Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dört haslet vardır. Allah onları sevdiği kimseye verir.(Birincisi) sükûttur. Sükût ibadetin evvelidir.(İkincisi) Allah'a tevekkül etmektir.(Üçüncüsü) tevazudur.(Dördüncüsü ise) dünya hakkında zühttür. Yani dünyaya aldanmamaktır." (Hadis-i Şerîf)
Sayfa 26 - İbni Ebi Dünya, et-Tevazu, 127Kitabı okuyor
Peygamber Efendimiz salllalahu aleyhi ve sellem: "İman da sizden birinin içinde tıpkı elbisenin eskiyip yıprandığı gibi yıpranır sönükleşir. O halde Allah'tan (cc.) imanı kalbinizde yenilemesini, tazelemesini isteyiniz" buyurmuş. O halde dualarımızda Rabbimizden, bizi yolunda sabit kılmasını, imanımızı tazelemesini ısrarla ve daima istemeliyiz. Diğer bir hadîs-i şerîfte de Peygamber Efendimiz: "İmanınızı yenileyiniz." buyurdu. Denildi ki: "Ya Resûlallah, imanımızı nasıl yenileyebiliriz?" Buyurdu ki: "La ilahe illallâh sözünü çok söyleyiniz." Demek oluyor ki mânevî fetretin, gevşekliğin en müessir ilacı kelime-i tevhîd zikri imiş. Zikirden gafil olmamalı, mânevî vazifelerimizi, derslerimizi ihmal etmemeliyiz.
Sayfa 83 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Kim ki üç nesneden berî olduğu halde ruhu cesedinden ayrılırsa o kimse cennete girer. O nesneler şunlardır: Kibir, borç ve başkasını aldatmaktır." (Hadis-i Şerîf)
Sayfa 17 - Tirmizî, 1572; İbni Mâce, 2412Kitabı okuyor
"Üç helak edici haslet vardır. İtaat edilen cimrilik... Peşine takılan heva-i nefis... Ve kişinin kendini beğenmesi." (Hadis-i Şerîf)
Peygamberimiz (s.a.s.), "Insanlar zalimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah'ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır." hadis-i şerifi, inanan inanmayan herkesin sorumluluğunu hatırlatan, bizi kendimize getirmesi gereken büyük bir uyarıdır.
Sayfa 71
Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: "𝗖𝗲𝗵𝗲𝗻𝗻𝗲𝗺 𝗲𝗵𝗹𝗶𝗻𝗱𝗲𝗻 𝗲𝗻 𝗵𝗮𝗳𝗶𝗳 𝗮𝘇𝗮𝗯𝗮 𝘂𝗴̆𝗿𝗮𝘆𝗮𝗻𝗮 𝗮𝘁𝗲𝘀̧𝘁𝗲𝗻 𝗯𝗶𝗿 𝗰̧𝗶𝗳𝘁 𝗮𝘆𝗮𝗸𝗸𝗮𝗯ı 𝗴𝗶𝘆𝗱𝗶𝗿𝗶𝗹𝗶𝗿. 𝗕𝘂 𝗮𝘆𝗮𝗸𝗸𝗮𝗯ı𝗹𝗮𝗿 𝗼 𝗸𝗶𝘀̧𝗶𝗻𝗶𝗻 𝗯𝗲𝘆𝗻𝗶𝗻𝗶 𝗸𝗮𝘆𝗻𝗮𝘁ı𝗿. 𝗞𝗮𝗳𝗮𝘀ı 𝗮𝗱𝗲𝘁𝗮 𝗸𝗮𝘆𝗻𝗮𝘆𝗮𝗻 𝗯𝗶𝗿 𝘁𝗲𝗻𝗰𝗲𝗿𝗲 𝗴𝗶𝗯𝗶 𝗼𝗹𝘂𝗿. 𝗞𝘂𝗹𝗮𝗸𝗹𝗮𝗻 𝘃𝗲 𝗱𝗶𝘀̧𝗹𝗲𝗿𝗶 𝗸𝗼𝗿 𝗮𝘁𝗲𝘀̧𝗶 𝗴𝗶𝗯𝗶, 𝗴𝗼̈𝘇 𝗸𝗮𝗽𝗮𝗸𝗹𝗮𝗿ı 𝗸ı𝘇𝗴ı𝗻 𝗮𝗹𝗲𝘃 𝗴𝗶𝗯𝗶𝗱𝗶𝗿. 𝗕𝘂̈𝘁𝘂̈𝗻 𝗶𝗰̧ 𝗼𝗿𝗴𝗮𝗻𝗹𝗮𝗻 𝗮𝘆𝗮𝗴̆ı𝗻ı𝗻 𝗱𝗶𝗯𝗶𝗻𝗲 𝗱𝗼̈𝗸𝘂̈𝗹𝘂̈𝗿. 𝗢 𝗸𝗲𝗻𝗱𝗶𝘀𝗶𝗻𝗶 𝗰𝗲𝗵𝗲𝗻𝗻𝗲𝗺𝗱𝗲 𝗲𝗻 𝗮𝗴̆ı𝗿 𝗮𝘇𝗮𝗽 𝗴𝗼̈𝗿𝗲𝗻 𝗸𝗶𝘀̧𝗶 𝘇𝗮𝗻𝗻𝗲𝗱𝗲𝗿 𝗳𝗮𝗸𝗮𝘁 𝗼, 𝗮𝘇𝗮𝗯ı 𝗲𝗻 𝗵𝗮𝗳𝗶𝗳 𝗼𝗹𝗮𝗻𝗹𝗮𝗿𝗱𝗮𝗻𝗱ı𝗿."
