TÜMDENGELİM SANATI
Beynin Çatı Katında Yolunu Bulmak:
Olgulardan Tümdengelim Yapmak Farz edin siz Holmes'sunuz, ben de potansiyel müşteriniz, Maria. Geçtiğimiz yüz küsur sayfadan beri size birtakım bilgiler sunuluyor. Beni oturma odanızda otururken bir süre gözlemleseydiniz de üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri öğrenecektiniz. O yüzden şimdi
İncelememe kitabın cismani özelliklerini anlatarak başlamak istiyorum; Türkiye Diyanet Vakfı’nın neşretmiş olduğu ansiklopedik formattaki ‘’Safahat’’ kitabı 4 ana bölümden oluşmaktadır; 1. Bölümde (Giriş Bölümü) Milli Şairimizin hayatı, eserleri, sanat anlayışı ve güzel ahlakı anlatılmıştır. 2. Bölümde 7 kitaptan oluşan (Birinci Kitap, İkinci
Geleceği keşfe hiç kimsenin gücü yetmediği için mevcut durumda gelecek için tedbir alırım, hüküm veririm diyenler adeta yalan söylemiş olurlar. "Evdeki hesap çarşıya uymaz" sözü gide gide buraya varır. Hareketlerimize ve yaptıklarımıza dikkat et! Gelecek günler birer birer gelip çattıkça yaşanan olayların hangisi önceki tahminimize uyar? Bir iş tahminimizden iyi çıkarsa, "Bu kadar ummazdım ama umduğumdan güzel oldu" deriz. Fena çıkınca da, "İşte şu sebep çıktı da işi bozdu. Bense orasını daha önce kestirememişim" deriz.
Bu Doruk Yayınlarının 'Marksizm ve Kültür' dizisinden okuduğum ikinci kitap. Hangisi daha fena karar veremedim! Bazı yazarların Marksizm ile alakası olmayan, postmodern zırvalıkları illa Marksizm olarak sunmaya neden bu kadar meraklı olduğunu da anlayamadım. Yani insan kendine başka isim bulmakta bu kadar kabız iken, Marksizmi yenilemek konusunda yaratıcı olmak iddiasına nasıl sahip olabiliyor onu da çözemedim.
Marx, ne diyalektiğin ne de materyalizmin mucidi değil. Bunu kendisi defalarca söylemiş, her iki yöntemi de özgün bir şekilde kullanmak dışında bir iddiası olmamış. Şimdi ne diyalektik ne de materyalist olan, sonuna kadar metafizik bir idealizmi niye, neden, nasıl Marksizmin yenilenmesi olarak sunma ihtiyacı hissedilir, hayretler içindeyim...
Marx, ne sınıfların ne de bu sınıflar arası mücadelenin varlığını ilk kez tespit etmiş değil. Bunu kendisi defalarca söylemiş, artık değer olgusunu ispatlamak dışında bir iddiası olmamış. Şimdi sınıf mücadelesinden açık açık vazgeçmeyi teklif eden bir metin, nasıl Marksizmi yenilemiş olabilir, çözemiyorum!
Bir şeyin yenilenmesi, onun ayırt edici özgün yanını sabit tutularak veya geliştirilerek yapılabilir. Ayırt edici unsurdan vazgeçmek, ne kadar yenilemeyse; 500 yıllık bir binayı yıkıp üstüne betondan bir gökdelen dikmek de o kadar restorasyondur...
Her şeyi merak edip böyle abuk sabuk kitaplar okuyorum ya, müstehakımdır!
Dialog
Nasıl net gözlem yapa biliriz?
Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz?
Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız?
Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız?
Derler insan çözülmez kutu bağlı.
Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Ünlü yazar Victor Hugo, eserleri ve kendisi hakkında kendisini en hoşnut eden anısını şöyle anlatmış bir röportajında:
“…Yıl, 1887... Gazetecinin biri, Victor Hugo’ya soruyor: “Eserleriniz ve siz bugüne kadar çok olumlu eleştiriler aldınız, çok övüldünüz. Bunlar arasında sizi en çok hangisi hoşnut etti?” Hugo anlatıyor: “Karlı bir kış gecesiydi.
Her türden bilginin her zaman güç kaynağı olduğunu düşünürdüm. Araştırmak, araştıranlardan faydalanmak. Ama fena bir yüzyıla denk gelmişiz. Öyle fena ki önceki yüzyıllarda bilinçli kölelik vardı. Şimdi emeğini, bedenini, ruhunu, hayatını her şeyini sömürüyorlar ve farkında bile olamıyorsun. Gerçi hangisi daha kötü bir türlü bilemedim ki farkında olmak mı olmamak mı?
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,