... Dâhi öğrencilerle öğretmenler arasında oldum olası bir uçurum vardır, okullarda boy gösterecek böyle kişilere öğretmenler baş belası gözüyle bakarlar. Onlar için dâhi öğrenciler öğretmenlerine saygı duymayan, on dördünde sigaraya başlayan, on beşinde âşık olan, on altısında meyhanede kafayı çeken, yasak kitaplar okuyan, küstahça kompozisyonlar kaleme alan, bazen öğretmenleri alaylı bakışlarla süzen, not defterlerine haklarında ele başı, ağır tecrit cezası adayı gibi notlar düşülen kötü kişilerdir. Sınıfında bir dâhi görmektense birkaç eşek görmek daha çok memnun eder bir öğretmeni. Aslında bu tutumunda da haksız sayılmaz, ne de olsa görevi olağandışı ve acayip kişileri değil, iyi Latince ve matematik bilen dürüst ve efendi orta sınıf insanını yetiştirmektir. Ancak, burada kimin kimi , öğretmenin öğrenciyi mi, yoksa öğrencinin öğretmeni mi daha çok sıkıntıya soktuğunu, daha ağır kahırlara ve çilelere göğüs germek zorunda bıraktığını, ikisinden hangisinin ruh ve yaşamının kısmen de olsa canına okuyup ayaklar altına alındığını anlamak için, insanın kendi çocukluk ve ilkgençlik yıllarını öfkelenmeden ve utanmadan anımsaması gerekiyor.