Bizi ninnilerle uyutan Bize en doğru ve en güzel örnek diye Geçmiş zamanı gösteren tarih! Alnında altı bin yıllık buruşukluklar ve şüpheler karışık Ona bazen eski anılarını sorarım O boğuk ve paslı bir sesle Başlar birer birer anlatmaya Mutlaka bir yenen, öte yanda on yenilen Çiğneyen haklı, çiğnenen utanç içinde Ezmeye alkış, gurura secde Hak kuvvetlinin, söz kötünündür Ezmeyen ezilir... Düşünceye artık yeter egemenliğiniz Yaşanır pek güzel zorbalıksız İşte gerçek özgürlük Ne savaşçı, ne savaş Ne zulüm, ne baskı Ben benim, sen de sen, ne efendi, ne de kul Kuşku bir aydınlığa koşmaktır Doğruyu aydınlatmak akıl için haktır. Tevfik Fikret
Kadı İyas henüz gençken ihtiyar bir adamla davalık oldu ve halife Abdülmelik'in kadısının huzuruna gittiler. Yargılama esnasında kadı, İyas'a kızıp, "Sen henüz bir çocuksun, bu yaşlı adamla laf yarışına girme, biraz az konuş” dediğinde, İyas, cevaben, "Hak bu adamdan büyüktür" dedi. Kadı yine kızıp, "Sen sus" dediğinde, "Ben susarsam benim hakkımı kim savunacak?" dedi. Kadı, bütün bütün öfkelenip, "Ben senin haksız olduğunu zannediyorum" dedi. İyas, cevabında, "Ben bu sabah evimden kadı hazretlerinin zannı üzere olayım diye çıkmadım" dedi. Kadı, "Sen bugün doğru bir söz söylemeyecek misin?" dedi. İyas, hemen, "Lailahe illallah, Muhammedün Resulüllah" dedi.
Sayfa 606 - Büyüyenay Yayınları 2014 BaskısıKitabı okudu
Reklam
ÖN SÖZ Vicdan, vericisi Allah olan; Kur'an'ın isimlendirmesi ile içimizdeki ruh, fuad, lübb, basiret, mizan, şehit/şahittir. Al- lahi, ahlakı ve ahireti bununla keşfederiz. Kur'an, Allah'ın insan aklını/vicdanını kullanarak yaptığı bir vicdan çalışmasıdır. Kur'an, Allah'ın insan vicdanını/aklını, insan (Arap) di-lini
Ankara Okulu Yayınları
İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu. Ve başlar bize maval okumaya. Ninniler uydurup uyutur bizi dedelerimizin derin boşluklar içinde, uzun, zifiri karanlık hayatından. Gösterir bize evvel zamanı, tek doğru, en güzel örnek, der. Bakarsın gelecek günlerin farkı yok geçen geceden. Senin tarih dediğin işte budur, alnında altı bin yıllık
Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
Müseylime ile aynı kabileden olan Talha en-Nemrî isimli bir şahıs bir gün Müseylime'nin yanına gitti ve: "Sen kimsin?" diye sordu. Müseylime kendini tanıtınca şahıs: "Seni peygamber olarak kim gönderdi?" dedi. Müseylime: "Rahmân!" diye cevap verdi. en-Nemrî: "Peki, sana Rahman aydınlıkta mı /gündüz mü geliyor, karanlıkta mı / gece mi?" diye sordu. Müseylime: "Karanlıkta." dedi. Talha, Müseylime'nin yüzüne baktı ve dedi ki: "Ben şehadet ederim ki sen bir yalancısın, Muhammed ise haktır. Fakat bize Benî Rabîa'nın yalancısı, Benî Mudar'ın sadığından/ doğrusundan daha sevimlidir." İşte söz bu... Tüm asabiyet hastalığının tutuşanların en bariz özelliği budur. Mesele kimin hak olduğu değildir onlar için, kimin doğru olduğu hiç değildir, kimin güzel iş yaptığı da değildir, onlar için aslolan nedir? Bizden mi, değil mi? Bizden olsun, çamurdan olsun mantığıdır.
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
900 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.