_Kanun ve Adalet_
_John Trenchart ve Thomas Gordon: Hukuksuz gücü savunup, keyiflerine göre hareket etmek isteyenler kadar arsız ve bencil sahtekarlar emin olun yoktur. Dilediklerine zulmederler ama kendilerine her ne zaman küçücük bir zarar dokunduğunu zannetseler, mağduriyette en gürültücü, davranışlarında ise en insafsız olanlarıdır. Ancak,
Tarihte kendi topraklarını kendi elleri ile satan Arapların haksız isteklerine neden destek veriyoruz? Onlar bizim soydaşlarımızı terör olarak görüyorlarsa, bizde İsrail'in hukuki haklı davasında yanlarındayız.
NATO'nun zorunlu kıldığı uydu politikası, Türkiye'yi Türkiye'yle ilgisi olmayan haksız maddi çıkarların koruyucusu yapmıştır. Bu nitelikteki Türkiye, tabiatıyla, Ortadoğu'daki nüfuzunu kaybedecek, 'Biz kendimize Türkiye'nin İstiklal Savaşı'nı örnek almıştık' diyenleri hayal kırıklığına uğratacaktır. Bu tutumundan ötürü Türkiye büyük bir yalnızlığa, en haklı Kıbrıs davasında bile yüzüstü bırakılmaya kendini mahkûm etmiştir. Yanı başındaki Arap-İsrail çatışmasını sanki Ay'daymış gibi seyretmiştir. Ortadoğu'nun en güçlü devletiyken, bölgenin geleceğini biçimleyen bu oluşum karşısında, en masum bir diplomatik etkiyi yaratmaktan aciz kalınmıştır.
İnsan bir davasında, bir teşebbüsünde kendini haklı gördüğü halde halkın, hem de vazifeleri dışında ve haksız yere alayına maruz kalırsa ne kadar canı sıkılır!
Sayfa 87 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Batılı taraflarca da "Tarihin en etkili insanı" olarak nitelendirilen Hz. Muhammed (s.a.v.)'in hangi şartlar altında peygamberlik vazifesine büründüğü ve altından başarıyla kalktığını, atıflarla birlikte gözler önüne seren bir eser.
Gözüme çarpan ilk detay yazarın kavram tanımları konusundaki profesyonelliği oldu.
-Canım Ülkemde en çok kullanılan haklı çıkma hilesi-
Muhalifimizin üstün olduğunu görüp, haksız çıkacağımızı fark edince işi kişiselleştirerek hakaret, saygısızlık ve kabalığa başvurabiliriz. Kişiselleştirme, tartışma konusundan ayrılarak (çünkü o alanda oyun zaten kaybedilmiştir) muhalifin üzerine gitmek, bir şekilde onun kişiliğine saldırmaktır.
Kişiselleştirme çok sevilen bir yoldur, çünkü herkes kolayca yapabilir ve bundan dolayı çok kullanılır. Asıl soru, böyle saldırılara nasıl karşılık vereceğimizdir. Eğer biz de aynı yönteme başvurursak, çok geçmeden kendimizi bir dövüş veya düellonun ortasında ya da bir hakaret veya yaralama davasında buluruz.