Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.” (Hadis / Müslim)
"Kim yatağına abdestli olarak girer ve uyku bastırıncaya kadar Allah'ı zikrederse, gecenin herhangi bir saatinde uyanıp da Allah'tan dünya veya ahiret hayırlarından bir şey isterse, ona Allahu Teala istediğini mutlaka verir." Hadis-i şerif Tirmizi, Deavat: 92.
Reklam
"Biz kendimizi hep doğru yoldan ayrılmamış kabul eder ve dünyanın bir imtihanhane olduğunu hep başkaları için düşünürüz. Yolda karşılaştığımız bir dostla ayaküstü falan kişiyi gıybet ediveririz de, iş nutuk çekmeye gelince, gıybet konusundaki hadis-i şerifleri sıralamakta arkamızdan kimse yetişemez. Dinleyen bizi hiç gıybet etmez sanır. Gözümüz mahremden hiç ayrılmaz ama anamıza, bacımıza, aman yabancıya teninizi göstermeyin, sonra çarşıda işlerimiz düzgün gitmez, evimizin bereketi azalır deriz, onlar da bizi başımızı yerden kaldırmaz sanırlar."
Her kim samimiyetle Allah'tan şehitliği dilerse, Allah onu şehitlerin derecesine ulaştırır. İsterse döşeğinde ölmüş olsun. Müslim imare 157. Hadis
Zülkârneyn, Âb-ı Hayat-ı bulmak için yolculuğa çıktığında, Hızır (a.s.)’ı keşif için önden yollamıştır. Hızır (a.s.) bir hadis-i şerifte, Musa (a.s.)’dan evvel yaşadığı ve hayat suyunu içerek ömrünü uzattığı anlatılır. Ayrıca İbrahim (a.s.)’a ilk iman edenlerdendir.
Ebu Hüreyre (r.a.) tarafından gelen bir hadis-i şerifte Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Hızır (a.s.) her nerede namaz kılarsa orası yeşillenir.” İkrime’den gelen rivâyete göre ise şöyledir: “Her nereye gitse, orası yeşillenir.”
Reklam
Hadis: Bir kadın dört şey için, yani ya mal için, ya şeref ve şanı için, ya güzelliği için veya diyâneti için nikâh olunur. Sen diyânet sahibesini ihtiyâr et, gözünü aç, sonra iki elin toprağa yapışır.
6.cilt
1491. Ebü’l-Fazl Abbâs İbni Abdülmuttalib radıyallâhu anh şöyle dedi: - Yâ Resûlallah! Bana Allah Teâlâ’dan isteyeceğim bir şey öğret, dedim. - “Allah’dan âfiyet dileyin!” buyurdu. Aradan birkaç gün geçtikten sonra tekrar yanına geldim ve: - Yâ Resûlallah! Bana Allah Teâlâ’dan isteyeceğim bir şey öğret, dedim. - “Ey Abbâs! Ey Resûlullah’ın amcası! Allah’tan dünya ve âhirette âfiyet dileyin!” buyurdu. Tirmizî, Daavât 85.Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 209. ... Halbuki Hz. Ebû Bekir’in haber verdiğine göre bir gün Resûl-i Ekrem minbere çıkmış, sonra ağlamaya başlamış ve ashâbına, “Allah’tan af ve âfiyet dileyiniz; zira bir kimseye imandan sonra âfiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir” (Tirmizî, Daavât 106; İbni Mâce, Duâ 5) buyurmuştu.
