşısında ses çıkarmayan insana tavrın, hatta bundan nemalananlara karşı bile bu kadar yoğun öfkelenmiyor oluşun şaşırtıcı.
Bu ihtiyar güneş altında emin ol ki değişen fazla birşey yok. Sizin zamanınızda ki kadar çok olmuyor olması, kimsenin adaletsizliğe uğramadığı ya da insanların hak ettikleri şekilde yaşadıklarını zannetmeni istemem. Evet sektörel olarak Karteller hâlâ var ve bir sonraki öğün ne yiyeceğinin belirsizliğinde yaşayan insanlar hâlâ mevcut. İşçi sınıfı açısından bakınca sanki daha modern köleler olduklarını söylesem eksik söylemiş olmam. Seninde işlediğin gibi iş kazası olduğunda, o Kodaman Avukat'lar hâlâ işçilerin kabahatli olduğu kararının alınmasını evet bu doğru şaşırmamalısın, kanunlar ne yazık ki hâlâ sermaye sahibinden yana.
Diyeceğim o ki, pekte birşey değişmedi. Üzgünüm.
Okuyacaklara notum:
Bu kitap ile Jack London sizin zeka seviyenizi ölçüyor ve bunu yaparken kimsenin ama kimsenin aklına gelmeyecek bir yollla yapıyor.
Eğer ki okur da, hiç birşey anlamazsaniz üzülmeyin bu sizin gerizekalı olduğunuzu değil, okumak için daha fazlasını yapacak cesarete sahip olmadığınızı gösterir.
Çok zevkliydi, çok...
Demir ÖkçeJack London · Can Yayınları · 201214,8bin okunma
Abdullah ve Peri'nin ayrılık öyküsünü anlatan bu kitap açık bir şekilde söylemek gerekirse Khaled Hosseini'nin en kötü kitabıydı.
Kitap kötü değildi ama yazar Khaled'in diğer kitaplarına nazaran daha az güzel. Yazarın diğer iki kitabını büyük bir zevkle okudum ama bu kitabı gerçekten sıkıcıydı. Ya da bana öyle geldi.
Kitabın sıkıcı gelmesinin sebebi belki aynı anda üç kitap okumamdan kaynaklanıyordur. Ama bana göre çok kopuk bir yapısı vardı kitabın. Kitabın başında ana iki karakterin çocukluk hallerini okumaya başlıyorsunuz ama ikinci bölümde onlardan hemen bağımsız Nebi adlı bir karakterin aşk maceralarına atlanılıyor. Tabi ana hikayeye katkısı var ama bence ikinci bölüm başlı başına bir kitap olurmuş.
Kitap yine klasik Khaled kurgusu. Afganistan'da geçiyor. Kabil şehri konu alınıyor. Amerika da geçen kısımlar var. Avrupai bir havada esirgenmiyor. Bunu yazarın diğer kitaplarında da görmüştük. Bu yazarın stili hem de yazar Afgan yani adam gidipte neden Norveç'te geçen bir kitap yazsın. Ama benden tavsiye üst üste okumayın yazarın kitaplarını. Çok fazla Kabil var.
Ama şöyle güzel bir yanı var:
Kabil de geçtiği için her kitabı Kabil'in her farklı yapısı görülüyor. Aynı zamanda Afganistan'ın. Yani Uçurtma Avcısı kitabında daha zengin bir kesimin yaşadıkları anlatılırken Bin Muhteşem Güneş'te Kabildeki kadınların durumu anlatılıyor. Bu kitapta ise Kabil'in köylük, kırsal ve fakir kesimi daha çok anlatılmaya çalışılmış. Ama zengin kesiminin de anlatıldığını unutmayalım.
Uzun lafın kısası Khaled Hosseini okumak istiyorsanız bu kitabından başlamayın.
Keyifli okumalar...