Sayfa 107 - Buhâri, nr. 6561; Müslim, nr. 213; Tirmizi, nr. 2604.Kitabı okuyor
Reklam
Çünkü bu zamana kadar iptidai huruf-ı hecâ ve ilm-i hâl-i ihtiyari ve oğlan-kız karışık olarak mahalle ve karye mekteplerinde beratlı, beratsız birer miktar okumak bilen mahalle ve köy hocalarına ezber okutturuluyor ve şekl-i huruf bir iki sene sonra yazı hocası bulunup da yazı meşk edildiği zamanda bellene biliyor ve ulûm-ı âliye denilen Arabî,
Sabır...
Sabır dediğimiz şey tahammül değildir yahut tahammülden ibaret değildir. Sabır dediğimiz şey; Allah'ın nurunun tamamlanacağı konusunda kesin imanı olan insanların kendilerine Allah'ın emri olarak ulaşan şeyleri yapmaları, Allah'ın emir olarak ulaşmayan şeyleri yapmamaları demektir.
İmam Ahmed’in Hz.Abdullah bin Ömer’den (r.a.) rivayet ettiği hadis,bu ayeti en güzel bir şekilde tefsir etmektedir.Bu hadiste Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) bir hutbesinde şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: “Allah Teala gökler ve yeri avucuna alıp, Hükümran benim,Cebbar benim,Mütekebbir benim,neredeler yeryüzünün hükümdarları? Nerede cebbarlar, nerede mütekebbirler? diye seslenir.” Abdullah bin Ömer,hutbede bu ibareleri okurken,Peygamber Efendimizi bir titremenin tuttuğunu,öyle ki O minberden düştü düşecek diye korkuya kapıldıklarını rivayet etmektedir.
Fırka-i nâciye
Firka-i Naciye" denmesinin sebebi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şu hadisidir: "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır, bunların birisi hariç hepsi ateştedir." "Onlar kimlerdir ey Allah'ın Rasûlü?" dediler. "Benim ve ashabımın yolundan gidenlerdir." buyurdu. Bu hadis bize "naciye"nin anlamını açıklıyor. Buna göre, kim Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ve ashabının üzerinde bulunduğu yol gibi bir yolda olursa bid'atlerden kurtulmuş demektir. "Bunların birisi hariç hepsi ateştedir. Demek ki dünyada bid'atlerden kurtulanlar, ahirette de ateşten kurtulacaklar
Reklam
Raşid b Sad'ın ra Resulullah'ın ﷺ ashabından birisinden rivayetinde, bir adam Resulullah'a ﷺ şöyle der: "ey Allah'ın Resulü, müminlerin durumu nedir, şehid haricinde hepsi kabirlerinde imtihan oluyorlar mı?" bunun üzerine Resulullah şöyle buyurur: "Başındaki kılıç sesleri ona imtihan olarak yeter."
Vela/ dostluk, imân kardeşliği üzerine kuruludur, asabiyetler üzerine değil.
Ebu Hureyre'den rivayet olduğuna göre Nebi ﷺ şöyle buyurmuştur: "Kim körü körüne çekilmiş bir sancak altında savaşır; kabilesi için gazaplanır, kabilesine çağırır veya kabilesini destekler ve öldürülürse, bu cahiliye ölümüdür."
Müslim, Ahmed, Nesai ve diğerleri rivayet etmiştir.Kitabı okuyor
"Savaşçı niyeti Allahu Teala'nın kelimesinin yücelmesi olmadığı sürece, savaşı ile şehadeti hak edemeyecektir."
İmam Tahavi rahimehullahKitabı okuyor
Ona olan yolu meşakkatlidir. Vakarlı bir kalbe, soğukkanlılığa ve cesur bir sadra ihtiyacı vardır. Düşeceği yere düştüğünde ise söyleyeceği sözü şudur: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki, kurtuldum!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.