6.cilt
1490. İmrân İbni Husayn radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem onun babası Husayn’a dua etmesi için şu iki cümleyi öğretti: “Allâhumme elhimnî rüşdî ve eiznî min şerri nefsî: Allahım! Beni senin doğru yoluna ilet! Nefsimin şerrinden beni koru!” Tirmizî,
6.cilt
1480.Âişe radıyallâhu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: “Allâhumme innî eûzü bike min şerri mâ amiltü ve min şerri mâ lem a‘mel: Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.” Müslim, Zikir 65, 66.Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 32; Nesâî, Sehv 63, İstiâze 58, 59; İbni Mâce, Dua 3. ... Bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sözü daha kapsamlıdır. Bu sözün içine ilk bakışta, insanın o âna kadar yapmadığı, fakat ondan sonra yapabileceği günahlar girmektedir. İnsanın yapabileceği günahlar, yaptıklarından daha çok olabilir. Meselâ günahtan şiddetle sakınan bazı kimselerin bu davranışlarından dolayı gurura kapılıp kendilerini beğenmeleri başlı başına bir günahtır. Âyet-i kerîmede belirtildiği üzere, sadece zulmedenlere erişmekle kalmayan, diğer insanları da perişan edecek olan fitneler vardır [Enfâl sûresi(8), 25] İnsan bu geniş kapsamlı duayı yapmakla, başına gelebilecek sıkıntılardan da Allah’a sığınmış olmaktadır.
Reklam
6.cilt
1478. Ebû Bekir es-Sıddîk radıyallâhu anh Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e: - Bana bir dua öğret de namazımda okuyayım, dedi. O da şöyle buyurdu: - “Allâhumme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran ve lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente, fağfir-lî mağfireten min indik, ve’rhamnî inneke ente’l-gafûru’r-rahîm: Allahım! Ben kendime çok zulmettim.
“Bir kul günah olan ve akrabasıyla darılmasına yol açan birşey istemedikçe, bir de acele etmedikçe, duası mutlaka kabul olunur. Ya Rasûlallah, acele etmek ne demektir? diye sorulunca da şöyle buyurdu: "Çok dua ettim, gerçekten dua ettim de duamın kabul edildiğini görmedim der, dileğinin gecikmesinden dolayı usanır ve duayı terk eder, işte acele etmek budur." (Müslim, Zikir, 92)
Sayfa 582
6.cilt
1474. Ebû Hureyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dayanılamayacak dertten, insanı helake götürecek talihsizlikten, başa gelecek fenalıktan ve düşmanı sevindirecek felâketten Allah’a sığınınız.”   Buhârî, Daavât 28, Kader 13; Müslim, Zikir 53.Ayrıca bk. Nesâî, İstiâze 34, 35. Açıklamalar Dayanılamayacak dertler, sabredilemeyecek hastalıklar vardır. Bu dertlerden kurtulmanın bir yolunu bulamayan kimse “Allahım, canımı al da kurtulayım” diye feryada başlar. İnsanın geçimini üstlendiği kişilerin çok olup onları geçindirecek maddî gücünün bulunmaması, sevdiklerinden birinin tedavisi büyük harcamaları gerektirdiği halde çâresiz kalması bu nevi dertlerdendir. İnsanı helake götürecek tâlihsizlikler ile başa gelecek fenalıklar onun canında ve malında görülebileceği gibi aile fertlerine de musallat olabilir. Böylesine ağır sıkıntılar düşmanı sevindiren felâketlerdir. Takdir buyurulan her şeyin güzel olduğu düşüncesiyle bazı zahitler başa gelenlerden dolayı Allah’tan yardım istemeyi uygun görmese bile, Peygamber Efendimiz’in böyle dertlerden Allah’a sığınmayı tavsiye buyurduğunu dikkate alarak, sıkıntıya düşünce Cenâb-ı Hakk’ın yardımını niyaz etmeliyiz. Zira Âlemlerin Rabbi bir kuluna böyle bir dert ve sıkıntı takdir buyursa bile, onun dua edip yalvarması sebebiyle o sıkıntıyı kulundan uzaklaştırabilir.
6.cilt
1473. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dua etti: “Allâhümme musarrife’l-kulûb! Sarrif kulûbenâ alâ tâatik: Ey kalpleri yönlendiren Allahım! Kalplerimizi sana itaate yönelt!” Müslim, Kader 17. Ayrıca bk.Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 168. Açıklamalar Hadisimizin
varoluş amacımız
Müslüman olmak, dünyada Allah'ı zikretmek üzere var olduğumuzu bilmek demektir.
Sayfa 108 - TİYO YayıncılıkKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.